Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Amerika Başkan'ı Trump'ın görüşmesinden önce, üstelik Türkiye'den giden ön görüşme heyeti Amerika'da temaslarda bulunduğu esnada, Başkan Trump Suriye'de YPG'ye doğrudan silah verilmesine dönük bir kararı imzaladı.
Amerikan yönetiminin bu kararı Türkiye'nin asla kabullenemeyeceği bir gelişme. Muhakkak Türkiye kararın gözden geçirilmesi için elinden geleni yapacaktır. Karardan dönüşü sağlaması mümkün olmasa bile tepkisini birinci elden, en açık şekilde ifade edecektir. Meselenin bu yönü ortada.
Öte yandan bu karar çok da sürpriz olmadı.
Amerikan basınında bir süredir, tam da Erdoğan'ın ziyareti öncesinde Trump'ın böyle bir karara imza atma ihtimali dile getiriliyordu.
Özetle hem Amerikan tarafı için hem de Türkiye için beklenmeyen bir gelişme değil. Türkiye zaten hesabını kitabını böyle bir karar ihtimalini öngörerek yapmıştı. Dolayısıyla verilecek tepki de bu ihtimal dahilinde hesaplanmıştı.
Şüphesiz Amerikan tarafı da benzer hesapları yaptı. Türkiye'nin vereceği tepkiyi, buna karşılık da kendilerinin ne diyeceğini hesapladılar. Erdoğan ile Trump görüşmesinde bu konu önemli gündem maddelerinden birisi olacak. Ve tabii bir de meselenin hem Türk hem de Amerikan kamuoyunda nasıl algılandığı, tartışıldığı ve değerlendirildiği meselesi var. Her iki ülkedeki Erdoğan karşıtları adeta koordineli bir şekilde bu kararı henüz yapılmamış Erdoğan-Trump görüşmesini mümkünse engellemek, eğer görüşme gerçekleşirse de baştan ölü doğuma mahkum etmek üzere yorumladılar.
Türkiye'deki malum cenahın tepkilerinden birisi Erdoğan'ın ziyareti iptal etmesi yönünde oldu. Hemen suret-i haktan gözüküp, Türkiye'nin milli çıkarlarını ve onurunu çok önemsiyormuş maskesi altında görüşmenin olmaması gerektiğini salık verdiler. Bilerek veya bilmeyerek CHP de bu cepheye katıldı ve Erdoğan'ın ziyaretinin iptal edilmesi gerektiği partililerce dillendirildi.
CHP benzer bir tepkiyi Hollanda'nın bakanımıza yaptığı barbarca muameleden sonra da vermiş ve Hollanda ile tüm diplomatik ilişkilerin askıya alınması gerektiğini söylemişti. Aynı CHP daha sonra Hollanda krizinde Türkiye'yi suçlayan açıklamalar yapmış, Erdoğan'ın referandum için Hollanda ile kriz çıkardığını iddia etmişti. Benzer şekilde şimdi de Erdoğan'ın Amerika gezisini iptal etmesi gerektiğini söylüyorlar.
CHP'nin attığı bu pasa Amerika'daki Demokrat partili figürler ve Amerikan yönetimindeki Erdoğan ve Türkiye karşıtı kadrolar da kayıtsız kalmadılar. Erdoğan geziyi iptal ederse memnun olacaklarını, zaten gezinin fazla bir değeri olmadığını ifade ettiler. Ve tabii hem Türkiye'de hem de Amerika'da medyanın belli bir kısmı da aynı çizgide yer aldı. Bir yandan Erdoğan'ın geziyi iptal etmesi seçeneğini gündeme getirdiler, diğer yandan da gezinin zaten değersiz olduğunu söylediler. Onlar bu tezviratta buluna dursun Merkel'in sözüm ona değerli gezisine Trump'ın kaç metelik kıymet verdiği hepimizin malumu. Türkiye ile Amerika'nın Suriye krizine bakışlarının ortak olmadığı bir sır değil. İki ülke krizin başından beri yeterli işbirliği ve koordinasyonu sağlayamıyor.
Obama yönetiminin yanlış tercihleri ve politikaları sonucu bu noktaya gelindi.
İşte Trump-Erdoğan görüşmesi tam da bu yüzden çok önemli. Şimdi Trump'la birlikte başlayan dönemde politikaları tamamen ortaklaştırmak mümkün olmasa da çeşitli iyileştirmelere gidilmeye çalışılacak.
Türkiye ve Amerika, öncelikleri uyuşmasa da Suriye konusunda yeni bir zemin inşa edebilir. Erdoğan'ın ziyareti öncesinde tüm bu yaşananlar, bu yeni zeminin inşa edilebileceği görüşmeyi hedef almaktadır.
[Takvim, 12 Mayıs 2017].