İsrail’in Gazze’de yaşanan insani dramın sorumluluğunun Hamas’ta olduğu argümanı Amerikan kamuoyunu ikna edemedi. Önceki operasyon ve savaşlardan farklı olarak, İsrailli yetkililerin Gazze’deki sivillerin hedef alınmasını haklı çıkarma çabaları ve sivil kayıplara duyarsız açıklamaları İsrail’in halkla ilişkileri kampanyasını başarısız kıldı. İsrail’in Hamas’ın elinde Amerikan vatandaşlarının da bulunduğu rehinelerin kurban olmasını dahi göze alan görüntüsü karşısında, Biden yönetiminin Gazze’ye kara operasyonunun ertelemeye yönelik çabaları da yoğunlaştı. Demokrat Parti içindeki sol ilerici kanadın İsrail’e eleştirileri ise, Biden’ın İsrail’e tam destek politikasını değiştirmeye yetmese de, Amerikan kamuoyunun özellikle insani duruma verdiği tepkinin arttığına işaret ediyor.
İsrail’in Gazze’de yaşanan insani dramın sorumluluğunun Hamas’ta olduğu argümanı Amerikan kamuoyunu ikna edemedi. Önceki operasyon ve savaşlardan farklı olarak, İsrailli yetkililerin Gazze’deki sivillerin hedef alınmasını haklı çıkarma çabaları ve sivil kayıplara duyarsız açıklamaları İsrail’in halkla ilişkileri kampanyasını başarısız kıldı. İsrail’in Hamas’ın elinde Amerikan vatandaşlarının da bulunduğu rehinelerin kurban olmasını dahi göze alan görüntüsü karşısında, Biden yönetiminin Gazze’ye kara operasyonunun ertelemeye yönelik çabaları da yoğunlaştı. Demokrat Parti içindeki sol ilerici kanadın İsrail’e eleştirileri ise, Biden’ın İsrail’e tam destek politikasını değiştirmeye yetmese de, Amerikan kamuoyunun özellikle insani duruma verdiği tepkinin arttığına işaret ediyor.
Ipsos’un 20 Ekim tarihli bir anketi Amerikan halkının %41’inin Gazze savaşında İsrail’e destek vermesi gerektiğini düşündüğünü gösteriyor ancak nötr bir arabulucu olmasını (%27) isteyenlerle hiç dahil olmamasını isteyenlerin (%21) toplamı bu rakamı geçiyor. Filistinlilere destek vermesi gerektiğini düşünenlerin oranı (%2) çok düşük olmasına karşın, ABD’nin Filistinli sivilleri koruma yükümlülüğü olduğunu düşünenlerin oranı %41 civarında. Bu rakam İsrailli siviller için daha yüksek (%53) olmakla birlikte ankete katılanların %81’i İsrail’in Hamas’ı vurmaya çalışırken sivilleri öldürmekten kaçınması gerektiğini düşünüyor. Gazze’deki sivillerin güvenli bir ülkeye gitmesine izin verilmesi gerektiğini düşünenlerin oranının (%87) yüksekliği de göz önünde bulunduğunda insani dramla ilgili hassasiyetin yüksek olduğu ve İsrail’in Hamas’ın sivillerin arkasına saklandığı tezinin yeterince alıcısı olmadığı görülüyor.
OBAMA’NIN UYARISI
Eski Başkan Obama’nın İsrail ve Gazze’deki duruma ilişkin yazdıkları, Amerikan kamuoyunda sivillerin cezalandırılmasına tepkinin güçlendiğinin bir göstergesi olarak görülebilir. Obama, İsrail’in Hamas’ın saldırısına karşı kendini savunma hakkı olduğunu ve Biden’ın Hamas’ın altyapısının çökertilmesi için İsrail’e destek verme politikasını desteklediğini yazıyor. Obama, İsrail’e destek vermekle birlikte ‘askeri operasyonların özellikle sivil ölümlerine ilişkin uluslararası hukuka uyması gerektiği konusunda net olmamız gerekiyor’ ifadelerini kullanarak insani durumun kötüleşmesi konusunda Netanyahu hükümetinin sorumluluğuna vurgu yapıyor.
