AK Parti, on iki yıllık iktidarı ile Türkiye siyasetini dönüÅŸtüren aktörlerin en başında gelmektedir. DönüÅŸüm gücünü Türkiye'nin medeniyet derinliÄŸinden beslenen yeni bir özgüveni temsil etmesinden alıyor. Bu özgüven, tarihiyle barışan ve dünya siyasetinde aktif olmayı amaçlayan bir liderlik vizyonudur.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın verdiÄŸi mücadeleyi millete anlatma ve benimsetmedeki etkinliÄŸi sürekli olarak yeni hedefler koyabilmesinden kaynaklanıyor. Somut icraatların yanı sıra yeni hedefler koyabilmek liderliÄŸin vazgeçilmez parçasıdır. Bu yüzden Ak Parti muhalefetin bütün sert eleÅŸtirilerine ve iktidarda olmanın yıpratıcılığına raÄŸmen yine de en fazla deÄŸiÅŸim vaadini seçmenlere öneren parti olarak kendisini sunabiliyor.
7 Haziran seçimlerine giderken de AK Parti 12 yıllık iktidarı ile vesayet zincirlerini kırdığını ve ülkemizin önünde "ikinci bir atılım dönemi" olduÄŸunu vurgulayan 350 sayfalık bir "inÅŸa beyannamesi" ile karşımızda. Vesayet zincirlerinin son ve önemli halkasının cumhurbaÅŸkanını halkın seçmesi ile kırıldığı belirtilmiÅŸ beyannamede. Beyannamenin ruhu ise, Türkiye demokrasisini insan onuru ve yeni bir toplumsal sözleÅŸme etrafında pekiÅŸtirmek isteyen bir çaÄŸrıya dayanıyor.
Bu çaÄŸrının mevcut sistemin krizlerine çözüm önerisi ise net: Katılımcı bir yeni sivil anayasa yazarak baÅŸkanlık sistemine geçmek. "Yeni Anayasa ile seçimlerin istikrar üretebildiÄŸi, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduÄŸu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüÄŸü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin saÄŸlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiÄŸi, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiÄŸi yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz."
"Tarihi dönüÅŸüm" için BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu bizzat kaleme aldığı "Yeni Türkiye SözleÅŸmesi 2023" belgesini de kamuoyu ile paylaÅŸtı. Bu belge de Yeni Türkiye'nin kodlarını medeniyet söylemi ile sarmaladığı "insan onuru" kavramı üzerine temellendirmek istiyor.
Ä°nsan onuru ifadesi iç ve dış siyaset vizyonu baÄŸlamında metinde tam 24 defa geçiyor. "Tarihin akışı" içinde Türkiye'yi "aktör ve öncü" yapmak isteyen AK Parti, nihai hedefini ise "evrensel ölçekte çoÄŸulcu, eÅŸitlikçi ve katılımcı demokrasiyi hayatın bütün alanlarında yaÅŸanır kılmak" olarak belirlemiÅŸ. Aslında, Türkiye'nin "21. yüzyılın yükselen güçleri" arasına girmesi için herkes bu hedef üzerinde ittifak edebilir. Zira bu haliyle "çaÄŸdaÅŸ medeniyet seviyesine ulaÅŸma idealinin" yeni bir versiyonu sunulmaktadır. Ä°ç siyasetteki iktidar rekabeti ve muhalefetin AK Parti karşıtlığının gürültüsü sebebiyle yaÅŸadığımız dönüÅŸümün tarihi anlamı gözden kaçırılmamalı.
Bu tarihi perspektife bir örnek vermek isterim. Belgrat'ta Insight Turkey dergisinin düzenlediÄŸi "21. Yüzyılda Türkiye- Sırbistan" baÅŸlıklı konferansta yaptığı konuÅŸmada Gökhan Çetinsaya, Türkiye'nin tarihinin normalleÅŸtiÄŸi günlerden geçtiÄŸimize iÅŸaret etti. Bu yönüyle Yeni Türkiye hedefi ülkemizin iki yüzyıldır karşılaÅŸtığı meydan okumalara verilen güçlü bir cevaptır. Ancak dönüÅŸüm dönemleri dinamik ve sancılı süreçlerdir. AK Parti de Yeni Türkiye vizyonunu gerçekleÅŸtirmek için kritik bir sınavla yüzleÅŸiyor. DönüÅŸümün getirdiÄŸi iktidar kavgasını neticelendirmek ve istikrarlı bir siyasal sistemi yerleÅŸtirmek zorunda. BaÅŸkanlık sistemine geçiÅŸ bunun için gerekli.
Buradaki zorluk ÅŸudur: AK Parti hem deÄŸiÅŸimi öneren aktör hem de muhaliflerine raÄŸmen deÄŸiÅŸimin taşıyıcısı konumunda. Bu yüzden baÅŸkanlığa geçiÅŸ süreci kapsamlı bir demokratikleÅŸme hamlesi ve yeni bir sözleÅŸme eÅŸliÄŸinde yapılmak durumunda. Böylece iç siyasetteki kutuplaÅŸmanın dozunu aÅŸağı çekmek mümkün olabilecektir.AK Parti deÄŸiÅŸimi, yeniyi vaat etme özelliÄŸini taşıdıkça Türkiye'yi dönüÅŸtürmeye devam edecektir.
[Sabah, 17 Nisan 2015]
