Türkiye açısından 2017 yılı 2016’dan birçok bakımdan görece daha iyiydi. 2018 yılı ise 2017’den çok daha iyi olacak.
2016’da birçok terör örgütü eş zamanlı ve koordineli bir şekilde Türkiye’ye yönelik saldırılar düzenlemişti. Ve her saldırının ardından toplumda karamsarlık artmıştı. DEAŞ ve PKK’nın, birçoğu büyük şehirlerde olmak üzere, eş zamanlı saldırıları, FETÖ’nün işgal ve darbe girişimi, toplumun güvensizlik algısını derinleştirmişti.
***
2017’de DEAŞ’ın Türkiye’ye yönelik tehdit kapasitesi giderek azaltıldı. Türkiye içinde canlı bomba olarak terör eylemi yapma kapasitesi; tutuklamalar, DEAŞ militanlarına sıkı takip, sınır güvenliğinin artırılması ve sınır ötesinde yapılan operasyonlarla sonlandırıldı. Ayrıca Türkiye içinde güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının FETÖ’den arındırılması, personel kapasitesi ve sayısının artırılması ve bu kurumların yeniden yapılandırılmalarının ardından DEAŞ ve diğer terör örgütleri ile daha etkin bir mücadele yürütüldü.
Gelinen noktada, DEAŞ’ın Irak ve Suriye’de kurduğu sözde devletin başkenti olan Rakka’nın düşmesi ile birlikte, örgütün militan devşirme kapasitesi azalmış ve motivasyonu kırılmıştır. Ancak, DEAŞ’ın ortaya çıkardığı terör sorununun tamamen ortadan kalktığını söylemek de şimdilik zor.
***
Yine 2017’de devlet, PKK’ya yönelik kesintisiz mücadele stratejisi ile terör örgütünün eylem ve şiddet kapasitesini düşürdü. SİHA’lar başta olmak üzere hava desteğinin ve diğer yeni geliştirilen teknolojik silah ve mücadele unsurlarının terör örgütüne yönelik daha etkin kullanmasıyla, güvenlik güçlerinin çatışma kapasitesi arttı. Bunun sonucunda da, resmî verilere göre 2017’de toplam 1,943 PKK’lı etkisiz hâle getirilmiş ve 100’den fazla örgüt üyesi de sağ olarak ele geçirilmiştir.
2018’de PKK ile topyekûn mücadelenin bu şekilde sürdürülmesiyle, örgütün eylem yapma kapasitesi daha da geriletilecek ve PKK’ya toplumsal desteğin gittikçe minimize olmasını sağlayacaktır.
***
2017’de FETÖ ile mücadelede yurt içinde önemli başarılar elde edildi. Devletin FETÖ’den arındırılması süreçlerinde çok mesafe katedildi. FETÖ ve darbe davaları hem ilk derece hem de üst mahkemelerde sonuçlanmaya başladı. Tüm önemli darbe davalarının iddianameleri hazırlanarak duruşmalar hızla yapılmaya devam ediyor.
2018’de hemen hemen tüm darbe davalarının en azından ilk derece mahkemeleri bitirilmiş olacak. Dolayısıyla 2019 seçimlerine gidilirken, FETÖ’nün yurt içinde manipülatif tartışmalara malzeme olma kapasitesi de sonlandırılmış olacak.
***
2018 için Türkiye’nin dış politikasında, ABD ile devam eden sorunlar ve Suriye’nin geleceğine yönelik olarak yaşanacak krizler hariç, diğer alanlarda pozitif bir ivme yaşanacak.
2017’nin sonunda hem Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye ile ilişkilerin seyrine yönelik gelen olumlu mesajlar, hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yurt dışı ziyareti sonrası AB ile ilişkilerin normal seyrine oturtulmasına yönelik pozitif demeçleri bu alanda yaşanan olumsuzlukları azaltacaktır. Avrupa Birliği ülkelerinde seçimlerin tamamlanmış olması da ikili ilişkilerin kriz hâlinden çıkması için olumlu bir atmosferi oluşturacaktır.
Ancak dış politikada, ABD’de ile yaşanan vize krizi sonlandırılsa da, ilişkilerin normal yörüngesine oturması şimdilik zor görünmektedir. Çünkü Suriye’nin geleceğine yönelik sahada yaşanan her gelişme, Körfez ülkelerinin Türkiye’ye yönelik kışkırtılmasının sürdürülmesi, PYD/YPG/PKK terör örgütüne ABD’nin desteğinin devam etmesi ve FETÖ’nün ABD’de kollanıp gözetilmesi gibi konular iki ülke arasında normalleşmenin yaşanmasını erteleyecektir.
***
2018’de, içeride ekonomik büyümenin sağlanması, üniversite mezunu genç işsizliğinin azaltılması ve yatırımların artarak sürdürülmesi durumunda Türkiye 2019 seçimlerine çok daha rahat bir ortamda gidecektir.
Siyasal partiler arasında siyasal söylemde yaşanacak sertleşme ise seçim gündemi açısından değerlendirilecek ve bu açıdan çok da olumsuz bir siyasal ortamı üretmeyecektir.
[Türkiye, 2 Ocak 2018].