SETA > Yorum |
Ukrayna ya Destek Nereye Kadar

Ukrayna’ya Destek Nereye Kadar?

Yaklaşık altı ay süren pazarlıklar sonunda Kongre Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolarlık savunma yardımını onaylamıştı. Cumhuriyetçiler bu yardımı Biden’dan Meksika sınırıyla ilgili tavizler koparmak için sürüncemede bırakmıştı. Ancak İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısı sonrasında bölgesel tansiyonun yükselmesi Kongre’yi harekete geçirdi ve Biden paketi 24 Nisan’da imzalayarak Ukrayna’ya yardımın da hemen başlayacağını açıkladı. Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yardım konusundaki isteksizliği ve konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesi, Rusya’nın Batı’nın desteğinin ilelebet sürmeyeceği hesabının doğru çıkabileceğine işaret ediyordu. Biden yönetimi ve Amerikan Kongre’si bu hesabın boşa çıkacağı mesajını vermek adına yardım paketini geçirdi ancak bu paketin bu kadar zor geçmesi ileride Ukrayna’ya desteğin devam edip etmeyeceği konusunda derin şüphe uyandırdı.

Yaklaşık altı ay süren pazarlıklar sonunda Kongre Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolarlık savunma yardımını onaylamıştı. Cumhuriyetçiler bu yardımı Biden’dan Meksika sınırıyla ilgili tavizler koparmak için sürüncemede bırakmıştı. Ancak İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısı sonrasında bölgesel tansiyonun yükselmesi Kongre’yi harekete geçirdi ve Biden paketi 24 Nisan’da imzalayarak Ukrayna’ya yardımın da hemen başlayacağını açıkladı. Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yardım konusundaki isteksizliği ve konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesi, Rusya’nın Batı’nın desteğinin ilelebet sürmeyeceği hesabının doğru çıkabileceğine işaret ediyordu. Biden yönetimi ve Amerikan Kongre’si bu hesabın boşa çıkacağı mesajını vermek adına yardım paketini geçirdi ancak bu paketin bu kadar zor geçmesi ileride Ukrayna’ya desteğin devam edip etmeyeceği konusunda derin şüphe uyandırdı.

WASHİNGTON’IN HESABI

Amerikan siyasetçileri seçim senesinde İsrail’in İran’la muhtemel bir savaşa girmesinin ve Rusya’nın Ukrayna’da ilerlemesinin siyasi bedelini ödemek istemedi. Bu dinamiklerin harekete geçirdiği yardım paketi, Ukrayna’ya desteğin devamını en azından bu senenin sonuna kadar garantiledi. Rus lider Putin ise ele geçirdiği psikolojik üstünlüğü devam ettirmek adına son günlerde Karkiv bölgesinde sürpriz ilerlemeler sağlayarak Ukraynalıların moralini bozmayı başardı. Son haftalara kadar doğu cephesinde yenişemezliğin hâkim olduğu savaşta Rusların kuzeydoğudan Karkiv’e yakın sınırdan ilerleyebilmesi Ukrayna’yı yeni bir savunma hattı kurmaya zorladı. Amerikalı uzmanlar Rusların bu ilerlemesinin Amerikan yardımı geldiğinde geri döndürülebilir taktiksel kazanımlar olduğu görüşünde olsa da Ukrayna’nın uzun zamandır ilerleyememesi bu analizin doğruluğuna gölge düşürüyor. Bununla birlikte Amerika’nın verdiği silahların Rusya’ya karşı ofansif amaçlı kullanılamayacak olma şartı da Ukraynalıları kendi sınırlarından içeriye doğru geri çekilerek adeta bir ‘tampon bölge’ oluşturmak zorunda bırakıyor. Rusya sınıra çok yakın konuşlanabilirken Ukraynalıların sınırın hemen öbür tarafındaki Rus birliklerine saldırı yapamaması taktiksel geri çekilmeyi zorunlu kılıyor. Rusların stratejik zafer kazanamadığını ve ilerlemelerinin taktiksel olduğunu kabul etsek dahi Ukraynalıların gerilediği algısı Amerikan yardımının etkinliğini sorgulatıyor. Yardım paketinin Kongre’den geçmesinden sonra ilk kez Ukrayna’ya giden Dışişleri Bakanı Blinken’ın 2 milyar dolarlık yeni yardım açıklaması, Amerikan desteğinin devam edeceği konusunda Kiev’i rahatlatmak ve Rusya’ya mesaj vermek amacı taşıyor. Başkan Biden da paket Kongre’den geçer geçmez Zelenski’yle görüşerek yardımları hemen ulaştıracaklarını ve Ukrayna’nın Batı güvenlik sistemine entegrasyonu ve iç reformlar konusunda destek vereceğini söyledi. Ancak Amerikan yardımlarının ulaştırılma hızı ve zamanlaması hayati önem taşıyor zira işgalin başından beri kritik fark yaratacak silahların geç verilmesi Rusya’nın ilerlemesine izin vermişti. Bu sene de Amerikan yardımının işe yaramadığı algısı güçlenirse, Biden tekrar kazansa dahi Ukrayna’ya barış masasına otur baskısı artacaktır.

