- Avusturya’daki başörtüsü yasağı meselesi nedir?
2018 yılının sonlarında anaokulundaki çocuklara başörtüsü yasağı getirilmesinin ardından Hristiyan-demokrat Halk Partisi (ÖVP) ile sağcı Özgürlük Partisi’nden (FPÖ) oluşan Avusturya hükümeti, bu yasağı ilkokulları da kapsayacak şekilde genişletmiştir. İlkokullarda başörtüsünün yasaklanmasına ilişkin kanun teklifi 15 Mayıs 2019’da Ulusal Parlamentoda oylamaya sunulmuştur. Buna göre on yaş ve altındaki öğrenciler başörtüsü kullanmaktan men edilmekte ve yasaya uymayanlara 440 euro para cezası getirilmektedir.
- Bu düzenleme din özgürlüğü ilkesi ile çelişmiyor mu?
Anayasa, insan hakları ve din özgürlüğü ile çelişmemek için Kanun metninde, Yahudilerin kullandıkları
Kippa ya da Sihlerin kullandığı
Patkayı kapsam dışında bırakacak şekilde saçın büyük bir kısmının örtülmesinin yasaklandığından bahsediliyor. Diğer taraftan Başbakan Sebastian Kurz ve iç kriz nedeniyle 18 Mayıs 2019’da istifa eden Başbakan Yardımcısı HC Starche’ye göre anaokullarındaki başörtüsü yasağı lise, üniversite ve hatta kamu kurumlarındaki kadınları da içine alacak şekilde kapsamlı bir kısıtlama için atılan ilk adımdır.
- Yasak ne şekilde meşrulaştırılıyor?
Bu yasak genç yaştaki kız öğrencilerin bedenini cinselleştirilmesinin ve küçük yaştaki öğrencilerin ayrımcılığa tabi tutulmasının önleneceği iddiası ile meşrulaştırılmaktadır. Başörtüsü, anayasal bir ifade özgürlüğü olarak güvence altına alınan dini bir uygulamadan ziyade siyasal İslam’ın bir sembolü olarak karalanmaktadır. Böylece başörtüsü yasağı, kadınlar için adaletsizlik değil Müslüman kızları İslami baskıdan kurtarma anlamına gelmektedir. Sonuç olarak başörtüsü yasağı, Müslümanların Avusturya’ya entegrasyonun daha iyi bir şekilde sağlanması için bir araç olarak meşrulaştırılmıştır.
Bu varsayımlar, herhangi bir delilden yoksun olmakla birlikte İslam dininin ideolojik ve İslamofobik olarak çerçevelenmesine dayanmaktadır. Her ne kadar Avusturya’daki Müslümanlar arasında bu yaşlarda başörtüsü kullanımı yaygın olmasa da yasak ile ötekileştirilmiş ve hayali Müslümanlar hedef alınmaktadır. Ayrıca hükümet kendince bir İslam tanımı yaparak, laikliğin dini meselelere karışmama ilkesini de ihlal etmektedir.
- Muhalefet partileri ne tepki verdiler?
Başlangıçta bazı muhalefet partileri başörtüsünün yasaklanmasından yana tavır alırken, bu yasağı ancak kapsamlı bir entegrasyon programı olması durumunda destekleyeceklerini belirttiler. Dolayısıyla Sosyal Demokratlar veya Liberal NEOS gibi muhalefet partileri yasağa gerçek anlamda tepki göstermediler. Aslında başörtüsü yasağına hiç itiraz edilmedi. Ulusal Parlamentoda bile yeni kurulan Jetzt Partisi’nin bazı milletvekilleri yasayı destekledi. Yasa yalnızca iktidar partileri tarafından desteklendiği ve 3’te 2 çoğunluğu alamadığı için anayasal bir kanun hükmünde değildir. Bu sebeple yasa oldukça kolay bir şekilde dava edilebilir.
Avusturya İslam Cemaati (
IGGÖ), başörtüsü yasağının kanunlaşması durumunda yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini açıkladı. İktidar partilerinin milletvekilleri de dava açılmasını öngördüklerini ve bu yasaya mahkemede itiraz edilmesi olasılığının yüksek olduğunun sinyalini verdiler.