1. İstifa sonrası ABD’nin Ortadoğu politikasında nasıl bir değişim gözlemleyeceğiz? IŞİD’e karşı yürütülen operasyon genişler mi?
Ortadoğu politikası Amerika'da genel olarak Beyaz Saray ve Başkan Obama'nın yakın danışman kadrosu tarafından kontrol edilmekte. Şimdiye kadar Obama yönetimine yöneltilen eleştirilerin büyük bir boyutu bu 'micromanagement' ile ilgiliydi. Dolayısıyla Savunma Bakanı Hagel'in istifası ve karar verme mekanizmasında ciddi bir değişimi beraberinde getirmeyecektir. Bu da Ortadoğu politikasında çok derin bir değişimi beklemememiz gerektiğini gösteriyor. IŞID ile mücadele konusunda operasyonel anlamda bazı değişiklikler olsa da stratejik anlamda şu an için büyük bir genişlemenin olacağı düşünülmüyor. Böyle bir değişim Hagel'in istifasından bağımsız bir şekilde ABD'nin bölgedeki müttefikleriyle yapacağı görüş ve pazarlıklardan sonra hayata geçecektir.
2. Yeni süreçte ABD’nin Suriye’de izlediği stratejide nasıl bir dönüşüm gerçekleşecek?
Ciddi bir değişim bu noktada beklemek yanlış olacaktır. Zira Savunma Bakanı Hagel, şimdiye kadar kabinede bu stratejinin başarısı konusunda en skeptik isimlerin başında geliyordu. Bundan yaklaşık bir ay kadar önce yazılan ve medyaya sızan bilgi notunda Hagel, mevcut stratejinin Esad'ın geleceği konusunda daha açık ve net olmasını talep ederken belli bir revizyonun gerekliliğine de işaret ediyordu. Hagel'in Suriye ve IŞİD politikası konusundaki ifadeleri, medyaya ‘Beyaz Saray'da Suriye politikası revizyonu’ söylentileri şeklinde yansımıştı. Başkan Obama Avustralya'dayken bu söylentileri yalanlamıştı. Ancak, geçtiğimiz hafta içerisinde -istifadan birkaç gün önce- Hagel, bu konudaki düşüncelerini bir daha kez daha televizyon ekranlarında ifade etmiş ve uluslararası koalisyonun dolaylı bir şekilde Esad'a yardım etmekte olduğunun altını çizmişti. Dolayısıyla Suriye konusunda en aykırı ses kendisiydi. Hagel'in gidişi ve kamuoyunda ortaya çıkan Suriye tartışması muhtemelen yeni savunma bakanının ajandasını ve Beyaz Saray yönetiminin yaklaşımını etkileyecektir. Ancak bu noktada ciddi bir dönüşümü yeni bakan ile beklemek yanlış olacaktır. Zira bu noktada tüm kararlarda son nokta yine başkandır.
3. İstifanın Türkiye-Amerika ilişkilerine ne gibi etkileri olabilir?
Her ne kadar Suriye konusunda ifade ettikleriyle Türkiye'nin pozisyonuna oldukça yakın görülse de Hagel, bakanlığı süresince Beyaz Saray'ın pozisyonuna çok ciddi bir etki sağlayamadı. Dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin Suriye darboğazını aşmasında yeterince etkili olamadı. Bundan sonraki iki ülke ilişkilerinin doğasını da en üst düzeyde yapılacak ve IŞİD ile Suriye konularında stratejik ve taktiksel orta noktayı bulma çabaları belirleyecektir.
4. Obama’nın istifayı “tam doğru zamanda” olarak nitelemesini göz önüne aldığımızda Hagel’in yerine geçecek isim nasıl bir perspektife sahip olacak?
İki ihtimali göz önünde bulundurmak gerekiyor. Birincisi; Suriye ve Irak'ta değişen muhtemel tehdit algılamaları sebebiyle, mevcut durumda yeni bakandan terörle mücadelede daha proaktif olabilmesi ve operasyonel anlamda IŞİD gibi bir terör örgütüyle uzun vadede mücadele edebilecek kararlılıkta olması beklenecektir. Bunun yanında Başkan Obama'nın, dış politika ve güvenlik politikalarını Beyaz Saray'dan yönetme tarzından dolayı, yeni bakanın çok fazla bağımsız olmaması, kendisine delege edilen görevleri yerine getirecek ayrıca son iki senesinde Obama yönetimi içerisinde çatlak ses çıkarmayacak bir isim olması gerekiyor.
Ancak şunu unutmamak gerekiyor. Hagel bir Cumhuriyetçi olmasına rağmen Senato'daki onay toplantısından oldukça ciddi bir darbe yiyerek çıkmıştı. O süreçte Senato'da çoğunluk Demokratların elindeydi. Şimdi ise son seçimlerden sonra çoğunluk Cumhuriyetçilere geçti. Dolayısıyla seçilecek adayda bu toplantının yaratabileceği etki göz önünde bulundurularak Senato'nun da daha sempatik bulacağı bir aday ismine yoğunlaşılabilir.
5. Peki, Demokratların Kongre’yi kaybetmesinin istifa üzerinde etkisi olabilir mi?
Birçokları bu istifayı Bush'un ikinci dönem ara seçimi kaybetmesinden sonra, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in istifasıyla karşılaştırmaya başladı. Ancak altı sene savunma bakanlığı yapan Rumsfeld, medya ve kamuoyu baskısıyla Irak Savaşı sebep gösterilerek iyice yıpratılmış bir isimdi. Hagel'in bakan olmasının üzerinden sadece iki sene geçti. Kamuoyunda mevcut IŞİD politikası sebebiyle direk olarak Hagel'i suçlayan bir baskı oluşmadı. Her ne kadar Beyaz Saray'a yakın isimler dış politika ve güvenlik alanında ciddi bir değişiklik beklese de bu ismin Hagel olması son bir aya kadar beklenmiyordu.
[Söyleşi: Zeynep Berre Özçelik]