ŞARTLI DESTEK

Bir yandan Ukrayna’nın NATO’yla yakın çalışması ve Avrupalıların yardımının Amerikan yardımından bağımsız hale getirilme çabası da Kasım ayındaki olası bir Trump zaferine hazırlık çabası olarak değerlendirilmeli. Biden’ın ‘iç reform’ vurgusu da Ukrayna’ya verilen yardımlara ilişkin Cumhuriyetçilerin yolsuzluk suçlamalarının etkisini azaltmaya yönelik bir çaba olarak öne çıkıyor. Diğer bir deyişle, Ukrayna’ya yardım artık adı konulmamış bazı siyasi şartlara bağlanmış durumda ve olası bir Trump zaferinde de bütün kartlar yeniden karılacak. Biden’ın destek konusunda ısrarcı olmasına rağmen savaşın sonlandırılmasına ilişkin stratejisinin belirsizliği de önemli bir handikap oluşturuyor. Batı’nın Ukrayna’ya ileri teknolojik silah ve savunma sistemleri vermesine karşılık Rusya’nın daha konvansiyonel silah sistemleri konusundaki üstünlüğü devam ediyor. Putin’in yüksek teknolojili ve gelişmiş silah sistemlerine yatırım yapması bu farkındalıktan kaynaklanıyor. Ukrayna ileri sistemlere sahip olmasına rağmen bir yandan mühimmat konusunda sıkıntı çekiyor bir yandan da Batı tarafından vadedilen F-16’ları envanterine alıp sahada kullanma aşamasına gelemediği için hava üstünlüğü kuramıyor. Öte yandan Amerikan yönetiminin sağladığı füze sistemlerini ve ileri teknolojiye sahip silahları ofansif amaçla kullanmama şartına bağlaması, Karkiv’de olduğu gibi Rusya’ya fiilen avantaj sağlıyor. Washington’ın sadece savunmada kullanma şartıyla verdiği sistemler, Rusya’nın Ukrayna sınırına çok yakın bölgelere kadar gelip konuşlanmasını engelleyemiyor. Biden yönetiminin bu şartı kaldırması durumunda Ukrayna sınır ötesi operasyonlarla Rusya’yı püskürtme şansını yakalayabilir ancak bunun için Biden’dan yeşil ışık gelmesi zor görünüyor.

PUTİN’İN HESABI

Putin cephesindeki hesaplar ise hala Amerikan yardımının sonsuza kadar devam etmeyeceği ve belli şartlara bağlı olması itibariyle etkisinin sınırlı olduğu yönünde. Bununla birlikte Rusya Ukrayna’nın F-16 jetlerine sahip olması, NATO sistemlerini kullanmakta uzmanlaşması ve ikinci bir Biden dönemi ihtimaline askeri kapasitesini ileri teknolojiye sahip silah sistemleri üreterek hazırlanmak istiyor. Sene sonuna kadar cephedeki kazanımlarını artırarak olası bir Trump başkanlığında kurulacak ‘barış masasına’ güçlü oturma hesabı yapıyor. Biden ise en azından bu seneyi kurtarmış olmanın rahatlığını yaşıyor ancak Kasım öncesinde gelecek her Rus ilerlemesi haberinin aleyhinde olacağının farkında. Putin sene sonuna kadar maksimum ilerleme sağlayıp Biden’ı Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden taviz vermeye razı etmeyi hedefliyor. Trump kazanırsa da masaya güçlü gelerek aynı tavizleri almak istiyor. Kasım seçimlerinde kim kazanırsa kazansın, Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yeni destek paketleri açıklaması hiç de kolay olmayacak. Bu da önümüzdeki yıl ikinci Biden veya Trump döneminde Ukrayna savaşında kritik değişikliklerin olabileceğine işaret ediyor.

[Yeni Şafak, 17 Mayıs 2024]