Türkiye’de yerel yönetimler, tüm dönemlerde siyasi erkin ilgi odağında olmuştur. Yerel seçimlerin etkisinin yerelde kalmayıp kelebek etkisi ile merkezi hükümet yönetiminde etkili ve belirleyici olması, kentler üzerinde belirlenen politikaların çeşitliliğini ve dinamiğini canlı tutmuştur. Dünya’daki gelişmelere paralel bir şekilde, Türkiye’de de yönetim paradigması değişmektedir.
Büyükşehir metropoliten alan ölçeği genişledikçe uygulanan planların, yönetim anlayışının tüm bölgeyi kapsayan ve makro politikaları belirleyen bir çerçeve içinde ele alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle Büyükşehir Belediye yönetim modeli, hızlı ve dinamik bir seyir ve dönüşüm gerçekleştirmektedir.
Kentlerin büyümesi beraberinde yeni yönetim sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. 6360 sayılı yasa, yeni bir yönetim sistematiği getirirken bu sorunlara da çözüm üretmeyi hedeflemektedir.
Yasa, Türkiye’de kent yönetim sistematiğini değiştirmiştir. Büyükşehirlerin sayısı arttırılmış, yönetim alanları il mülki sınırına kadar genişletilmiştir. Bu illerde il özel idareleri kaldırılmıştır. Yerel seçim sistemi de farklılaşmış, büyükşehir olan illerde il sınırı dâhilinde seçmenlerin büyükşehir için oy kullanmaları gerçekleşmiştir. Bu özellikler, yasa üzerinde bir takım tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Yasa ile Türkiye nüfusunun yaklaşık %77’si ve yüzölçümünün % 51’i yönetilecektir.
Tartışmalar temel olarak ölçek düzenlemesi, bölge/il yönetimi, anayasaya uygunluk ve yerel seçim sistemi üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu tartışmalar ve iddiaların, uygulama sonrası değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasa, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri sonrası uygulamaya geçilmiştir ve alana yönelik olumsuz eleştiriler için henüz erkendir.
Büyükşehir yönetimlerinin yasaya kolay uyum sağlamaları, yaşanabilecek sorunların önlenebilmesi için belediyelerin yasaya dair algıları, uyum ve uygulama süreçlerini incelemek üzere yerel yöneticiler, kamu yönetimi uzmanları ve akademisyenlerden oluşan özel bir komisyon kurulmalıdır. Bu komisyon çalışmalarının daha önce büyükşehir olan ve hizmet sınırları genişleyen iller ile yeni büyükşehir olan iller olmak üzere iki ana perspektifte yürütmeli ve iller için SWOT – GZFT (Güçlü yönler, Zayıf yönler, Fırsatlar, Tehditler) analizi yapılmalıdır.
Yapılan bu düzenleme, yerel yönetim reformlarının önemli bir basamağıdır ve bundan sonra yapılacak reformlara ışık tutması beklenmektedir.