Odak: Türkiye’nin Serbest ve Adil Seçimi

14 Mayıs 2023’te gerçekleşen cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin Türkiye’nin hem iç hem de dış politikalarına birçok önemli yansımaları gözlemlenebilir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın küresel sistem ve buna bağlı sorunlara yaklaşımı dikkate alındığında seçimlerin küresel sistem açısından da önem arz ettiği söylenebilir.

Devamı
Odak Türkiye nin Serbest ve Adil Seçimi
Sandık Güvenliği Nasıl Sağlanacak

Sandık Güvenliği Nasıl Sağlanacak?

14 Mayıs seçimleri yalnız Türkiye'de değil neredeyse tüm dünyada büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Türkiye'nin yakın siyasi tarihinin en kritik seçimi olduğu yorumları yapılıyor. Bu seçimlerin bu kadar büyük bir ilgi toplamasında öncelikle iki cumhurbaşkanı adayı, Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında kıyasıya bir yarışın yaşanmasının payı çok. Bu heyecanı yüksek demokratik rekabet doğal olarak yüksek reyting alıyor.

Devamı

26 parti 9 Nisan'da milletvekili aday listelerini YSK'ya sundu. Her seçimde listeler eleştirilir. Bu defa da farklı değil. Parti genel merkezleri listeleri birçok denklemi hesap ederek zorlu hesaplamalarla oluşturuyor. Yerel beklentilerin tam karşılanamaması ve bazı kırgınlıkların olması kaçınılmaz. 

Kısa vadede muhalefeti birleştiren bir yerde görülen bu karar orta vadede 6'lı masa içindeki ve CHP'deki çekişmeyi büyütebilir.

23 Haziran İstanbul Seçimi Türkiye’de Sandığın Güvenirliğine Yönelik Şüpheleri Bitirdi

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, 23 Haziran İstanbul seçimlerinin ardından ortaya çıkan tabloyu 31 Mart seçimleri sonrası yapılan eleştiriler bağlamında değerlendirdi.

Devamı
23 Haziran İstanbul Seçimi Türkiye de Sandığın Güvenirliğine Yönelik Şüpheleri
Türk Demokrasisi Bu Seçimden de Güçlenerek Çıktı

Türk Demokrasisi Bu Seçimden de Güçlenerek Çıktı

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde Türkiye’de demokrasinin işlevselliği üzerine yapılan olumsuz algı çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 36. sayısı çıktı.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş İstanbul seçimleriyle ilgili YSK’nın gerekçeli kararı hakkında değerlendirmede bulundu.

31 Mart İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerine neden itiraz edildi? Seçimlerin iptal edilmesi hangi gerekçelere dayanmaktadır? Sandık kurulu başkanlarının Kanun’a aykırı olarak belirlenmesinin nasıl bir hukuki önemi bulunmaktadır?

23 Haziran seçim kampanyaları netleşiyor. İki ittifakın adayları da pozitif bir söyleme ağırlık veriyor. Farklı kesimleri kucaklayan bir iletişim ağını giderek artan şekilde seferber ediyor.

23 Haziran'a yaklaştıkça kamuoyunda seçim sonuçlarına yönelik çeşitli anket sonuçları yayımlanıyor. Şu ana kadar yayımlanan tüm anket sonuçları Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu arasındaki yarışın başa baş geçeceğini gösteriyor. İptal edilen 31 Mart seçimlerinde iki aday arasındaki oy farkının yalnızca 13 bin olması anket sonuçlarının adaylardan birinin lehine veya aleyhine bir tabloyu öngörmesini de engelliyor.

Gerekçeli karara göre seçimlerin iptalinin temel gerekçesi Kanun'un açık ve emredici hükümlerine rağmen birtakım sandık kurulu başkanlarının kamu görevlileri arasından atanmamış olmasıdır. Bununla birlikte YSK bazı sandıklarda oy sayım ve döküm cetvelinin bulunmaması ya da eksik olması ile oy kullanma hakkı olmadığı halde oy kullananların tespit edilmesini bir bütün olarak değerlendirmiş ve seçimlerin iptali sebebi olarak görmüştür.

YSK, nihayet gerekçeli kararını dün açıkladı. 250 sayfalık gerekçenin 200-212 sayfaları arasında 31 Mart İstanbul seçimlerinin iptali üç hususa bağlanmakta.

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine yönelik vermiş olduğu gerekçeli karar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine yönelik vermiş olduğu karar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Yusuf Özkır, yenilecek olan İstanbul seçimleri öncesinde partilerin kampanya süreçleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

23 Haziran İstanbul seçimlerinin bariz özelliği bir nevi ikinci tur olması. Seçmen tercihini gözden geçirecek. Kazanmasını ya da kaybetmesini istediği adayın kim olduğunu yeniden düşünecek. Kampanya stratejileri de söylemleri de buna göre şekilleniyor. İstanbullu'nun önünde başa baş geçen ilk yarışın iki adayı var: Yıldırım ve İmamoğlu. Kritik soru ikinci turun daha önceki 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 seçimlerindeki gibi bir fark oluşturup oluşturamayacağı.

Anayasa tarihi açısından yüzyılı aşan bir müktesebata sahip olan Türkiye yaklaşık yarım yüzyılın üzerinde çok partili demokratik siyasal düzeni tecrübe etmektedir. Demokratik siyasal deneyimimiz süreç içerisinde vesayet düzeneği üzerinden birtakım apolitik müdahalelere maruz kalmakla birlikte, 1950'den itibaren demokrasinin asli unsuru olan "serbest" ve "dürüst" seçimler gerçekleştirilmiştir.

Seçimler demokratik bir şekilde yapılacak ve halkın çalınmayan oylarıyla Binali Yıldırım ya da Ekrem İmamoğlu kazanacak. Demokrasinin gereği, seçimler konusundaki tek otorite olan YSK’nın verdiği karar doğrultusunda hareket etmektir. Türkiye, Mısır, Cezayir, Şili ve daha sayısız örnekle demokrasi sicilleri bozuk Batılı “dostlarımızın” neyi hangi niyetle söylediklerini gayet iyi biliyoruz.