2016’da Türkiye

Bu çalışmada 2016 yılında Türkiye’de Siyaset, Dış Politika, Güvenlik ve Terörle Mücadele, Hukuk ve İnsan Hakları, Ekonomi, Enerji, Eğitim ve Medya alanlarında yaşanan gelişmeler detaylı bir şekilde betimlenmiş kapsamlı bir analize tabi tutulmuştur.

Devamı
2016 da Türkiye
Analiz 2016 da Eğitim ve Sosyal Politikalar

Analiz: 2016’da Eğitim ve Sosyal Politikalar

Büyük bir dönüşümün başlangıcı olan 2016 yılında öğretmen seçim stratejileri ve yükseköğretim kurumlarının yönetiminde değişiklikler yapılmış ayrıca müfredat çalışmaları ve terör mağduru bölgelerde telafi eğitimleri gerçekleştirilmiştir.

Devamı

SETA tarafından hazırlanan Kriter dergisinin sekizinci sayısı okuyucu ile buluştu.

OECD genelindeki genç yetişkinlerin hayatları boyunca en azından bir kez lise üstü eğitime girme oranının ortalama %68 olacağı tahmin edilirken, bu oran Türkiye için %94…

2014 verilerine göre OECD genelinde 1 öğretmene ilkokulda 15, ortaokulda ve lisede ise 13 öğrenci düşerken, Türkiye'de bu oranlar sırasıyla 19, 18 ve 15 gözüküyor.

Yaratılan istihdama baktığımızda, işler yolunda gitmiyor denemez ancak görünen o ki, gücümüz de yeni gelen emeği absorbe etmeye zar zor yetiyor.

2015'te Türkiye

2015’teki bütün dikkate değer gelişmeler “2015’te Türkiye” başlığıyla bu SETA yıllığında analiz edildi. Bu çalışma iç siyaset, dış politika, güvenlik ve savunma, ekonomi, hukuk ve insan hakları, eğitim ve medya başlıklarından oluşuyor.

Devamı
2015'te Türkiye
Analiz Yükseköğretimin Yönetiminde Mütevelli Heyetleri

Analiz: Yükseköğretimin Yönetiminde Mütevelli Heyetleri

Bu çalışmada, mütevelli heyetleri ve benzeri yapıların dünyada ve Türkiye’de yükseköğretim sistemlerinde nasıl bir işleve, göreve, sorumluluğa sahip olduğu, bu heyetlerin üyelerinin kimlerden oluştuğu, nasıl seçildiği gibi hususlar tartışılmıştır.

Devamı

Türkiye yükseköğretimi mevcut potansiyelini daha etkili hale getirmek ve son yıllarda yakaladığı büyüme trendini uzun vadede sürdürmek için nelerin yapılması gerektiği tartışılıyor.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın katılacağı panelde, yükseköğretimde yaşanan sorunlar; gelecek hedefleri ve dünya örnekleri enine boyuna ele alınacaktır.

İdeal anlamda üniversiteler, doğaları ve kuruluş amaçları gereği bilgi üreten, donanımlı insan gücü yetiştiren ve bunun da ötesinde özgür düşünce, sivil toplum, demokrasi kültürü, karar süreçlerine katılma, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sosyal sorumluluk gibi çağdaş değerlerin gelişimine katkıda bulunarak fikir ve düşünce hayatında topluma önderlik eden kurumlardır. Üniversitelerin ilk ortaya çıktığı dönemlerden beri bunun başarılı örneklerine rastlıyoruz. Kuşkusuz her üniversite, entelektüel hayatın canlılığına katkı sağlama ve Edward Said’in tabiriyle “Sessizlerin sesi olan” entelektüeller yetiştirme konusunda kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getiremiyor.

Yükseköğretime önem veren ülkelerde bilim, teknoloji ve insangücü bakımından ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye’de de toplumsal istikrar ve sürdürülebilir bir kalkınmanın gerçekleşmesinde üniversitelerden çok şeyler beklenmektedir. Ancak yükseköğretimimiz ciddi sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen, bu sorunlar, kapsamlı bir şekilde analiz edilmemiş ve çözüm odaklı çalışmalar yetersiz kalmıştır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Yükseköğretimde Kalite Güvencesi raporunu yayınladı. Prof. Dr. Mahmut Özer, Yrd. Doç. Dr. Bekir S. Gür ve Prof. Dr. Talip Küçükcan tarafından hazırlanan rapor, Türkiye’deki yükseköğretim sisteminin yapısı ve ihtiyaçlarını da göz önüne alarak, dünyada ön plana çıkmış birçok yükseköğretim sisteminin kalite güvencesi mekanizmalarını ele alıyor. Değişik ülkelerdeki yükseköğretim kurumlarında çalışma deneyimine sahip olan ve kitapta ele alınan bazı ülkelerdeki kalite güvencesi sistemlerini yerinde inceleme imkanı bulan yazarlar, Türkiye’nin yükseköğretimde kalite güvencesi konusunda nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Yeni açılan üniversiteler ve kontenjan artışları, yükseköğretim önündeki yığılmayı azaltabilecek mi?

Türkiye'de yükseköğretimdeki evrenselleşme dönemi, toplumsal taleplerin geç de olsa dikkate alınması sonucu, ancak 2000'li yılların sonlarına doğru başlamıştır.

Türkiye'de Yükseköğretime Erişim: 2025 Yılında Yükseköğretim Talebi Karşılanabilecek mi? Nitelikli beşeri sermayenin ulusal ve bölgesel kalkınmaya katkıları nedeniyle ülke ve bölge yö­netimlerinin gündeminde öncelikli politika alanları arasında yer alan yükseköğretim, tüm dünyada 1950’lerden itibaren hızlı bir genişleme sürecine girmiştir. Bu genişlemeye rağmen, yükseköğretim arzının talep artışı karşısında yetersiz kalması yükseköğretime erişim konusunu ön plana çıkarmıştır.

Aralık 2011'de Yükseköğretim Kurulu yükseköğretime geçişte katsayıları yeniden eşitledi. Uygulamanın seyrinin ve sonuçlarının ortaya konması önemli.

Bugün Zonguldak'ta düzenlenen bir günlük çalıştayda, yükseköğretimde çokça tartışılan yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması ve yükseköğretimde kalite konusu ele alınıyor.

SETA tarafından hazırlanan raporda, küresel ve ulusal boyutta uluslararası öğrencilerle ilgili yaşanan gelişmelere ve farklı ülkelerce izlenen politikalara yer ve­riliyor.

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, bazı YÖK üyeleri, rektörler, TÜBA üyeleri, ilgili paydaş ve uzmanlardan oluşan “Yükseköğretim Yönetimi” başlıklı önemli bir çalıştay gerçekleştirildi.

Eski üniversitelerimizde bile köklü bir akademik kültür oluşmadığı gibi üniversiteler hala yükseköğretim meselesini sloganlarla tartışmakta; zaman zaman yasakçı olmakta ve yeniliğe direnç sergilemektedirler.