Eski Başkan, operasyonlarda sivillerin korunarak insan hayatına verilen değerin gösterilmesinin hem uluslararası ittifak inşası için hem de İsrail’in uzun vadeli güvenliği açısından hayati önem taşıdığını yazmış. Obama, savaş koşullarında sivillerin korunmasının çok zor olmasına karşın sivil kayıpların göz ardı edilmesinin, içinde çocukların da olduğu binlerce Filistinlinin ölmesinin, yüzbinlerin evlerini terk etmek zorunda kalmasının ve İsrail’in yiyecek, su ve elektriği kesmesinin insani durumu kötüleştirmekle kalmayacağını savunuyor.
Obama’nın insani krizin gelecek Filistinli nesilleri daha da düşmanlaştıracağı, İsrail’e küresel desteği azaltacağı, İsrail’in düşmanlarına hizmet edeceği ve bölgesel barış ve istikrarın altını oyacağı şeklindeki uyarıları nispeten hafif eleştiriler olarak değerlendirilebilir. Ancak İsrail’e kim daha fazla destek olacak şeklinde devam eden siyasi ortam göz önünde tutulduğunda Obama’nın Netanyahu yönetimini eleştirdiği görülüyor.
İsrail’in kendini savunma hakkı olduğu, Hamas’ın sivilleri insan kalkanı olarak kullandığı, sivil kayıpların kaçınılmaz olduğu, Gazze halkının çoğunun zaten Hamas’a destek verdiği gibi tezlerin bombardımanı altındaki bir kamuoyuna, İsrail’in her şeye rağmen uluslararası hukuka uyması gerektiğini hatırlatıyor Obama. Netanyahu’yla yıldızı hiç barışmayan ve kendi dönemindeki barış girişiminin İsrail’in yerleşimci politikalarının kurbanı olmasını unutmayan Obama’nın Gazze konusunda görüşlerini belirtmesi, İsrail’in Amerikan kamuoyunu ikna edemediğini de gösteriyor.
‘BARIŞ İÇİN GÜVENLİK’ YARDIMI
‘İsrail’in kendini savunma hakkı var ama…’ şeklinde daha sık kurulmaya başlanan cümleler Amerikan kamuoyunda Gazze’de sivillerin cezalandırılmasından duyulan rahatsızlığı ifade ediyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Josh Paul isimli bir diplomatın Washington Post’a yazdığı görüş yazısında ifade ettiği gibi, Oslo’dan beri İsrail’e verilen Amerikan yardımının ana çerçevesini oluşturan ‘barış için güvenlik’ formülünden uzaklaşılmış bir noktadayız. Amerika’nın yardımı barışı getirmediği gibi, İsrail’in Filistin işgalini genişletme, derinleştirme ve kalıcı kılma politikasına yardım etti. Şimdilerde ise bu yardımın İsrail’in Gazze’de yarattığı insani dram koşullarını yaratmak için kullanılma ihtimali yüksek.
Amerika’nın her yıl sağladığı milyarlarca dolarlık yardım, İsrail’in güvenlik kaygılarının giderilerek Filistin devletinin kurulması için gereken tavizleri vermesinin sağlanması fikrine dayanıyordu. Bu sonuç gerçekleşmediği gibi, Amerikan yardımları Filistin’deki Yahudi yerleşimcilerin korunmasına ve dolayısıyla Filistin devletinin kurulmasının imkânsız hale getirilmesine harcandı. Paul, halihazırda Gazze’de devam eden savaşta Amerikan silah ve mühimmatının sivillere karşı kullanılma ihtimaline karşın, Amerikan Dışişleri’nin bu ihtimali yeterince değerlendirmeden İsrail’in taleplerini karşılamak için acele edildiği için görevinden istifa ettiğini ifade ediyor.
Bütün bu tartışmalar Amerikan kamuoyunda genel olarak Hamas’a karşı İsrail’e desteğin devam ettiğini ancak Filistinli sivillerin cezalandırılmasının tepki çektiğini gösteriyor. İlk günlerde İsrail’in 11 Eylül’ü şeklinde değerlendirilen ve aşırı tepkinin bir şekilde meşru görüldüğü süreçte, zaman geçtikçe insani krizin boyutları Amerikan kamuoyunun da tepkisini çekti. Biden tam destek politikasına devam ederken ana akım medya da İsraillilerin yaşadıklarına odaklanmakta ısrar etse de Amerikan kamuoyunun kayıtsız şartsız İsrail’in yanında olduğunu söylemek mümkün değil.
[Yeni Şafak, 25 Ekim 2023]