2017’nin Siyasi Falı

Birkaç yıldır ülkemiz tarihin akışının hızlandığı bir dönemden geçiyor. Bir yıla o kadar çok şey sığıyor ki geriye baktığınızda yaşananları ihata etmekte zorluk çekiyorsunuz.

Devamı
2017 nin Siyasi Falı
Türkiye nin Yeni Güvenlik Şemsiyesi Fırat Kalkanı

Türkiye’nin Yeni Güvenlik Şemsiyesi: Fırat Kalkanı

El-Bab operasyonu sonrasında sırasıyla Membiç ve Rakka’yı hedefe koyan Türkiye, sınır ötesinde tüm terör örgütleriyle mücadeleden kaçınmayacağı mesajını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Devamı

Bu çalışma Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni yönetimin karşısına çıkabilecek risk ve fırsatları değerlendirerek gerilimli atmosferden çıkış için olası politikaları analiz etmektedir.

ABD tarihinin ilk siyahi başkanının bir yenilik vaat etmesi bekleniyordu. Oysa kaçırılan en mühim nokta Obama’nın sadece ten renginin siyahi olduğuydu.

Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.

AB 2002 yılından beri, ABD ise 2003 yılından itibaren PKK’yı ve uzantılarını terör örgütü olarak görmelerine rağmen PKK’nın uzantısı YPG’ye farklı kanallar üzerinden silah ve mühimmat yardımlarında bulundukları ortaya çıktı.

Terör Örgütleri Kamuoyundaki Tartışmalara Göre Saldırı Düzenliyor

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Türkiye'de gerçekleştirilen terör saldırıları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Terör Örgütleri Kamuoyundaki Tartışmalara Göre Saldırı Düzenliyor
Dış Politikada Denge Siyasetine Geçiş mi

Dış Politikada Denge Siyasetine Geçiş mi?

Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.

Devamı

Bilmeliyiz ki ülkemize yönelik kampanya, etrafımızdaki olayların yoğunluğu devam ettikçe, hız kesmeyecek. Zira yaşadığımız sorun, devletlerin soğuk, çıkarcı ve çok yüzlü hesaplarının çirkin yüzü.

Yılbaşı eğlencesini hedef alan terörün hedefi "hayat tarzı" ya da "laiklik" değil. "Hayat tarzı" ve "dindar-laik ayrımı" üzerinden toplumumuzu bölmek.

Batıda ve Türkiye’de bir terör saldırısı sonrası kimin nasıl tepki verdiğine bakıldığında, fazla bir araştırmaya gerek kalmadan, terör eylemi ile neyin amaçlandığı açıkça ortaya konabilir.

ABD’nin PYD/ YPG’ye yaptığı yatırımın oluşturduğu maliyet Türkiye ile Rusya’nın yakınlaşmasına yol açtı. Bu anlamda 10 Ağustos’ta gerçekleşen Erdoğan Putin görüşmesi ve İran’la “Suriye’nin toprak bütünlüğü” üzerinden sıklaşan diyalog bu üç aktörün birbirine yaklaştığına işaret etmektedir.

ABD bilinçli olarak Türkiye’yle gerilimi tırmandırırken ve mevcut ilişkilerini PKK/YPG ve FETÖ parantezine koyarken, kendisini nasıl bir çıkmazın içerisine soktuğunu çok da umursamıyor. Terör can yakıyor ama hiçbir zaman kazanamıyor. Türkiye’de terör dinamiği üzerinden hesaplama yapanların dikkate alması gereken 79 milyon tane daha dinamik var.

DEAŞ ise örgütün ideolojisini var eden siyasi, ekonomik ve dini şartlarla hakkıyla yüzleşilmeden farklı isim ve formlarda terör faaliyetleri, kaos yaratma girişimleri ve Haziran 2014’te Musul’un işgali ile birlikte ulaştığı güç zirvesine tekrar ulaşma çabalarını sürdürecektir.

Türkiye açısından atılması gereken en öncelikli adım terör için zemin oluşturmak amacıyla kullanılan toplumsal gerilim ve kutuplaşma ortamını mümkün olduğunca yatıştırmaktır. Toplumsal birlik ve bütünlük hissi terör eylemlerinin etkisini sınırlandıracak en etkili silahtır. Türkiye bunun için yurt içi ve yurt dışında etkin kamu diplomasisi ile PR kampanyası yapmak durumundadır.

Türkiye de tıpkı Rusya ve Brezilya gibi özellikle Gezi ve 17-25 Aralık süreçlerinden bu yana ABD ve Avrupa’daki yaygın dezenformasyon ve dış politika tercihlerindeki stratejik ayrışma sonucu derecelendirme kuruluşlarının hedefe koydukları ülkelerden biri haline gelmiş durumda.

Amerika sahada fiilen yok. Kimse de Amerika'nın ne dediğini merak etmiyor. Koruyup kolladıkları PYD bile Amerika ile ilişkilerinin iyi olmasına rağmen Esad rejimi ve Rusya ile ters düşmemek için kırk takla atıyor.

Bu anlaşma ile Suriye iç savaşında terörle mücadele konsepti daha da öne çıkacak. Aktörlerin rekabeti bitmeden Deaş ile etkin mücadele zaman alacak. Nusra'nın nereye evrileceği çok kritik.

Halep’teki yıkımın müsebbiplerinden şimdilerde ise Doğu Guta’yı gözüne kestirmiş Rusya ile fikir ve siyasa ayrılıklarımız çok. Yine de Rusya kendini Suriye’de ABD’den daha makul bir muhatap olarak tesis etti.

Tarih boyunca birçok örneğine rastlamak mümkün olsa da bu tür eylemler sistematik şekilde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra niceliksel olarak yükselişe geçmiş, niteliksel olarak da askeri yöntemden hızla terör örgütlerinin kullandığı asimetrik savaşın sürekli bir yöntemine dönüştürülmüştür.

Darbelere ve askeri müdahalelere ABD yönetiminin bakışı Soğuk Savaş sonrasında da çok fazla değişiklik göstermedi. Literatüre bizzat darbe yapıcıların ağzından “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde de ABD ve Batı dünyası kendinden beklenilen prensipli duruşu gösteremedi.