***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 seçim beyannamesi Türkiye'nin çevresindeki bölgelerde güvenlik, istikrar ve refah için mevcut iş birliklerini ve teşkilatları güçlendirmeyi öncelikli bir hedef olarak belirlemişti. Ukrayna'daki savaşının ardından İsrail-Filistin çatışmasının patlak vermesi bu hedefin ne kadar yerinde ve kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Türkiye, üyesi olduğu uluslararası kuruluşlardaki entegrasyonu karşılıklı çıkarların tanınması ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde görüyor. Bu itibarla Erdoğan'ın EİT konuşmasında 1,5 trilyonluk toplam gelire sahip üyelerin arasındaki ticaretin 85 milyar dolarda kalmasını "bizlere yakışmıyor şeklinde" değerlendirmesi ve "20 yıldır hayata geçirilemeyen" EİT ticaret anlaşmasını yürürlüğe koyma" çağrısı dikkatlerden kaçmadı.***
Filistin mitingi yapan tek lider olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın EİT konuşmasının Gazze kısmı da çok önemliydi. Erdoğan, 25 kişinin öldürüldüğü Charlie Hebdo olayında her birlikte yürüyüş yapan dünya liderlerinin İsrail'in Gazze'de 11 bin Filistinliyi öldürmesine sessiz kalmasını eleştirdi. Batı dünyasının insan hakları başta olmak üzere değerler konusundaki ikiyüzlülüğünü vurgulayan Erdoğan, Müslüman liderlere uyarıda bulunmayı ihmal etmedi: "hep birlikte Müslümanlar olarak sesimizi bugün çıkartmayacaksak, yükseltmeyeceksek sesimizi ne zaman yükselteceğiz." Erdoğan'ın "İslam dünyasının ortak tutum alarak İsrail üzerinde baskıyı artırması" çağrısını cumartesi günü Riyad'da İslam İş birliği Teşkilatı'nın (İİT) olağanüstü zirvesinde daha yüksek sesle tekrarlayacağına hiç şüphe yok. Gazze konusunda Türkiye uluslararası toplumu "derhal ateşkes, insani yardım ve iki devletli çözüme" gidecek şekilde harekete geçirmeye çalışıyor. Riyad Zirvesinde İİT'nin önde gelen ülkeleri Gazze konusunda ortak bir politika önerisi ile ABD ve Batı ülkelerini baskılamalı. ABD TUTUMUNU DEĞİŞTİRİYOR MU? Netanyahu Hükümetinin Gazze'deki katliamı giderek dünyadan daha çok tepki görüyor. Jakarta'dan Washington DC'ye kadar halklar Filistinlilere uygulanan zulme karşı çıkıyor. Ateşkese bile karşı çıkan ABD, BM Genel Kurulundaki oylamada yalnız kaldı (120 evet, 14 karşı oy). BM Genel Sekreteri Guterres'in "Gazze çocuk mezarlığı oldu" şeklindeki onurlu haykırışı, Batı dünyasının utancını daha net hale getiriyor. İsrail kadar tepki çeken Biden Yönetimi nihayet Netanyahu ile ayrı yerde durduklarını, Gazze'nin işgalini ve Filistinlilerin sürülmesini doğru bulmadıklarını açıklamak zorunda kaldı. Aslında Biden Yönetimi başa geldikten sonra İsrail-Filistin barışını gündemine almama hatasının sonuçlarını yaşıyor. Netanyahu'nun bu meseleyi kontrol ettiğine güvenmenin zararını görüyor.***
ABD'den gelen yeni açıklamalar İsrail'i hizaya çekecek farklı bir politikaya mı karşılık geliyor, devamı gelir mi, göreceğiz. Ancak bu açıklamaların Netanyahu'nun Gazze'de "süresiz güvenliği sağlamayı düşündüklerini" söylemesinden, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın bölge turundan ve özellikle Türk Dış işleri Bakanı Fidan ile görüşmesinden sonra yapılması gözden kaçmadı. Fidan'ın muhatabına "ABD'nin İsrail yönetimi ile aynı yerde görülmesinin çok büyük tepki çektiğini" söylediği biliniyor. İslam ve bölge ülkelerini ortak bir yaklaşımda birleştirmeye çalışan Türkiye hem Gazze krizinin sonlanmasında hem de İsrail-Filistin barışına ulaşmada en önemli aktörlerin başında geliyor. İsrail ve ABD'nin mevcut politikalarını en sert eleştiren ama diplomasiyi de en aktif haliyle sürdüren Türkiye, Filistin için garantörler arasında yer alma noktasında elini güçlendiriyor. ABD'nin Türkiye'nin Gazze krizinin çözümüne dair tekliflerine sıcak yaklaşması kendi lehinedir. Aksi durumda uluslararası toplumda giderek yoğunlaşan İsrail karşıtı hava ABD ve Batı'yı da bir daha aklanamayacakları şekilde mahkûm edecek. [Sabah, 10 Kasım 2023]