1. Suriye’deki krize müdahil olmak Körfez ülkeleri için ne anlama geliyor?
Suudi Arabistan, Katar, BirleÅŸik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Bahreyn ve Umman’dan oluÅŸan Körfez Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi (KÄ°K) ülkeleri her ne kadar altı ayrı ülke olsa da, Suriye krizi konusunda Suudi Arabistan, Katar ve BAE olmak üzere yalnızca üç Körfez ülkesinin etkin rol oynadığını söyleyebiliriz. Suudi Arabistan, Suriye rejiminin düÅŸmesini Ä°ran’ın bölgedeki nüfuz alanının zayıflatılması için bir fırsat olarak görüyor. Saddam sonrasında Irak ve Hariri suikastıyla birlikte Lübnan yönetimlerinin Ä°ran’la yakın olması, Suriye’yi Suudi Arabistan için daha önemli bir konuma yükseltti. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan, Suriye’de rejim deÄŸiÅŸikliÄŸine destek vererek Arap isyanları karşısında aldığı ‘statükocu’ eleÅŸtirisini bertaraf etmek ve Suriye’de Suud yanlısı Sünni bir yönetim kurulmasına destek vererek bölgesel gücünü artırmayı amaçlıyor. Öte yandan Arap isyanlarının en çok konuÅŸulan Körfez ülkesi Katar ise Suriye’de muhalefeti desteklemek suretiyle, hem meÅŸruiyet zeminini geniÅŸleterek bölgedeki siyasi varlığını saÄŸlamlaÅŸtırmayı hem de bölge ülkelerinden bulduÄŸu boÅŸluÄŸu deÄŸerlendirerek bölgesel etki alanını geniÅŸletmeyi hedefliyor.
2. Körfez ülkeleri Suriye krizi karşısında bugüne kadar nasıl pozisyon aldı?
Körfez ülkeleri Suriye krizinde Esed rejimine karşı muhalifleri deÄŸiÅŸik miktarlarda ve metotlarla da olsa desteklediler. KÄ°K ülkeleri ortak bir kararla Suriye’den diplomatik temsilcilerini çekerken Åžam büyükelçilerini de sınır dışı ettiler. Suudi Arabistan ve Katar’ın başını çektiÄŸi Körfez ülkeleri Suriye muhalefetini ekonomik, askeri ve siyasi olarak desteklerken, gerek Suriye içerisindeki muhalefetin silahlandırılması ve gerekse Suriye Ulusal Konseyi’ne maddi ve diplomatik destek verilmesi konusunda önemli rol oynadılar. Bununla birlikte muhalefet içerisinde Suud ve Katar’a yakın olan bloklar belirdi, bu blokların mücadelesi özellikle Suriye Ulusal Konseyi ve Suriye Ulusal Koalisyonu’ndaki tartışmalara olumsuz olarak yansıdı. Son olarak Suudi Arabistan’ın desteklediÄŸi Ahmed Cerbe, koalisyonun başına geçti, yine Suudlar Özgür Suriye Ordusu’nun Askeri Konseyi üzerinde büyük etki sahibi oldu, bu durum Katar’ın Suriye meselesinde güç kaybetmesi olarak anlaşıldı. BAE ise bir taraftan Suriye konusunda Suud çizgisinde hareket ederken diÄŸer taraftan da muhalefetin özellikle Ä°slami kesimleri aleyhine yürütülen medya operasyonlarına ev sahipliÄŸi yaptı.
3. Körfez ülkelerinin Suriye’de kimyasal silah kullanımına yaklaşımları nasıl?
Suriye’de kimyasal silah kullanılması karşısında Körfez ülkelerinden resmi tek kınama Katar’dan geldi, Katar DışiÅŸleri yaptığı açıklamada Suriye rejiminin halkına karşı kimyasal silah kullanarak uluslararası anlamda tüm kırmızıçizgileri aÅŸtığını ifade etti. Suudi Arabistan DışiÅŸleri Bakanı Prens Faysal konuyla ilgili özel açıklama yapmasa da Suud Arabistan-Fas Ä°ÅŸbirliÄŸi Ortak Komitesi 12. Dönem Toplantısı'nda "Suriye rejimi Arap kimliÄŸini kaybetmiÅŸ ve her zaman Arap milliyetçiliÄŸinin kalesi olan Suriye kültürüne baÄŸlılığını yitirmiÅŸtir" ifadesini kullanarak Esed rejimini ülkede yaÅŸananların tek sorumlusu ilan etti. Suudi Bakan, BM’yi olaÄŸanüstü toplantıya çağırarak uluslararası toplumun da kimyasal silah kullanılmasıyla ilgili ciddi tavır alması gerektiÄŸini söyledi. BAE, Kuveyt, Umman ve Bahreyn’den ise konuyla ilgili resmi herhangi bir açıklama yapılmadı. Bununla birlikte müdahalenin kapsamlı ve sonuç deÄŸiÅŸtirici olması gerektiÄŸine dair sesler hem Suudi Arabistan’dan hem de Katar’dan yükseldi.
