Normalleşme aniden olmayacak. Zaten yeni dönemin normali de öncesinden farklı olacak. Belki de bazı alanlarda, Covid-19 öncesine tamamen bir dönüş yakın bir dönemde ya da hiç gerçekleşmeyecek.
Bugünlerde bilim insanları ve hükûmetler, karona sonrası kademeli geçiş planının nasıl olması gerektiğini tartışıyor.
Üzerinde neredeyse ittifak edilen üç temel husus var:
Birincisi, normalleşme kademeli olmak zorunda. Dolayısıyla, normalleşmenin seviyesi ve hızı birtakım şartlara bağlı.
İkincisi, normalleşmenin başlatılması için yeni vaka sayısındaki artış yavaşlamalı ve yayılma hızı sağlık sisteminin kaldırabileceği bir boyutta olmalı.
Üçüncüsü ise, salgın hastalığa karşı etkili bir aşı bulununcaya kadar normalleşme hızı çok yavaş olacak. Hastalığı atlatanların bağışıklık kazanıp kazanmadığının netleşmesini de bu başlığa eklemek gerek...
Dünya, koronavirüsle mücadele ederken birbirinin deneyiminden ve iyi uygulama örneklerinden faydalandı. Çin ve Asya tecrübesi, dünyanın başka ülkeleri için yapılması ve yapılmaması gerekenler konusunda ipuçları ortaya çıkardı.
Tıp bilim insanları da, kendi deneyimlerinin başka ülkelere ışık tutması bağlamında tecrübelerini hızlı bir şekilde paylaştı. Dolayısıyla, salgına geç yakalanan ülkeler bu anlamda avantajlıydı.
Benzer şekilde, şimdi de salgın sonrası normalleşme sürecine geçişte, ülke deneyimleri önemli olacak. Özellikle kısıtlamaların kaldırılma periyotları, önlemlerin gevşetilme aşamaları ve bunlara bağlı olarak yeni vakaların görülme sayısı üzerinden ortaya çıkan ülke deneyimleri bir diğeri için yol gösterici olacaktır.
Çin, koronavirüsün ortaya çıktığı Vuhan’daki kısıtlamaları 76 gün sonra hafifletmeye başladı. Dolayısıyla dünya, çok güvenmese de, Çin’deki gelişmeleri hâlâ yakından takip ediyor.
Avrupa’da salgından en çok etkilenen ülkeler başta olmak üzere, çoğu ülke kısıtlamaları kademeli olarak kaldırmaya başladı. 14 Nisan’dan itibaren, İtalya’da kitapçılar, oyuncakçılar, ahşap işleri yapan iş yerleri gibi bazı sektörler açıldı. İspanya, KOBİ’lerde çalışanların ve küçük esnafın iş yerlerine dönmesine izin verdi. Almanya, 20 Nisan'da, 800 metrekarenin altındaki iş yerlerinin açılmasını kararlaştırdı. 20 Mayıs’ta müzeleri bile açacağını ilan etti.
Fransa 11 Mayıs’ta okulları kademeli olarak açacak. Aynı hafta Kuzey Avrupa ülkelerinin birçoğunda ilk ve orta dereceli okullar açılacak. Avusturya mayısın ilk haftasında alışveriş merkezlerinin tamamının açılacağını duyurdu.
Dolayısıyla mayıs ayından itibaren birçok ülke kademeli olarak açılacak. Normalleşme süreçleri başlatılacak. Önce açılan sonrakinin atacağı adımlara ışık tutacak...
Türkiye’de normalleşme adımlarının ramazan sonrası atılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün yaptığı açıklamada, “Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak salgının seyrini ülkemizin Ramazan Bayramı sonrası normale dönüşüne imkân sağlayacak seviyeye indirmiş olmaktır” diyerek normalleşme takvimini açıkladı.
Türkiye şu an için salgınla mücadeleyi iyi yürütüyor. Bu hafta itibarıyla, Avrupa’daki birçok ülkenin aksine, erken bir dönemde yükselme eğrisini yatay hâle getirdi. 27 Nisan sonrası vaka sayılarının aşağı doğru ineceği tahmin ediliyor.
Bu bağlamda, mayıs ayı itibarıyla normalleşme adımları ramazan ayı bitmeden bile bazı illerde başlayacaktır. Tedbirlerin gevşetilmesini, illerin risk oranının belirlemesi kaçınılmazdır.
Kuşkusuz, İstanbul gibi büyükşehirlerde yaşayanlar, Ramazan Bayramını kendi memleketlerinde geçirip geçiremeyeceklerini şimdiden merak etmektedirler. Ancak büyükşehirlerin mevcut riski göz önüne alındığında, bayramda şehirler arası ulaşımın bir anda kaldırılması durumunda, birkaç aydır evine kapanmış insanların yoğun bir şekilde Anadolu’nun tüm şehirlerine hücum etmeleri ihtimal dâhilindedir. Böyle yoğun bir taşınma, yeni riskleri ortaya çıkarabilir.
Salgının seyri ve alınan önlemlere riayet, normalleşmenin hızını belirler. Ancak her hâlükârda, aylara bölünmüş periyotlara ve planlanmış aşamalara göre belirlenmiş normalleşme süreci mayıstan itibaren başlayacaktır...
[Türkiye, 25 Nisan 2020]