1. Kosova’daki parlamento seçim sürecinde nasıl bir seçim atmosferi vardı?
2008’de bağımsızlığını ilan eden ve Avrupa’nın en genç ülkesi olan Kosova’da 9 Haziran’da yapılan parlamento seçimleri heyecan verici bir ortamda geçti. Zira seçimlerden önce mevcut Başbakan Haşim Thaçi’nin karşısında ciddi bir muhalefet bloku oluştu. Bu sebeple Thaçi bu seçimlere hem muhalefetteki partilere hemde kendi partisinin içinden kopup yeni bir parti kuran arkadaşlarına karşı mücadele etmek zorunda kaldı. Seçimler esnasında partilerin kullandığı söyleme bakılırsa seçim sonrası ittifak ihtimalleri kolaylıkla tahmin edilebilirdi.
Seçim sürecinde ülke siyasetinin ajandasının kısmen de olsa değiştiği gözlemlendi. Daha önce Kosova’nın statüsüne aşırı vurgu yapıldığı seçimlerde bu kez bu konu çok gündeme gelmedi. 2013 Nisan ayında Sırbistan ile ilişkileri normalleştirme adına yapılan antlaşmanın Kosova’nın halkının ülkenin statüsüne yönelik kaygılarının şimdilik kısmen de olsa giderilmiş gibi görünüyor. Dolayısıyla bu seçimlerde Kosovalılar partilerden işsizliği ortadan kaldırmaya yönelik politikalar, yatırımlar, devlet yardımları ve yeni iş imkanları gibi konularda plan ve projeler taleb etti. 6 yıllık iktidarın ardından diğer partilerin Thaçi’ye yönelik eleştirileri de yoğundu. Muhalefet partileri Thaçi’nin ekonomik alanda çok zayıf kaldığını ve yolsuzluklarla mücadele konusunda da yeterli seviyede irade göstermemekle suçladı.
2. Kosova’da nasıl bir oy dağılımı oldu?
Resmi olmayan sonuçlara göre Kosova’da seçim sonuçları ülkedeki siyasetin aritmetiğini değiştirdi denilebilir. İlk belirlenen sonuçlara göre PDK yüzde 29.62, LDK yüzde 24.8, VV yüzde 13.03, AAK yüzde 9.16, NISMA yüzde 5.09, AKR yüzde 4.48 oy oranları çıktı. Bu sonuçlar ulusal partilerin elde ettiği sonuçlar. Azınlık partilerden Sırp Listesi yüzde 4.21 oy alırken iki Türk partisinden Kosova Türk Demokrat Partisi KDTP kazanan taraf oldu. Kosova Türk Adalet Partisi KTAP ise bu seçimlerde pek varlık gösteremedi. Gayri resmi seçim sonuçlarına göre azınlık partilerin mevcut oy oranları ile hükümetin kurulması adına belirleyici olma ihtimali şu aşamada zayıf gibi görünüyor. Ancak Kosova anayasasının sağladığı hak olarak Sırplara 10 ve diğer azınnlıklara 10 milletvekili sandalyesi, oy oranlarına bakılmaksızın azınlık payı olarak verilecek ve azınlıkların temsil sorunu olmayacak. Seçimlere katılımın yüzde 43 gibi bir oranla çok düşük olması ekonomik sorunlarla boğuşan Kosova halkının siyasete olan güven sorununun devam ettiğine ve siyasi partilerin bu durumu değiştireceğine dair umutlarının azaldığına işaret ediyor.
3. Seçim sonuçları nasıl okunmalı?
Kosova Kurtuluş Ordusu’nın (UÇK) devamı olan ve Başbakan Haşim Thaçi’nin başkanlık yaptığı Ulusal Demokrat Parti (PDK) 6 yıllık iktidarının ardından seçimlerden birinci parti çıkmasına rağmen aslında epey sarsıldı. Ülkedeki milliyetçi muhafazakar seçmene hitab eden PDK ilk darbeyi parti içinden yedi. Haşim Thaçi’nin dava arkadaşları ve partinin kilit adamlarından Fatmir Limay ve Yakup Krasniqi’nin PDK’dan ayrılması ve NİSMA hareketini kurarak seçime katılması, Thaçi’li PDK’nın oylarının bölünmesine neden oldu. Zira PDK’dan kopan NİSMA Şubat ayında kurulup 4 ay gibi kısa sürede seçimlere hazırlanmasına rağmen yüzde 5 oranında oy almayı başardı. Bunun yanısıra muhalefet partileri kampanyaları esnasında ittifak halinde Thaçi’nin partisine epey yüklendiler. Özellikle yapısal sorunlar, yolsuzluk iddiaları ve işsizlik sorunları muhalefetin Thaçi’yi suçladığı en önemli sorunlar idi. Bu şartlarda Thaçi yüzde 2 oy kaybetti. Ülkenin ana muhalefet partisi olan ve daha seküler bir çizgide olan Kosova Demokratik Birliği (LDK), PDK’nın bu yıpranmasına karşın oylarını yüzde 2 arttırdı ve moralini yükseltti. Thaçi’yi ciddi bir şekilde eleştiren ve Kosova’da muhalifliği ile popülerliğini sürekli arttıran Self-determinasyon Hareketi (VV) de bu seçimlerde az da olsa oylarını arttırdı. Milliyetçi ve muhalif seçmene hitab eden VV, özellikle Sırbistan ile oluşturulan diyalog sürecine karşı çıkmakla biliniyor. Ünü Kosova sınırlarını aşan işadamı ve Kosova siyasetinin önemli aktörlerinden Becet Pacolli’nin partisi Yeni Kosova İttifakı Partisi2nin (AKR) yüzde 5’lik seçim barajını aşamaması da seçimin süpriz sonuçlarından biri oldu. Bu da Thaçi için negatif bir unsur olarak karşımıza çıkıyor, zira AKR geçtiğimiz dönemde PDK’nın hükümet ortağı idi.
