***
İsveç'in Katılım Protokolü'nün Meclis'in gündemine ivedilikle alınıp alınmayacağı henüz belli değil. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın protokolle ilgili Meclis sürecini başlatması yeni bir adım. Türkiye geçen yı l Finlandiya'nın Katılım Protokolü'nü onaylayarak NATO genişlemesini desteklediğini göstermişti. Şimdi de Ankara, Meclis ve partileriyle İsveç'in terörle mücadele konusunda gerekli adımları atıp atmadığını değerlendirecek ve buna göre protokol hakkında kararını verecek. Protokolün Meclis'e sevk edilmesinin arkasında AK Parti'nin desteğinin olup olmadığını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup konuşmasında göreceğiz. Malum daha önce Meclis'in takdirine bırakma yönünde açıklamaları olmuştu. Protokole onay konusuna Cumhur İttifakı partilerinin de dağınık muhalefet partilerinin de nasıl yaklaşacağı Türkiye-Batı ilişkileri üzerine kapsamlı bir çerçeve müzakeresini getirebilir.***
Mayıs 2023 seçim yenilgisinden sonra muhalefet parti içi çekişmelere ve ittifaksız yerel seçim arayışlarına sürüklenmişti. CHP'nin yurtdışında asker bulundurma tezkeresine anlaşılmaz "yabancı asker" argümanı ile yeniden "hayır" demesi bir kenarda tutulursa muhalefet dış politika konularında da hayli düşük bir profil sergiliyordu. Zaten bu konu da İsrail- Filistin çatışmasının gölgesinde kaldı. Tüm siyasi partiler, İsrail'in Gazze'de uyguladığı ağır abluka ve bombardımanı "katliam" olarak telin etmekte birleştiler. İsrail ordusunun hastaneleri, okulları, sivil konvoyları, fırınları ve pazar yerlerini de bombalayarak Gazze'yi imhaya yönelmesi Türk kamuoyunu ziyadesiyle rahatsız etti. MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin önceki günkü "24 saat içerisinde ateşkes sağlanamazsa Türkiye süratle devreye girmeli" çağrısı ülkemizdeki farklı toplumsal kesimlerin Filistinlilerin öldürülmesine ne büyük bir tepki duyduğuna işaret ediyordu.***
7 Ekim'de Hamas'ın saldırısından sonra taraflara itidal telkin eden Türkiye, İsrail'in Gazze'yi toplu cezalandırmaya yönelmesiyle eleştiri tonuna geçti. Daha ilk günden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan, uluslararası toplumu ve bölge ülkelerini Gazze konusunda harekete geçirmek için yoğun bir diplomasi trafiği işletti. İsrail ordusunun Gazze'deki sivilleri bombardımanı "katliam" seviyesine ulaştığında Türkiye, İsrail'i ve koşulsuz destek veren ABD'yi daha sert eleştirmeye başladı. İİT Zirvesi ve Kahire Zirvesi başta olma üzere bölge ülkeleri ile yapılan ikili görüşmelerde de Türkiye bir an önce ateşkesin sağlanması, sivil yardımların başlaması ve iki devletli çözümün konuşulması için gayret gösterdi. Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ya da Ürdün'e sürülmelerine karşı çıktı. Yapıcı öneri olarak hem İsrail hem de Filistin için "garantörlük" fikrini öne çıkardı. Şimdiye kadar dünya başkentlerinden bundan daha olumlu bir öneri getiren olmadı. Batı ülkeleri hâlâ "İsrail'in savunma hakkından" bahsederken Arap ülkeleri düşük seviyede gündemle hareket ediyor. İsrail ordusu sınırlı kara harekâtı ve ağır bombardımana devam ederken Filistin mitingi ve İsveç'in NATO'ya katılım protokolü bağlamında Türk kamuoyu "mevcut dünya düzeni, Batı'nın değerlerinin/politikalarının eleştirisi ve İsrail" üzerine hararetli bir tartışmaya doğru gidiyor. [Sabah, 24 Ekim 2023]