Amerikan istihbarat kurumlarının ortak hazırladığı yıllık tehdit değerlendirme raporu hem ulusal hem de küresel tehditlerle ilgili uyarılara yer veriyor. Raporda Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi devlet aktörlerinin yarattığı tehditler ayrı ayrı tartışılıyor. Bunlarla birlikte Gazze savaşının ‘bölgesel bir krizin nasıl geniş sıçrayan etkilerinin olabileceğini ve diğer alanlardaki uluslararası iş birliğini zorlaştırabileceğini’ gösterdiği belirtiliyor. Bu krizin ‘yüksek kabiliyetli bir devlet altı aktör’ olan Hamas tarafından tetiklendiği, bölgesel hedefleri olan İran tarafından alevlendirildiği, Çin ve Rusya’nın söylemleriyle Amerika’nın küresel pozisyonunun altını oymak için kullandığı değerlendirmesi yapılıyor. Küresel sistemin büyük güçler arasındaki mücadele, bölgesel krizler ve uluslar üstü tehditler yüzünden çok daha kırılgan hale geldiğini ifade eden rapor hem uluslararası sistemin kurallarına hem de Amerika’nın hâkim pozisyonuna Çin, Rusya, İran ve bölgesel aktörler tarafından meydan okunduğuna dikkat çekiyor. Amerikan istihbarat bürokrasisinin dünyayı nasıl gördüğüne dair önemli ipuçları içeren rapor, ülkenin siyaset kurumlarının alacağı kararlar için de önemli bir referans kaynağı oluşturuyor.
Amerikan istihbarat kurumlarının ortak hazırladığı yıllık tehdit değerlendirme raporu hem ulusal hem de küresel tehditlerle ilgili uyarılara yer veriyor. Raporda Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore gibi devlet aktörlerinin yarattığı tehditler ayrı ayrı tartışılıyor. Bunlarla birlikte Gazze savaşının ‘bölgesel bir krizin nasıl geniş sıçrayan etkilerinin olabileceğini ve diğer alanlardaki uluslararası iş birliğini zorlaştırabileceğini’ gösterdiği belirtiliyor. Bu krizin ‘yüksek kabiliyetli bir devlet altı aktör’ olan Hamas tarafından tetiklendiği, bölgesel hedefleri olan İran tarafından alevlendirildiği, Çin ve Rusya’nın söylemleriyle Amerika’nın küresel pozisyonunun altını oymak için kullandığı değerlendirmesi yapılıyor. Küresel sistemin büyük güçler arasındaki mücadele, bölgesel krizler ve uluslar üstü tehditler yüzünden çok daha kırılgan hale geldiğini ifade eden rapor hem uluslararası sistemin kurallarına hem de Amerika’nın hâkim pozisyonuna Çin, Rusya, İran ve bölgesel aktörler tarafından meydan okunduğuna dikkat çekiyor. Amerikan istihbarat bürokrasisinin dünyayı nasıl gördüğüne dair önemli ipuçları içeren rapor, ülkenin siyaset kurumlarının alacağı kararlar için de önemli bir referans kaynağı oluşturuyor.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nde Ulusal İstihbarat Direktörü (DNI) Avril Haines, CIA Direktörü Bill Burns ve FBI Direktörü Christopher Wray’in katıldığı halka açık bir oturumda siyasetçilerin sorularına cevap veren istihbarat yetkilileri, eş zamanlı olarak yayınlanan raporun bulgularını tartıştılar. Bu yetkililer, raporun içeriğinden farklı değerlendirmelerde bulunmamaya çalışsa da TikTok, Gazze, Ukrayna ve terörle mücadele alanında söyledikleri dikkat çekti. Yetkililer, Çin’in Amerikan seçimlerinde etki operasyonları yapmak istediği takdirde TikTok’u kullanma potansiyelinin olduğunu söylediler. TikTok yasasının zaten geçmiş olması bu değerlendirmenin yasa tasarısının hazırlanmasında etkili olduğuna işaret ediyor. Raporda Çin’in Amerikan halkı üzerindeki etki operasyonu kabiliyetinin Rusya’nın seviyesine yaklaştığı değerlendirmesine yer veriliyor. 2022 ara seçimlerinde Çin Komünist Parti bağlantılı TikTok hesaplarının her iki parti adaylarına karşı propaganda faaliyetinde bulunduğunu belirten Haines, benzer faaliyetlerin 2024 başkanlık seçimlerinde yaşanmayacağını söyleyemeyeceğini belirtti.
