Geçen hafta, 4+4+4 olarak bilinen yeni eğitim düzenlemesi hakkında bazı genel tespitlerde bulunmuştuk. Bu hafta, bu düzenlemenin eğitim sisteminde getirdiği değişikliklerin neler olduğuna değineceğiz. Bu değişiklerin bir kısmı başarı ile gerçekleşmiştir. Fakat aşağıda da belirtildiği üzere, değişikliklerin bir kısmının gerçekleşmesinde sorunlarla karşılaşılmıştır ve bundan sonra da karşılaşılması muhtemel sorunlar vardır.
4+4+4 olarak adlandırılan eğitim yasası ile birlikte, 1997 yılında 4306 sayılı kanun ile birlikte uygulamaya başlanan sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, kademeli hale getirilmiştir. Böylece, ilköğretim dört yıllık ilkokul ve dört yıllık ortaokul olarak yeniden yapılanmıştır. Yeni düzenlemenin en olumlu taraflarından biri, kesintisiz eğitimi bu şekilde kademelendirmesidir. Birinci sınıf öğrencisiyle sekizinci sınıf öğrencisini aynı mekânda eğitmenin hiçbir pedagojik gerekçesi olmadığı için sekiz yıl kesintisiz eğitimin savunulması zaten güçtür. Bununla birlikte, gerek fiziksel altyapı gerekse de beşeri altyapı düşünüldüğünde, 4+4 yerine 5+3’ün tercih edilmesi, kademeli eğitime geçişi daha da kolaylaştırırdı. Örneğin, 4+4 ile birlikte sınıf öğretmenleri norm fazlası durumuna düşmüş ve branş öğretmeni ihtiyacı doğmuştur. Kademeli eğitim ile birlikte gelen bir diğer önemli değişiklik, imam-hatip ortaokullarının yeniden açılmasıdır. Bu okulların yeniden açılması yönünde bir toplumsal talep olduğu bilinmekteydi. Zaten 4+4+4’e karşı olan muhalefet de imam hatip ortaokullarının açılmasına doğrudan karşı olduğunu ifade etmekten çekinmiştir.
AKLIN YOLU KADEMELİ EĞİTİM
İlköğretim okullarını ilkokul ve ortaokul şeklinde ayrıştırmak, uygulamada kolay olmamıştır. Bunun temel nedeni, halen bir okulda okuyan öğrencilerin başka bir okula nakil edilmesinin kimi aileler için ekstra yük oluşturmasıdır. Bundan dolayı, Bakanlık, ilk ve ortaokul ayrıştırmalarını ağırlıklı olarak kademeli bir şekilde dönüştürmeyi tercih ederek isabetli bir karar almıştır. Böylece, halen 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyan öğrencilerin çoğunun mevcut okudukları okulda devam etmeleri sağlanacak hem de kademeli olarak 5. sınıfa yeni kayıtlar oldukça ilkokullar ve ortaokullar önemli ölçüde ayrıştırılmış olacaktır. Özetle, yeni sistem bu yıl 1 ve 5. sınıflarda uygulamaya konacak, imam-hatip ortaokullarına sadece 5. sınıf öğrencileri alınacaktır.
OECD Bir Bakışta Eğitim 2011 raporuna göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 90’ının eğitime katılım süresi ortalaması 7 yıl iken, OECD ve AB ülkeleri ortalaması 13 yıldır. 4+4+4 eğitim yasası ile birlikte, zorunlu eğitim süresinin 8 yıldan 12 yıla çıkarılmasındaki temel gerekçelerden biri, Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki bu ciddi farktır. Ayrıca, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla birlikte, ortaöğretime erişimdeki cinsiyet eşitsizliği de önemli oranda azalacaktır. Zorunlu eğitim süresinin artırılmasının, okullaşma oranlarına olumlu katkı yapacağı kesindir. Bununla birlikte, bu karar, uygulamada ortaöğretim sistemini fiziki ve pedagojik olarak bir hayli zorlayacaktır. Hatırlanacak olursa, yasa teklifinin ilk halinde, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına ilişkin belli bir süre kısıtlaması yoktu fakat TÜSİAD gibi kimi kuruluşlardan gelen bazı tepkiler sonrasında zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasına karar verilmiştir. 12 yıllık zorunlu eğitime hemen geçilmesi ve dolayısıyla toplam öğrenci sayısının artırılması, eğitime ayrılan kaynakların da artırılmasını zorunlu hale getirmiştir.
ZORUNLU EĞİTİME BAŞLAMA
YAŞIKanunun kabul edilmesi sonrası en çok tartışılan konu, zorunlu eğitime başlama yaşıdır. Zo