21 Eylül Avrupa İslamofobi ve Dinsel Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Günü’dür. 21 Eylül haftası boyunca sivil toplum kuruluşları Müslüman karşıtı ırkçılığa dikkat çekmek üzere etkinlikler düzenlemektedir. 15 Mart 2019’da gerçekleşen, 51 kişinin ölümü ve 49 kişinin yaralanması ile sonuçlanarak uluslararası toplum üzerinde şok etkisi yaratan Christchurch terör saldırısı İslamofobi ile mücadelenin önemini açıkça ortaya koymaktadır.
SETA, Müslüman karşıtı ırkçılığın ulaştığı boyutları ortaya koymak ve bu sorunun üzerine gitmek isteyen Avrupalı karar alıcılara yardımcı olmak için Avrupa İslamofobi Raporu 2018’i yayımlamıştır. Bu rapor Müslüman karşıtı ırkçılığın Avrupa’da 2018 yılındaki yükselişini doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen temel dinamikleri kapsamlı şekilde incelemektedir.
Aslına bakılırsa, EUROPOL tarafından yayımlanan “AB Terörizm Durum ve Eğilim Raporu” gibi birçok araştırma, aşırı sağcı terörizmin tehlikeli yükselişine işaret etmektedir. Ancak bu rapor, aşırı sağı yönlendiren Müslüman karşıtı ideolojik yapıdan hiçbir şekilde bahsetmemektedir. Avrupa İslamofobi Raporu 2018 ise bu boşluğu doldurmayı hedeflemektedir.
Avrupa İslamofobi Raporu 2018, ırkçılık ve insan hakları üzerine uzmanlaşmış 39 yerel araştırmacı, uzman ve sivil toplum aktivistini bir araya getirerek İslamofobik söylemin Avrupa kamuoyunda nasıl normalleştirildiğini ve Müslüman karşıtı ırkçılığın iş yerlerinde, eğitimde ve adalet sisteminde Müslümanlara ve onların kurumlarına karşı şiddet eylemlerine nasıl zemin hazırladığını göstermektedir.
SETA ve Leopold Weiss Enstitüsü tarafından yürütülen Avrupa İslamofobi Raporu projesi Avrupa Birliği tarafında finansal olarak desteklenmiştir.
***
Avrupa İslamofobi ve Dinsel Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Günü, Müslümanların Avrupa’da aşırı sağın yükselişinin ilk kurbanları arasında olduğunu hatırlamamız için bir fırsattır. Avusturya’da “İslamofobi ve Müslüman Karşıtı Irkçılığı Belgeleme Kurumu” 2018 yılı raporunda, belgelenen Müslüman karşıtı ırkçı saldırılarda yüzde 74 oranında artış yaşandığını kaydetmiştir. Fransa’da “Collectif contre l’islamophobie en France” kuruluşu Müslüman karşıtı ırkçı saldırılarda yüzde 52 oranında artış kaydetmiştir. İngiltere’de hükümet organları 2017-2018 yıllarında dini temelli ayrımcılık vakalarında yüzde 40 oranında (2015-2016 yıllarının iki katı) artış kaydetmiştir. Aynı dönemde ibadet yerlerine yönelik saldırılarda yüzde 50 oranında bir artış kaydedilmiştir. Hollanda’da “Ayrımcılık Karşıtı Kuruluşlar (AVDs)”, polise intikal eden toplam 151 adet dini ayrımcılık vakasının yüzde 91’inin Müslümanlarla ilgili olduğunu açıklamıştır. Ayrımcılık karşıtı kuruluşlar, üçte ikisi Müslümanlara yönelik olmak üzere 304 adet dini ayrımcılık vakası tespit etmiştir.İslamofobi kurbanlarının büyük bir çoğunluğunu Müslüman kadınlar oluşturmakta ve bu saldırılar özellikle başörtülü kadınları hedef almaktadır. Örneğin; “Collectif contre l’islamophobie en France (CCIF)”, Fransa’da meydana gelen İslamofobik eylemlerdeki kurbanların yüzde 70’ini kadınların oluşturduğunun altını çizmektedir. Müslüman kadınlara yönelik gerçekleştirilen saldırılar; sözlü saldırı, hizmetlere erişimin engellenmesi, başörtülerinin zorla çıkartılması gibi olayların yanı sıra tecavüz girişimi ve fiziksel saldırıya kadar ileri gidebilmektedir.
***
İslamofobi, yalnızca Avrupa’da bulunan Müslümanlar için değil aynı zamanda Avrupa ülkelerinin güvenliği ve istikrarı için de bir tehdittir. İslamofobik terör saldırıları, aşırı sağ ve nasyonalist çevrelerde teşvik edilen Müslüman karşıtı ırkçılığın boyutunu göstermekte ve insan haklarına, ulusal güvenliğe ve Avrupa’nın birlikte yaşama modeline somut bir tehdit oluşturmaktadır.Avrupa’da 2018 yılında Müslümanlara karşı yapılan doğrudan saldırılar ölümlere ve ciddi yaralanmalara sebep olmuştur. Örneğin İtalya’da bir adam, Floransa’daki yerel caminin tanınmış bir üyesi olan 54 yaşındaki Idy Diene isimli Senegalli bir sokak satıcısını vurarak öldürmüştür. Yunanistan’ın Midilli adasında aşırı sağcı gruplar, içlerinde kadın ve çocukların da bulunduğu mülteci kimliklerinin gecikmesini protesto eden Afgan mültecilere saldırmıştır. Bu saldırılar sırasında “hepsini yakın” şeklinde ırkçı sloganlar atılmıştır. Saldırıların sonucunda toplamda 28 kişi yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Finlandiya’da ise üç Finlandiyalı genç bir Pakistanlı göçmene Vantaa’da vahşice saldırmış, onlarca kez bıçaklamış, baltayla sayısız kez yaralamış ve bu saldırı sonucunda Pakistanlı göçmen ağır yaralanmıştır. Birleşik Krallık’ta üç genç, çalıntı bir arabayı bilinçli olarak Al-Majlis Al-Hussain Islami Merkezi’ne (Cricklewood, Londra) doğru giden yayaların üzerine sürmüş ve üç kişiyi yaralamıştır. Fransa’da, 2018 yılının yazında yüzlerce imam, Müslüman kadınlar ve camiye fiziksel saldırı gerçekleştirmek üzere hazırlık yapan AFO (Action of Operational Forces) gibi aşırı sağcı gruplar, Müslümanlara yönelik terör saldırıları planlamış veya planlamak için çağrıda bulunmuştur.
***
21 Eylül Avrupa İslamofobi ve Dinsel Hoşgörüsüzlüğe Karşı Mücadele Günü bu büyüyen tehdit üzerine derinlemesine düşünmek ve Avrupa’da Müslüman karşıtı ırkçılığın üzerine ciddi bir şekilde gidilmesi için bir fırsat sunmaktadır. Bu anlamda Avrupa İslamofobi Raporu 2018’i detaylı şekilde okumak iyi bir başlangıç olabilir.
SETA tarafından hazırlanan Avrupa İslamofobi Raporu 2018, Avrupa İslamofobi ile Mücadele Haftasında yayında. Rapor, AB Sivil Toplum Diyalog Programı tarafından finanse edilmektedir. Raporu indirmek için lütfen tıklayınız: https://t.co/u6LfkP4YlW @EnesBayrakli @ferithafez #EIR2018 pic.twitter.com/J021hrHTGA
— SETA (@setavakfi) 27 Eylül 2019