Raporda en fazla yer ayrılan Çin kaynaklı tehditler ve meydan okumalar listesinde bölgesel, ekonomi, teknoloji, toplu imha silahları, askeri kapasite, uzay, siber ve istihbarat operasyonları gibi başlıklar var. Çin’in toplam ulusal güç olarak ABD’yi geçmek ve komşuları ve diğer devletlerden kendi tercihlerine saygı duyulmasını sağlamak amacında olduğu değerlendirmesine yer verilirken, Rusya’nın ise ABD’yi doğrudan tehdit ederek bölgesel ve küresel avantaj etmek peşinde olduğu belirtilmiş. Çin değerlendirmesinin hemen başında Rusya’yla yapılan bu karşılaştırma, Washington’un ABD’yi küresel birincillik pozisyonundan edebilecek tek güç olarak Çin’i gördüğünü teyit ediyor. Bununla birlikte Gazze gibi bölgesel meselelerde bu iki ülkenin ABD’nin pozisyonunu zayıflatmak için birlikte hareket ettiğine dikkat çekilerek adeta Çin’in Çin’den ibaret olmadığı vurgulanmış. Bu iki devletin özellikle otoriterliği teşvik ve dezenformasyon yaymak üzerinden uluslararası iş birliği imkanlarını zayıflattıkları belirtiliyor.
Amerika’nın ‘rekabetçi’ adımlarının Çin tarafından diplomatik, ekonomik, askeri ve teknolojik bir ‘çevreleme’ politikası olarak algılandığını belirten rapor, Çin Komünist Partisi’nin meşruiyetini korumak, Amerikan etkisini zayıflatmak ve Washington’un müttefikleriyle arasına nifak sokmak çabasında olacağı öngörüsünde bulunuyor. Buna karşın Çin’in büyümesinin ekonomik yavaşlama ve demografik zorluklar yüzünden yavaşlamasının kesin olduğu belirtilirken Tayvan konusunda Çin’e karşı direnişin arttığına dikkat çekiliyor. Bu direnişin Biden yönetiminin Avrupa ve Asya’daki müttefiklerine yaptığı yatırımlar sayesinde güçlendiği belirtilmemiş ancak bunun ima edildiğini tahmin etmek abartı olmayacaktır. Çin’in Rusya’ya verdiği desteğin dengeli ve dikkatli gittiğini belirten rapor, ‘Kuşak ve Yol Girişimi’ gibi küresel inisiyatifler üzerinden uluslararası etkisini artırmaya çalıştığı belirtiliyor. Çin’in teknolojik bir süper güç olma amacında olduğu ve 2049 yılına kadar dünya çapında bir ordu kurmaya çalıştığı değerlendirmesine yer veriliyor. Uzay ve siber alanlarında yüksek kapasite geliştirdiğine dikkat çekilen Çin’in uluslararası etki ve istihbarat operasyonları üzerinden Amerikan toplumu içindeki bölünmeleri de lehine kullanmaya çalıştığı görüşüne yer veriliyor.
Rusya’nın Ukrayna işgal girişimi yüzünden büyük zorluklarla karşı karşıya olduğu ve Çin’e daha bağımlı hale geldiğini belirten raporda buna rağmen Rusya’nın dirençli ve kapasitesi yüksek bir hasım olmaya devam ettiğine vurgu yapılıyor. Batı pazarından çıkarılması ve insan kaybına karşın enerji kaynağı avantajı devam eden Rusya’nın Çin, İran, Kuzey Kore ve bazı küresel Güney ülkeleriyle ilişkilerini geliştirerek Batıyla kopuşun zararını dengelemeye çalıştığı belirtiliyor. Amerika içinde etki operasyonları konusunda Çin’e nazaran daha uzun bir geçmişi olan Rusya’nın bu kabiliyetlerinin devam ettiği ve Amerika’nın müttefikleriyle arasını da açmaya çalıştığı değerlendirmesine yer verilmiş. Amerikan güvenlik bürokrasisinin istihbarat değerlendirmesinin ulusal politikaların belirlenmesinde ciddi bir ağırlığı olduğu biliniyor ve bu rapora bakıldığında Çin ve Rusya’ya odaklanmanın devam edeceği açık. Kurala dayalı uluslararası sistemin aşınmaya devam ettiği ve gerek bölgesel krizlerin gerekse iklim, göç ve terör gibi küresel meydan okumaların ABD’nin hasımları tarafından kullanıldığı değerlendirmesi raporun ana fikri olarak öne çıkıyor.
[Yeni Şafak, 20 Mart 2024]