Türk – Amerikan İlişkilerinde Vize Krizi

Son yaşanan vize krizinin aslında Türkiye ve ABD arasında yaşanan reel çıkar ve stratejik farklılıkların çatışmasının bir sonucu olduğu söylenebilir.

Devamı
Türk Amerikan İlişkilerinde Vize Krizi
İlişkilerde Yeni Meydan Okuma Trump ın İran Stratejisi

İlişkilerde Yeni Meydan Okuma: Trump’ın İran Stratejisi

Trump'ın İran politikasının uygulama şeklinin ABD'nin Ortadoğu'daki müttefiklerine "ciddi yükler" getireceği kanaatindeyim.

Devamı

Vize krizinin bize gösterdiği en temel gerçeklik Washington'ın Türkiye'nin gerçekliğinden koptuğudur. Bunu da Erdoğan'a "kızarak, onu cezalandırmaya" çalışarak telafi etmeye çalışıyorlar.

ABD'nin içindeki güç kavgasını görüyor ve anlıyoruz. Koca ABD'yi CIA'in bir tarafa Pentagon'un bir tarafa Dışişlerinin bir başka tarafa çektiğini de.

Gelinen noktada karşılıklı milliyetçi tepkilerle gerilimi artırmanın kimseye faydası yok. Washington, öncelikle Türkiye'deki ABD eleştirisini gündem yaparak anlamaya çalışmalı.

Astana’da varılan mutabakat doğrultusunda gerçekleşen İdlib operasyonu, düşman unsuruna karşı yürütülecek bir askeri operasyon değil, ön alıcı/önleyici bir operasyondur.

Türkiye’nin İdlib Operasyonu

Türkiye'nin İdlib hamlesi Suriye'de bağımsız bir yapıya kavuşmak isteyen YPG tehdidinin bertaraf edilmesi açısından önem taşımaktadır.

Devamı
Türkiye nin İdlib Operasyonu
Türkiye-İran İşbirliğinin Geleceği Var mı

Türkiye-İran İşbirliğinin Geleceği Var mı?

Kasrı Şirin anlaşmasından beri sıcak çatışma yaşamayan Türkiye ve İran’ın ilişkilerinde yine de rekabet boyutunun işbirliğinden önde olduğunu görmek gerekir.

Devamı

Türkiye'nin de rahatsız olup, Amerika'nın rahatsızlıklarınızı anlıyoruz diye karşılık verdiği çok husus var. Eminim elçilik çalışanının tutuklanmasından ABD'nin duyduğu rahatsızlığı da Türk hükümeti anlıyordur!

Suriye için Türkiye, İran ve Rusya'nın oluşturduğu Astana mekanizmasına benzer bir işbirliğinin Türkiye, Irak ve İran arasında oluşması da zorunlu müzakere ve işbirliğinin bir ürünü.

Türkiye'nin bugün sadece ABD ya da AB'ye endeksli bir dış politika yürütemeyeceği ortadayken sadece Avrasya eksenli tercihlerde bulunabileceği argümanı her şeyden önce realiteden uzak.

Güney sınırımızda bağımsız bir yapının ortaya çıkması başta ABD olmak üzere Almanya ve birçok Batılı aktörün Türkiye’yi “yedekleme” stratejisinin hayata geçmesi anlamına gelecektir.

IKBY liderliği referandum sonrasında bazı tepkilere hazırlanmış olsa da karşısında Bağdat, Tahran ve Ankara ekseninin oluşacağını hesap edememiş gözüküyor.

IKBY’nin bağımsızlık referandumuna karşı çıkanları “Kürtlere” karşı çıkmakla yaftaladılar. Meseleyi farklı açıdan tartışanları “Kürt düşmanlığı” suçlamasıyla susturmaya çalıştılar.

Türkiye’nin IKBY’nin referandum kararına sert tepkisi, Suriye’de yaşananlardan en büyük zararı gören ülke olarak, Kuzey Irak’ta benzer bir istikrarsızlığın yaşanmasını istemediği içindir.

Meğer ne çok Barzani hayranı varmış memlekette! Öyle anlaşılıyor ki Apoculuk üzerinden sürdürülemeyen Kürtçülük Barzanicilik üzerinden sürdürülmek isteniyor.

Bazı kesimlerin Türkiye'nin bu pozisyonunu "Kürt karşıtlığı" üzerinden paketleme çabası olsa da Türkiye'nin endişeleri rasyonel temelli ve reel politik gerçeklere dayanıyor.

Kürt milliyetçilerinin "hırsı" Arap, Fars ve Türk milliyetçilerinin "hiddetini" körüklüyor.

Hem IKBY bölgesindeki aktörlerden hem de uluslararası güçlerden gelen tepkilere bakıldığında Barzani'nin referandumda ısrar etmesi önemli riskleri göze aldığına işaret.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Astana Süreci sonrasında İdlib’te ortaya çıkan yeni konjonktürü değerlendirdi.

Türkiye’nin amacı, ‘İstikrarın Tesisi’ girişimleri ile bölgede şiddeti tekrar ortaya çıkaracak ve düzeni bozacak her türlü gerilimi asgari düzeye indirmektir.