15 Temmuz darbe girişimi, siyasi ve sosyal dinamikleri nasıl derinden etkilediyse, ekonominin de en ağır saldırı altında kaldığı bir tarih oldu.
15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye ekonomisinin son yıllarda yaşadığı en büyük şoktu. Darbe girişiminin başarısızlığına rağmen, oluşturduğu ve oluşturacağı negatif algı hesaba katılarak önlemler alındı ve darbe girişiminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi kısa sürede bertaraf edildi.
Ancak, darbe girişimi başarısız olmasına rağmen, bu kez başta kredi derecelendirme kuruluşları olmak üzere dışarıdan oluşturulan bir olumsuz algı çabasına tanık olduk. Amaç, ekonomiyi çökerterek başarısız oldukları darbe girişimini başka bir boyuta taşımak.
Kasım ayında başlatılan dolar operasyonun da amacı buydu. Döviz kurunun değerini yükselterek, ekonomide kaos çıkarma planları zirve yapmıştı. Fakat, 15 Temmuz gecesi, demokrasiye, seçilmiş hükümete ve seçilmiş Cumhurbaşkanı'na sahip çıkan millet, bu kez de ekonomisine, kazanımlarına ve geleceğine sahip çıktı.
Başlatılmak istenilen kaotik duruma ve Dolarizasyon sürecine, yani TL yerine doların kullanılmasına fırsat vermedi.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı dolar bozdurma kampanyası ve dolar yerine yerel paralarla ticaret, artık yakın coğrafyamızın ana gündem maddesi oldu.
Bunun yanı sıra, yanı başımızda devam eden Suriye sorununun neden olduğu ekonomik ve sosyal maliyetin yanı sıra bölgede hüküm süren jeopolitik riskler, Brexit kararı, ABD'deki başkanlık seçimi ve beklentilerin aksine Trump'ın kazanması ve FED'in faiz artış kararı, 2016 yılında ekonomiyi etkileyen diğer önemli başlıklar oldu.
Her biri tek başına ülke ekonomisi üzerinde geniş bir etki alanına sahip. Risk ve olumsuzlukların art arda yaşandığı, ancak buna rağmen makroekonomik göstergelerin sağlam duruşunu koruduğu bir yıldan da bahsediyoruz aynı zamanda.
SİMGE PROJELER HAYATA GEÇTİ
Tüm bu olumsuz sürece rağmen, güçlü ekonomik yapı sayesinde simge projelerin hayata geçirildiği bir yıldı 2016. Türkiye, maruz kaldığı birçok darbe girişimine, spekülasyonlara ve operasyonlara rağmen ekonomik geleceği için stratejik öneme sahip simge projeleride ihmal etmedi.
Çünkü biliyoruz ki, son dönemlerde art arda gelen operasyonların esas amacı ekonomiyi güçlendiren ve ülke algısını olumluya çeviren bu yatırımları engellemek.
Büyük projeler tamamlandığında, içerde ve dışarda ülke ekonomisine operasyon yapanların elindeki silahlar da alınmış olacak. Dolayısıyla, her büyük proje öncesinde, tamamlandığında veya açılışı yapıldığında operasyon için düğmeye basılıyor. Bu açıdan bakıldığın da, 2016 yılı, Türkiye ekonomisinin belki de en zor yılıydı.
Ama, büyük ve simge projeler de bu yıl içerisinde tamamlandı. Osman Gazi Köprüsü, bunlardan sadece birisi.
İki kıtayı bir kez daha birbirine bağlayan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün ise, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında açılması önemli. Çünkü, darbe girişimine rağmen bu büyük projenin tamamlanması, yatırımcıya güven ve millete moral verdi.
Avrasya Tüneli'nin açılışının yapılacağı bir gün öncesinde, Rusya büyükelçisinin öldürülmesi nedeniyle biz bu büyük yatırımı gerektiği kadar konuşamadık. Büyük projeler öncesinde ülke gündemini değiştirmek isteyen sahneye konulan her operasyona karşı, büyük projelerin açılışı ile karşılık veriliyor. Yeni Türkiye'nin farkı da bu.
Diğer taraftan, Türkiye'de hem yeni büyük projelerin yapılmasını hem de bu projeler için gerekli finansmanı sağlayacak Varlık Fonu hayata geçirildi. Varlık Fonu büyümenin, kalkınmanın ve geleceğe dönük stratejik yatırımların sigortası olacak.
2016 yılı risklerin en üst düzeyde, saldırıların en şiddetli olduğu ve tüm bu asimetrik saldırılara karşı ekonominin güçlü bir şekilde durabildiği bir yıl oldu. Yani, Türkiye ekonomisinin gücünün test edildiği ve bu testten başarıyla çıktığı bir yıldı diyebiliriz.
[Yeni Şafak, 26 Aralık 2016].