Amerikan tarihinde ilk kez bir başkanın kriminal olarak yargılandığı ‘sus payı’ davasında jüri kararı bekleniyor. Altı hafta süren duruşmalar sırasında Manhattan Başsavcısı, Trump’ın Stormy Daniels’a ilişkilerinin detayını basına anlatmamak karşılığında yaptığı 130 bin dolarlık ödemeyi masraf göstermek için belgede tahrifat yaptığı suçlamasını yöneltti. Başsavcı Trump’ın bu ödemeyi başkanlık seçimini kazanmasını engelleyebilecek bir skandaldan kaçınmak için yaptığını ve bunun da seçim kampanya yasalarını ihlal ettiğini iddia etti. New York yasalarına göre tek başına tahrifat ağır suç sayılmıyor ancak başka bir suçu örtbas etmek için yapılırsa ağır suç oluşuyor. Yani Trump belgede sahteciliği seçim kazanmak için yapmakla suçlanıyor. Jüri Trump’ı suçlu bulursa, daha önce hüküm giymemiş olması ve yaşı itibariyle hapis cezası alması çok düşük bir ihtimal ancak hüküm giymiş bir suçlu damgası yiyen ilk Amerikan başkanı olarak tarihe geçecek.
JÜRİNİN KARARI VE MUHTEMEL CEZA
Trump hakkında devam eden birkaç farklı soruşturma olmasına rağmen birçoğu prosedürel süreçlerin uzaması sebebiyle yargılanma aşamasına gelemedi. Gizli belge bulundurma, 6 Ocak olayları ve Georgia eyaletindeki seçimlere müdahale gibi soruşturmaların Kasım seçimleri öncesinde mahkeme aşamasına gelmesi beklenmiyor. Dolayısıyla New York’taki sus payı davası, seçimlere etki etme ihtimali olan tek dava olarak öne çıkıyor. Duruşmaların bu hafta Salı günü bitmesi sonrasında, Çarşamba günü toplanan jüri görüşmelerine başladı ve bu sürecin günler ve hatta haftalar sürmesi anormal olmayacak. (Belki bu yazı yayınlandığında karar çıkmış dahi olabilir.) Jürinin oy birliğiyle 34 ayrı suçlamada Trump’ı suçlu veya suçsuz bulması gerekiyor. Nihai olarak hiçbir suçlamada oy birliği sağlanamazsa davanın düşme ihtimali de var ki böyle bir durumda Trump siyasi zafer ilan edecektir.
Trump’ın suçlu bulunması durumunda ise, nasıl bir cezaya çarptırılacağına Hakim Merchan karar verecek. Ceza şartlı tahliyeden dört yıl hapis cezasına kadar bir yelpazede hakimin takdirine kalacak. İleri yaşı ve daha önce hüküm giymemiş olması, Trump’ın hapis cezası alma ihtimalini azaltıyor. Şartlı tahliye veya ev hapsi gibi cezalar daha kuvvetli ihtimaller olarak öne çıkıyor ve bu durumda Trump’ın seçim kampanyası toplantılarını mahkemenin atayacağı şartlı tahliye memurunun önceden iznine bağlı olarak yapması gerekecek. Trump çoktandır davanın siyasi olduğunu ve başkan adayı olmasına karşı yapıldığını savunarak bu temayı destekçilerinden kampanya bağışı toplamak için kullanıyor. Kampanyasını yürütmesini zorlaştıracak her ceza yöntemi Trump’ın retoriğini sertleştirerek mağdur edebiyatına dayanan bir kampanya yürütmesini sağlayacak.
KAMUOYU NE DİYOR?
Kamuoyu yoklamaları, Amerikan halkının %55’inin Trump’ın davasını yakından takip etmediğini ve %45’inin de davanın haksız olduğuna ve Trump’ın adaylığını engellemek için açıldığına inandığını gösteriyor. Anketler seçmenin %67’sinin dava sonucunun oyunu değiştirme-yeceğini ve %76’sının da suçsuz bulunması durumunda oyunun değişmeyeceğini söylediğini gösteriyor. Sadece %17’lik bir kesim, Trump’ın suçlu bulunması durumunda kendisine oy verme ihtimalinin azalacağını söylüyor. Bu oran hatırı sayılır bir seçmene tekabül etse de Trump’ın kampanya performansı ve Biden’a azalan destek sayesinde davadan çıkacak negatif sonucun etkisini azaltma şansı olabilir. Anketler halkın %56 oranında Trump’ın illegal bir şey yaptığına inandığını gösterirken bunun oyunu negatif etkileyeceğini söyleyenlerin oranının çok daha az olması siyasi kutuplaşmanın Trump lehine bir avantaj olarak yansıdığını gösteriyor.
Dava süreci Trump’ın eski başkan olması sebebiyle birçok ilke sahne oldu ve olağanüstü şartlarda gerçekleşti. Her ne kadar Trump hukuken normal bir vatandaş olarak yargılanıyor olsa da kendisine gösterilen esnekliğin özellikle sol kesimler nezdinde fazla olduğu kanısı yaygın. Örneğin Trump mahkemenin davayla ilgili konuşmama emirlerini defalarca çiğnemesine rağmen hakim on kere bin dolar ceza vermekle yetindi ki başka bir sanık olsa hapis yatması kesin olurdu. Öte yandan Trump’ın destekçileri de başkan adayının kampanya yaparken susturulmasının ifade hürriyetinin ihlali ve siyasi susturma olacağı argümanını öne sürdüler. Anketler de Trump’ın adil yargılanmadığı algısının yaygın olduğunu gösteriyor. Her iki taraftan farklı sebeplerle desteklenen bu algı davanın muhtemel siyasi etkisini de kırıyor zira büyük çoğunluk sonuç ne olursa olsun memnun olmayacak.
Biden kampanyası da Trump’ın davasına siyasi baskı yapıyor görünmemek için yorum yapmaktan özellikle kaçındı ancak belli noktalarda kendilerini tutamadılar. Biden Trump’la münazara yapmayı kabul ettiğini açıkladığı video mesajında ‘Çarşamba günleri müsaitmişsin’ diyerek sus payı davasında duruşma olmamasına referansla Trump’la dalga geçti. Yıllık Beyaz Saray Muhabirleri yemeğinde de davayla ilgili şaka yapan Biden, Trump’ın siyasi dava argümanına malzeme vermiş oldu. Suçlu kararı kullanırsa bunu daha da açıktan kullanması kuvvetle muhtemel olan Biden kampanyasının bu taktiği ters teperek Trump’a yarayabilir. Sonuç itibariyle legal süreçlerle Trump’ı bir şekilde oyun dışına itmeyi hayal eden Demokratların bu ümitleri çok azalmış durumda. Trump’ın kasımda sandıkta yenilmedikçe legal yollarla iktidardan uzak tutulamayacağı epeydir belli olmuştu. Hüküm giyse bile aday olup başkan seçilebilecek olan Trump’ın siyasi kaderi, aleyhine açılan davaların sonuçlarından ziyade Biden’dan memnuniyetsizliğe bağlı görünüyor.
[Yeni Şafak, 31 Mayıs 2024]