CHP artık istese de eski CHP olamayacak. Kılıçdaroğlu'nun Baykal'dan farklı bir siyasal yaklaşım izleyeceği artık belli olmuştur.
Geldiğimiz noktada CHP istese de artık eski CHP olamayacak. Kılıçdaroğlu'nun Baykal döneminden farklı bir siyasal ajanda takip edeceği bir kez daha belli olurken bu çağrının tabanı derin uykusundan uyandırıp uyandıramayacağı bilinmiyor. Ancak burada net bir durum var. Kılıçdaroğlu ya CHP'yi değiştirecek ya da kendisi değişecek! CHP, CHP'liler istemese de dönüşmeye devam edecek.CHP, 15. olağanüstü kurultayını hafta sonu Ankara'nın yeni açılan salonu Arena'da yaptı. Hemen belirtelim ki kurultayın baktığınız yere göre değişen farklı okumaları yapılabilir ancak bir 'arayışın' hâkim olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Kurultay, parti içindeki tartışmaları sonlandırmak bir yana, yeni soruları ve kaygıları gündeme getirdi. Olağanüstü kurultay bir anlamda genel seçim öncesi örgütsel yenilenme ve siyasal yön tayin etme amacı taşıyordu. Ancak Kılıçdaroğlu'nun ve salonun dili 'yön' konusunda kafaların ne derece karışık olduğunu bir kez daha ortaya koydu. CHP, siyasal söylemini netleştirmek yerine daha da 'flulaştırdı'.
Kurultay, Baykal dönemi CHP'siyle mukayese edildiğinde olumlu mesajlar taşırken, kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan ve yeni bir iktidar perspektifi sunmaktan uzak kaldı. Konuşmanın ve PM'nin politik tercümesi CHP'de 'yeni bir siyasal mühendisliğin' denendiği şeklindeydi. Parti meclisi tasarımında ve Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında 'ideolojik denge' arayışının, 'ihtiyatlı ve ikircikli' bir dilin hâkim olduğu görüldü. Kılıçdaroğlu bir yandan "düzen" değişikliğinden bahsederken diğer yandan 'eskimiş' bir dille yeni Türkiye'nin sorunlarını çözmeye talip olduklarını dile getirdi. 'Nasıl yapılır?' konuşmasından daha çok AK Parti icraatlarını eleştiren 'savunmacı' bir dil kullandı. Kendi gündemini değil, Erdoğan'ın gündemini tartıştı.Kurultay CHP içindeki 'özgürlükçü-demokrat-sol" çizgi ile "devletçi-statükocu-sol'umsu" fay hattını yeniden ortaya çıkardı. Kılıçdaroğlu, "İnönü-Ecevit" ikileminde ideolojik bir tercih yapmak yerine yeni bir senteze varmak istediğini "Bizim yolumuz 3. yoldur" cümlesiyle ortaya koydu. Kurultay konuşması CHP'nin, seçim meydanlarında 'popülist-eklektik ve apolitik' bir siyasal üslup benimseyeceğini ve "yolsuzluk-yoksulluk" sözcüklerinin değişmez tema olacağının ipuçlarını verdi. Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında "ideoloji değil, ekonomi" dedi ama bunları nasıl yapacağını anlatmadı.
BAYKAL'A GÖRE İLERİ, BEKLENTİYE GÖRE GERİ!
Parti meclisinde çok sayıda kadın yer alırken tribünlere orta yaş ve üzeri erkekler hâkimdi. Salonda yok denecek kadar az başörtülü kadın bulunurken, kurultay yeni bir lider kültü yaratma arayışına sahne oldu. Salonda en çok kullanılan cümle "Umudun Adı Kemal" pankartıydı. Salonun ve pankartların toplumsal tercümesi tabandaki 'umut arayışına' dikkat çekiyordu. Diğer dikkat çeken pankartlar ise şunlardı: Bu Düzen Değişecek, Halk İktidara Gelecek; Halkın İktidarını Kuracağız; 68 Ruhuyla, Halkın İktidarını Kurmaya Geliyoruz; Ötekileştirmeye Değil, Bütünleştirmeye Geliyoruz; Genç, Dinamik, Özgürlükçü CHP. Salonunun dili ile Genel Başkan'ın dili önemli ölçüde örtüşürken, bu siyasal dilin CHP'ye iktidar yolunu açıp açmayacağı konusunda ciddi şüpheler var. Salondan yükselen müziklerin, atılan sloganların ve asılan posterlerin siyasal tercümesi yapıldığında iktidara yürüyen bir partinin dilinin bu olamayacağı görülüyor. Bu siyasal