4. Körfez ülkeleri kimyasal silah kullanılması karşısında Suriye’ye yapılacak herhangi bir askeri müdahaleye nasıl bakıyorlar?
Öncelikle henüz hiçbir Körfez ülkesi Suriye’ye olası bir askeri müdahaleyi destekleyeceÄŸi yönünde resmi açıklama yapmadı. Suudi Arabistan ve Katar, Esed rejiminin sınırları aÅŸtığını ifade etse de, askeri müdahale sözünü zikretmeden bu durumun cezasız kalmaması gerektiÄŸini belirtti. Net bir açıklama gelmemesine raÄŸmen Suriye muhalefetine en fazla silah yardımında bulunan Suudi Arabistan ve Katar’ın müdahaleye destek vereceÄŸi açık. Hatta Suriye’de askeri bir çözüm için Suudi Arabistan Ä°stihbarat Åžefi Bender Bin Sultan’ın Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin’le gizli bir görüÅŸme yaparak Rusya’ya Suriye’den desteÄŸini çekmesi için gizli bir petrol anlaÅŸması önerdiÄŸi iddia edildi. Bunun yanı sıra, Suriye’ye müdahaleyi konuÅŸan ABD’nin Körfez ülkelerinde askeri üsleri olduÄŸu düÅŸünüldüÄŸünde olası bir müdahalede bu üslerin kullanılacağını söylemek yanlış olmaz.
5. Suriye meselesi baÄŸlamında Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki iliÅŸki nasıl seyretti?
Türkiye ile Körfez ülkeleri Suriye kriziyle ilgili olarak önemli oranda ortak bir pozisyon benimsedi ve muhalefetin yanında yer aldı. Taraflar farklı gruplardan oluÅŸan Suriye muhalefetine siyasi, ekonomik ve askeri destek saÄŸladı. Bütün gruplarla diyalog halinde olunsa da Katar ve Türkiye ile Suudi Arabistan farklı muhalif grupları destekledi. Kriz tamamen çözülene kadar Esed yönetiminin düÅŸmesi konusunda tarafların saflarında ciddi bir deÄŸiÅŸme olması mümkün görünmüyor. DışiÅŸleri Bakanı Ahmet DavutoÄŸlu’nun Suriye’de kimyasal silah kullanılması sonrasında Riyad’a gerçekleÅŸtirdiÄŸi diplomatik ziyarette de Suriye krizinin nihayete erdirilmesi konusunda Suudi Arabistan ile güçlü bir iradeye sahip olduklarını ve Suriye halkı barışa, huzura kavuÅŸuncaya kadar da ortak hareket edilmesi gerektiÄŸini vurguladı. Benzer açıklamalar, Katar DışiÅŸleri Bakanı Halid el-Atiye’nin kimyasal saldırıdan sonra Türkiye’ye gerçekleÅŸtirdiÄŸi resmi ziyarette de Türk ve Katar DışiÅŸleri Bakanları tarafından yapıldı.
Bununla beraber Suriye krizinin Türkiye ve KÄ°K iliÅŸkilerinin geleceÄŸinin belirlenmesinde bir turnusol kâğıdı niteliÄŸinde olduÄŸunu belirtmek gerekir. Nitekim Suudi Arabistan’ın Suriye politikasına daha ziyade Ä°ran karşıtlığı yön verirken, Türkiye, krizi hem içiÅŸlerinde ve sınırlarında hem de bölgede istikrar ve barışın önündeki bir engel olarak görüyor. Dolayısıyla kriz sonrası dönemde Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Suriye’de ÅŸekillenecek olan yönetimden beklentileri farklılık gösterecektir. Nitekim Suudi Arabistan ve Katar dışındaki diÄŸer Körfez ülkelerinin Mısır’daki darbeye verdiÄŸi destek, tarafların bölge tasavvuruna iliÅŸkin farklılıklarını ortaya koymuÅŸtur.
[SöyleÅŸi: Sadık Åžanlı]