ABD Gerçekten Ne Yapmak İstiyor?

ABD, kendince orta yol bulmuş durumda. Hem Türkiye'nin sınırlarının tamamen PYD kontrolüne geçmemesi endişesini hem de PYD'nin kantonlarını birleştirme isteğini karşılayacak bir formül üretti.

Devamı
ABD Gerçekten Ne Yapmak İstiyor
Obama Suriye de Zek mıza Hakaret Ediyor

Obama Suriye’de Zekâmıza Hakaret Ediyor

Obama’nın Suriye planları ile daha fazla vakit kaybetmeden sınırımızı DAİŞ’ten temizlemek ve PKK’yı yaklaştırmamak gerekiyor.

Devamı

Türkiye de benzerlerinden ve hatta kendi tarihindeki önceki dönemlerden farklı bir terör tehdidi ile karşı karşıya.

Türkiye, bugün "yeniden kazanılmaya çalışılan" bir aktör konumunda. Bunun nedeni bölgemizdeki farklı aktörlerin giderek derinleşen iç mücadeleleri. Türkiye için esas olan ise, bu süreci kendi milli menfaatleri namına değerlendirmek.

Obama yönetiminin ikili ilişkilerdeki "yorgunluğu" ve kurumlar arasındaki "dağınıklığı" bir kenara bırakarak sahanın gerçeklerine odaklanmasının zamanı.

Türkiye-ABD ilişkilerinde birlikte çalışma iradesi ile "stratejik sapmaları" düzeltecek yeni bir dönemi başlatmak gerekiyor. Bunun için yeni başkanın, Obama'nın Ortadoğu politikasında bir yenilenme yapması gerekiyor. Her şeyden önce Obama'nın "ümitsiz" ve bazen "özcü" Ortadoğu algısının tashih edilmesi lazım.

Erdoğan’ın Washington Seyahati

Krize değil yeni bir başlangıca ihtiyacı olan Türkiye- ABD ilişkileri yeni ABD başkanına sorun alanı olarak bırakılmak isteniyor.

Devamı
Erdoğan ın Washington Seyahati
ABD Tek Taraflılığı ve Türk-Amerikan İlişkileri

ABD Tek Taraflılığı ve Türk-Amerikan İlişkileri

Türkiye – ABD ilişkileri, YPG ile ilgili gelişmeler sonucu 13 sene sonra en krizli noktasında. Gelinen noktada, ABD’nin durumu, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ABD müttefiklerini ciddi bir biçimde düşündürüyor. Çok dramatik bir değişim yaşanmazsa, 2016 da tıpkı 2003 gibi ikili ilişkiler için kayıp bir yıl olabilir.

Devamı

Çok sayıda kişi, “Batılı “müttefiklerimiz” PKK’nın Suriye’deki uzantılarına açık destek verirken, Türkiye neden Avrupa ve Amerika’yı tehdit eden terör konusunda onlarla işbirliği yapıyor?” sorusunu sormaya başladı.

Suriye ve Irak'ta DAİŞ sonrasının nasıl yönetileceği çok önemli. Parçalanan örgütün "serseri" parçalarının getireceği tehditlerin daha radikal olacağını tahmin etmek zor değil.

Temmuz 2015'te sınır dışı edilen teröristin Avrupa'da serbest bırakılması sıradan bir istihbarat hatası değil. Daha önce İsveç'in şimdi Belçika ve Hollanda'nın paylaştığı bir politikasızlık sorunu.

"Biz konuşabileceğiniz son kuşağız" diyen PKK muhibbi radikal Kürtçüler bu lafı gerçekten müzakere aşkına söylemiyorlar. Devletten taviz koparmanın derdindeler.

Rusya, İsrail'in isteği doğrultusunda Esed'e ve Hizbullah'a verdiği desteği sınırlandırsa da İran'ı kaybetmek istemiyor. İsrail ise net. Suriye'de güçlü Esed ve İran etkisi istemediği için "federalizme" açık destek veriyor.

PKK'nın daha önce sivilleri hedef almadığı tezi doğru değil. Örgüt bugüne kadar Batı'daki büyük şehirlerde birçok kez sivilleri hedef almıştı.

Putin, "kısmi çekilme" ile bölgedeki kazanımlarını pekiştirebilecek stratejik bir akla sahip olduğunu gösterdi.

Olmuyor artık… Cuma, teheccüd, Nutuk okumaları, yanık türküler, Nişantaşı kafeleri vs. artık eskisi gibi Demirtaş’a prim yaptırmıyor.

Amerika’nın dünyaya yaklaşımında yaşadığı kafa karışıklığı ve strateji belirlemede yaşadığı mütereddit durumu, aslında tam da Süpermen IV’te ünlü kahramanın yaşadığı kimlik krizini hatırlatıyor.

Gerçek manada bir ateşkes Suriye’ye lazım, bu konuda şek ve şüphe yok. İnsanlar da zaten bu sebepten ateşkese naif bir şekilde de olsa bel bağlamış durumdalar.

Başkan Obama yönetim mirasını Suriye masasında geçiş hükümetinin kurulduğu ya da bu yola girildiği bir gelişmeyle nihayetlendirmek istiyor.

Ufuk Ulutaş: “Amerika, Suriyeli muhaliflere silah desteği yaparken çok ciddi şartlar getirdi aynısını YPG’ye de yapıyor mu? Amerika, gerçek manada ateşle oynadığını yavaş yavaş anlayacak ve onu anladığı andan itibaren bu angajmanın maliyetini ödemeye başlayacak.”