SETA > Yorum |
Tarihin Ekonomik Tekerrürü İpek Yolu

Tarihin Ekonomik Tekerrürü: İpek Yolu

Bir yandan Batı, bir yandan da Doğu, geleceğe güç biriktirmek için birleşmek derdinde. Bizim de dünyadaki bu birleşmelere eklemlenmemiz şart. Tabii dünyayla bütünleşebilmek için, önce kendi içimizde bir bütünlük sağlamamız gerekiyor.

Venedikli seyyah Marco Polo'nun İtalya'dan Çin'e uzanan 13. yüzyıl İpek Yolu serüveni, efsanevi hikâyelerdendir. Yıllar süren yolculuk sonunda Çin'e varan Marco'nun o devirlerde İpek Yolu'nu baştan sona nasıl geçtiği ise, bugün kuşkuyla sorgulanıyor. Nedeni de, binlerce kilometrelik yolun, aşılması güç çöller ve dağlarla dolu oluşu. Üstelik hava koşullarına göre farklı güzergâhların takip edilebileceği ve rehbersiz ilerlenemeyecek karmaşık bir hattan bahsediyoruz. Bu nedenle de İpek Yolu, uzun menzilli kervanlar yerine, bölge bölge hareket ederek ticaret yapılan zincirleme bir yol olarak tarif ediliyor.

Öte yandan ünlü ticaret hattı, bugünün de gözde küresel girişimlerinden birine adını veriyor. Hem de o devirlerle kıyaslanamayacak dev bir bağlantı sağlamak üzere: İpek Yolu Ekonomik Kuşağı (Silk Road Economic Belt)

Tarihi yolu bugün yeniden canlandırmaya soyunan Çin, Avrasya'nın hayalindeki projenin liderliğini üstlenmiş durumda. Çin'in ilk kez 2013'te telaffuz ettiği hayal, Türkiye başta olmak üzere farklı ülkeler tarafından da gündeme getirilmişti. Birkaç yıl önce dönemin Başbakanı Erdoğan'ın Çinli işadamlarına, “Tarihi İpek Yolu'nu Demir İpek Yolu'na çevireceğiz” söylemi, Osmanlı'nın Orta Asya ile kurduğu bağları hatırlatırken, ticaretten yatırımlara geniş bir perspektif sunuyordu.

Geçtiğimiz aylarda Azerbaycan ile start verdiğimiz TANAP projesi de, “Enerji'nin İpek Yolu” olarak nitelendirilen bir hamle oldu. Hatta 2009'da aktif olan Türk Keneşi (Azeri adıyla Türk Şurası) gibi çalışmalar, İpek Yolu'nun taşlarını döşemeye fayda sağlayan işbirliklerimizden…

Tabii belirttiğim gibi, İpek Yolu ne zamandır, Rusya'dan Kazakistan'a çeşitli Avrasya ülkelerinin de dillendirdiği bir proje. Çin'in bunu adlı adınca sahiplenmesiyle ise hız kazanmış durumda ve kapsam olarak da şimdiye kadarki en güçlü resmi çiziyor diyebiliriz.

BİR KUŞAK, BİR YOL: OBOR

Çin'in Ekonomik Kuşağı, ilk etapta temel altyapıları inşa ederek bağlanabilirliği güçlendirecek. Çin'in “yolun enerjisi” olarak gördüğü doğal kaynak deposu eski Sovyet cumhuriyetler için de, yeni İpek Yolu heyecan veriyor. Zira proje bu ülkelere, hem ihtiyaçları olan yatırımları hem de karada sıkışıp kaldıkları coğrafyadan öteye açılmalarını kolaylaştıracak dev bir güzergâh sunuyor.

Çin'in ABD'ye karşı Rusya ile yakınlaşmasında projenin oynadığı rolü ise, daha önce zaten konuşmuştuk. Henüz 1 ay önce de, Avrasya Ekonomik Birliği ile İpek Yolu'nun işbirliğine dair bir anlaşma, iki ülke tarafından imzalandı.

Öte yandan Çin'in projesi, sadece “karadan İpek Yolu” ile sınırlı değil. İşin G. Çin Denizi'nden çıkan bir de deniz tarafı var. Hint Okyanusu'nu aşarak Kızıldeniz'den Akdeniz'e tırmanıp Venedik'te biten Deniz İpek Yolu (Maritime Silk Road) projesini de kafaya koyan Çin, böylece One Belt, One Road (OBOR- Bir Kuşak, Bir Yol) adı altında kapsamlı bir hareket başlatmış durumda.

Çin daha birkaç gün önce G. Asya ülkelerine yönelik düzenlediği fuarda, bölge işadamlarının OBOR heyecanını da bir kez daha onayladı. Ülkenin Orta Asya trafiği de son günlerde oldukça yoğun. Ayrıca, İpek Yolu'nun son durağı Avrupa'nın da, gözü projede… 2 hafta önce Macaristan, İpek Yolu projesine katılmayı taahhüt eden ilk AB ülkesi oldu ve imzalar atıldı.

Avrupa demişken, daha önce bu köşede ele aldığımız Asya Altyapı Yatırım Bankası'nın (AIIB), İpek Yolu'na da destek verecek bir oluşum olduğunu ve geçtiğimiz aylarda İngiltere'nin peşi sıra birçok Avrupa ülkesi tarafından üyelik talebi gördüğünü hatırlatayım. Buradan hareketle OBOR'un, ticaret, yatırım ve enerji entegrasyonunun yanı sıra, finansal bir bütünlük amaçladığını da
belirtmek gerek.

YOLLAR TÜRKİYE'YE ÇIKAR

İşin özü, Çin'in özellikle ABD hegemonyasına karşı hayata geçirmek istediği entegrasyon projesi, adımlarını hızla atmayı sürdürüyor. Karadan, Çin ile başlayarak Orta Asya ve İran üzerinden devam edip Türkiye'den Avrupa'ya açılacak İpek Yolu planı, Marco Polo'nun Venedik'inde son bulup denizyoluyla buluşacak.

Dolayısıyla, son yıllarda Türkiye'nin de altını çizdiği gibi, İpek Yolu ile yollar Türkiye'ye çıkacak. Çin de zaten, projede Türkiye'nin kilit rol oynayacağının altını çizmekte. Hatta geçtiğimiz aylarda AIIB'ye üye olduğumuzu da hatırlayalım. Bu anlamda, bir süredir devam eden ilgili çalışmaların, önümüzdeki dönemde de kararlılıkla devam ettirilmesi kritik önem taşıyor.

Sözün özü; bir yandan Batı, bir yandan da Doğu, geleceğe güç biriktirmek için birleşmek derdinde. Bizim de dünyadaki bu birleşmelere eklemlenmemiz şart. Tabii dünyayla bütünleşebilmek için, önce kendi içimizde bir bütünlük sağlamamız gerekiyor. Ve iş yine kaç haftadır konuştuğumuz yere varıyor: Müstakbel hükümetimizin gücü…

[Yeni Şafak, 19 Haziran 2015]