Bu manzarada Kosova’da siyasetin renginin değişeceği öngörülebilir. Ancak bu seçmen davranışının değiştiği anlamına gelmiyor. Mesela NİSMA önümüzdeki seçimlerde aynı parti vizyonuna sahip PDK’ya ciddi bir alternatif olarak karşımıza çıkabilir. Ama bu milliyetçi muhafazakar seçmeninin alternatif vizyon değil, sadece farklı bir partiye şans vereceği anlamına gelecektir. PDK, LDK ve AAK kendini merkez sağ ve AKR merkez parti olarak nitelendiriyor ise de bu partilerin seçmen profili arasında farklılıklar halen mevcut.
4. Sonuçlardan ne tür bir koalisyon doğabilir?
Seçimler açıklanır açıklanmaz LDK-AAK-NİSMA koalisyon için prensipte anlaşarak Kosova’daki seçim sonrası ilk hamleyi yaptılar. VV’de onları desteklediğini ve belli şartların oluşması durumunda koalisyona katılmasının söz konusu olabileceğini açıkladı. Böylece seçimi kazanan ilk 5 partinin dördü koalisyon kurarak zirvedeki PDK’yı zor duruma soktular. PDK bu duruma itiraz ediyor, ama matematiksel olarak şu an hükümeti kurma ihtimali zayıf. Diğer partiler tutumunu değiştirmediği ve resmi sonuçlar açıklandığında mucize gerçekleşmezse Thaçi ana muhalefet partisi olarak tek başına mücadele etmek durumunda kalacak gibi görünüyor.
Bu koalisyon ilk aşamada PDK aleyhine Kosova’daki siyasi dengeleri değiştirir gibi görünebilir. Ancak bu sonuçları kazanan-kaybeden tablosu yerine seçmenin gözünden meşruiyet odaklı okumak da mümkün. PDK sandıkta kazandığı seçimleri masada kaybetti algısını oluşturabilir. Zira PDK’nın seçimin kazanan kaybedeni olma ihtimaline rağmen siyasal meşruiyeti en yüksek parti olduğu unutulmamalıdır.
Azınlıklar açısından bakılırsa Sırplar ve Türkler PDK’ya daha yakın olsa da kurulan herhangi bir koalisyonda yer almaları gerekiyor. Zira Kosova anayasası en az biri Sırp ve biri de diğer azınlıklara mensup bakanlık koltuğunu garanti ediyor. Diğer azınlıklara mensup bakanlık koltuğu ise genelde Türklerin payına düşüyor.
5. LDK-AAK-NISMA koalisyonu kurulursa Kosova-Türkiye ilişkileri ne yönde etkilenir?
İktidarlar veyahut iktidar partileri kim olursa olsun çok köklü bir tarihi ve kültürel arkaplanlı olan Kosova-Türkiye ilişkileri doğal olarak devam eder. Zira bu iki ülke ilişkilerinin doğal bir zemini var ve kolay kolay değişmez. Türkiye, Kosova’yı tanıyan ilk ülkelerden biri. Ayrıca Kosova’nın bağımsızlığının tanınması için Ankara’nın Priştina’ya ciddi destek verdiği de biliniyor. Kosova’nın kalkınmasına da rol oynayan Türkiye’nin bu ülkedeki en önemli dış yatırımcılardan biri olması Priştina’nın önemsediği konulardan biri. Velhasıl Thaçi ile Erdoğan’ın iyi ilişkilerinin olması yeni hükümetle iyi ilişkiler kurmayacağı anlamına gelmez. Türkiye-Kosova ilişkilerinin resmi düzeyde iyi olmasının yanısıra toplumsal ilişkilerinin de iyi seviyede olması bu seçim sonuçların iki ülke ilişkilerine herhangi etkisi olma ihtimalini zayıflatıyor.