Bu çalışma tarihi çok eskiye dayanan, köklü Almanya-Türkiye ilişkilerini tüm boyutlarıyla analiz etmektedir.
Devamı
Yakın bir geleceği bırakalım, uzun vadede bile kıta Avrupası’nda dindar bir Müslümanın ulusal parlamentolarda kendine yer bulması neredeyse imkânsız gözükmektedir.
Devamı
Çalışmada Almanya Federal Cumhuriyeti’nde 24 Eylül 2017 tarihinde gerçekleştirilecek olan Federal Meclis seçimleri kapsamlı bir şekilde analiz edilecektir.
Göçmenler üzerinden normatif bir düzlemde yürütülen güvenlik odaklı seçim vaatleri, aşırı sağın elini kuvvetlendirmekte ve Alman kamuoyunu aşırı sağcı söylemlere karşı duyarsızlaştırmaktadır.
Türkleri, Müslümanları ve hatta diğer göçmenleri de kapsayan bir partinin inşa edilmesi Almanya'daki Türklerin hak arama mücadelesi için kaçınılmaz hale gelmiştir.
Son dönemde ortaya çıkan Türkiye-Almanya geriliminde Almanya'nın Türkiye siyasetinde aşırı bir duygusallık ve agresiflik ön plana çıkmaktadır
Almanya'nın bir tür "çevreleme" taktiğine dönüşen yeni "Türkiye politikası" AB içinden önemli tepkiler almaya devam ediyor.
Devamı
Radikalizm dolayısıyla terör dinleri aşan bir olgudur. Arakan’da “Budist terörü” başlığını atmayanların İslam’la terörü aynı cümle içerisinde bile kullanmaması lazım.
Devamı
Batılı ülkelerden DEAŞ’e gerçekleşen katılım hiç sorunsallaştırılmadı. Nasıl büyüdüğü, hangi unsurlarla hangi şartlarda işbirliği yaptığı neredeyse hiç sorgulanmadı.
Alman meclisine girecek bütün partilerin hepsi Alman hükûmetinin Türkiye’ye yönelik müdahaleci politikalarına destek veriyor, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını istiyor.
Almanya’yla İlişkiler Seçim Sonrasında Düzelir mi?
Basın özgürlüğü yok dedikleri Türkiye'de her türlü yayın organı varken bugün Alman medyasında tam bir mutabakat var.
Türk medyasının bir kısmı her ne kadar kaosa ve karmaşaya neden olacak, düşmanlığı körükleyecek manşetler atsa da devlet ve toplum teröre destek olmadı, sağduyuyu elden bırakmadı.
Geçtiğimiz bir yıl içerisinde defalarca Ankara'ya gelen Merkel Türkiye'nin üyelik müzakerelerini durdurmaktan, diplomatik ilişkileri yavaşlatmaktan bahsediyor.
Siyaset mühendisleri, işleyen siyasetin her anlamda dinamiğini bozarak hedeflerine ulaşabileceklerini sanıyorlar. Yanılıyorlar.
16 Nisan'ı geçmiş olmak Türkiye siyasetinin ateşini düşürmedi. Nisan sonu ve mayıs yoğun bir hareketliliğe sahne oluyor ve olacak.
ABD’nin radikal solunu yeni bir radikalleşme dalgası bekliyor.
“Türkiye'ye yönelik 'siyasi denetim' kararı, Türkiye'deki referandumda halkımızın aldığı karara karşı bir tepki, Türkiye'yi cezalandırmak üzere kendilerince attıkları bir adım.”
Son dönemde ABD ve Avrupa ülkelerinin tepkisizliğiyle kendisine açtıkları alanda rahat hareket etme imkânı bulan Putin’in yeni Amerikan siyaseti karşısındaki temel ikilemi.
Terör bahanesiyle Türkiye dahil sekiz ülkenin havayollarının ABD’ye direkt uçuşlarında elektronik cihaz sınırlaması, ekonomik alanda yeni nesil bir korumacılık uygulamasıdır. Bu karar, serbest rekabeti önlemek için alınmıştır ve Amerikan, Alman, Hollanda, Fransız ve İngiliz havayolu şirketlerine haksız rekabet imkanı sağlayacaktır.