İran'ın başkenti Tahran'daki Parlamento binası ile Ayetullah Humeyni'nin türbesine yönelik intihar saldırısı düzenlendi. DEAŞ’ın üstlendiği saldırılarda 7 kişi öldü, 4 kişi de yaralandı.
Yaşanan saldırıları SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ile görüştük. Saldırıyı yorumlamadan önce Ortadoğu’da yaşanan kaotik döneme işaret eden Acun, “Terör eylemleri araçsallaştırılmış durumda. Şuan devletler arasında vekaletler savaşı var. Bir şekilde ülkeler vekil unsurları aracılığıyla terör örgütlerini kendi çıkarları için kullanıyorlar.
İran da bundan bağımsız olmadığını gösterdi. İranlı yetkililer daha önce iddialı bir şekilde kendi güvenlik güçlerinin ülke içerisinde başka terör eylemleri yapılmasını engellediğini duyurdular.
Böylece diğer Ortadoğu ülkelerine –Türkiye’yi de dahil ederek- nazaran daha güçlü bir istihbarat aygıtları olduğunu iddia etmişlerdi. Saldırıyla bu iddianın böyle olmadığı ortaya çıkmış oldu.” dedi.
İran içinde ciddi kırılgan yapıların olduğunu ifade eden Acun, hem mezhepsel hem de etnik ayrılıkların varlığı hatırlattı. Ayrılıkçı örgütlerin bir şekilde İran Ordusuyla da çatışma halinde olduklarını söyleyen Acun, “İran’ın başkentinde bu tarz terör eylemleri uzunca bir süredir olmamıştı.
Şimdi yeniden örgütlerin oluşan bu gerginlikten de yararlanarak, belki dış destek de alarak, eylemler gerçekleştirdiklerini görüyoruz.” dedi.
CAN ACUN: İRAN CİDDİ YAYILMACI BİR POLİTİKA İZLEDİ
ABD’nin Afganistan ve Irak işgallerinin ardından, İran’ın ciddi yayılmacı politikalar izlediğini söyleyen Acun, “İran, Irak’tan, Suriye’ye, Lübnan’a ve Yemen’e kadar geniş bir ağ oluşturdu. Bu adımları atarken ciddi anlamda bölgenin kaosa sürüklenmesine, DEAŞ’ın ortaya çıkmasına neden oldu. Kaosu üreten sosyolojik zemin böylece meydana geldi. Şimdi tek başına olmasa da, İran’ın sorumlu olduğu kaostan kendisi de zarar görmeye başladı.” diyerek eylemlerin devam edebileceğini işaret etti.
Özellikle Körfez ülkelerinin Trump yönetimiyle birlikte oluşturdukları ve İsrail’in de dahil olduğu ittifakla İran’ı hedef aldıklarının anlaşıldığını söyleyen Acun, koalisyonun İran’ı istikrarsızlaştırmaya, içeriden de yıpratılmaya çalışacağını sözlerine ekledi.
CAN ACUN: İRAN İÇİNDE BENZER TERÖR EYLEMLERİNİ GÖREBİLİRİZ
“Doğrudan Katar Krizi üzerinden saldırıları okumamak gerekiyor.” diyen Acun, Riyad’da Suudi Arabistan, BAE ve Mısır gibi ülkelerin oluşturduğu blokla Amerika arasında bir anlaşma yapıldığını ve burada İran’ın ortak hedef olarak belirlendiğini sözlerine ekledi.
“Öncelikle İran’ın nüfuz alanları, ardından da İran’ın kendisi hedef olacaktır.” diyen Acun, İsrail’i de aynı bloğa ekliyor. “Katar meselesi parantezdi. Parantez içine alıp ayrık otu olarak gördükleri Katar’ı etkisizleştirmeye çalışıyorlar.
Fakat İran’ın bölgedeki yayılmacı politikalarını Katar meselesinden bağımsız bir şekilde okumak gerekiyor. İran’ın genişleyen nüfuz alanı İran’ı, hem Körfez Ülkeleri hem de İsrail tarafından ciddi anlamda hedef haline getirdi.
Dolayısıyla İran’a yönelik adımlar atılmaya bundan sonra da devam edilecektir. Bundan böyle İran içerisinde benzer terör eylemlerini sıklıkla görebiliriz diye düşünüyorum.” dedi.
CAN ACUN: TÜRKİYE ÖZGÜN POLİTİKASINI İZLİYOR
SETA Araştırmacı Can Acun ayrıca Türkiye’nin alacağı pozisyonla ilgili “Türkiye’de İran’ın son dönemde bölgedeki politikalarını eleştiriyordu. Fakat İran’ın doğrudan hedef olmasını Türkiye desteklemiyor. İran’ın kendi nüfuz alanında adım atıp, kendi sınırlarına doğru çekilmesi gerektiğini, Esed Rejimi, terör örgütü PKK gibi yapıları artık desteklememesi gerektiğini düşünüyor.
Bu doğrultuda Türkiye, İran’ın baskı altına alınmasını da savunuyor. Fakat İran’a yönelik bir askeri hareket ya da kategorik şekilde mezhebi karşıtlık üzerinden İran karşıtlığına Türkiye taraftar değil. Bu anlamda Türkiye kendi özgün bağımsız politikasını izliyor.” dedi.
[Haber 10, 7 Haziran 2017].