PKK’nın Güvensizlik Sarmalının Hedefi

PKK, eylemlerin ardından oluşacak infialde Türkiye’nin batısında yaşayan Kürtlere yönelik her tepkiyi, propaganda malzemesi olarak kullanabileceğini düşünüyor.

Devamı
PKK nın Güvensizlik Sarmalının Hedefi
Bu Sefer Başka

Bu Sefer Başka

Ne diyorlardı? 'Dokunulmazlıklar kaldırılırsa felaket olur, bütün dünya bize düşman olur, demokratik siyaset yara alır...' Peki n'oldu?

Devamı

Türkiye bir yandan terör örgütleri ile mücadelesinde başarı kazanırken aynı zamanda, siyasi ve ekonomik krizlerle mücadele ediyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemi halkın bir siyasi özneye dönüşmesini kolaylaştıran ve millet iradesinin yönetime direkt yansıdığı demokratik bir yönetim şeklidir.

Avrupa ülkelerinde PKK terör örgütünün faaliyetlerine göz yumulmasıyla beraber, son zamanlarda hem Türkiye'ye ait diplomatik kurumlar maddi zarara uğradı hem de Türk kökenli Avrupalılar şiddete maruz kaldı.

SETA, “AK Parti’nin 15 Yılı” başlıklı dört ciltlik kitap projesi hazırlayacaktır. Ciltlerin içeriği İç Politika, Dış Politika, Ekonomi ve Toplum konu başlıklarından oluşacaktır.

Kutuplaşan Almanya’da Merkel’in Geleceği

Taraflı tarafsız birçok gözlemcinin ortak kanısı, Merkel'in partisinin Almanya'nın yeni gerçeği olan aşırı sağcı güçler karşısında giderek zorlandığı gerçeğidir.

Devamı
Kutuplaşan Almanya da Merkel in Geleceği
HDP Bu Noktaya Nasıl Geldi

HDP Bu Noktaya Nasıl Geldi?

Bu siyasi gidişat geriye kalan HDP'lilere tek bir seçenek sunuyor: PKK'dan kopacak ve Türkiye merkezli siyaset yapacak yeni bir siyasi parti oluşturmak. İspanya örneğinde olduğu gibi.

Devamı

"Uluslararası sistem"in, ABD'nin, kaldıysa biraz AB'nin iktidarına güvenip "buralar hep bizim" edasıyla hareket ediyorlar. Şimdi sokakları hareketlendirmenin derdindeler.

Cumhuriyet Gazetesinin terörle ilişkilerini temin ettiğinden şüphelenilen yöneticileri gözaltına alındı. Ve tabii ki basın özgürlüğü korosu zaman geçirmeden sahneye çıktı.

Suriye- Irak denklemi henüz oturmadı; yeni bir sürü gelişmeye tanıklık edebiliriz. Hatta PKK-YPG gibi "devletimsi" yapıya ulaşmaya çalışan grupları uzun vadeli bir çatışma ortamı bekliyor.

Kılıçdaroğlu hiçbir seçimi kazanamadı ama ne gafları bitti ne de medyanın tevil çabaları. “CHP Genel Başkanı olmayacağım” dedikten saatler sonra genel başkanlığa adaylığını açıkladı, ses etmediler.

1 Kasım Seçimleri tek başına iktidar çıkardıysa da siyasetin suları durulmadı. İç ve dış siyasetin gündemindeki bir dizi sorun sebebiyle çok uzun bir yıl yaşadık. İki Kasım arasındaki bir yılın muhasebesini dört başlıkta yapmak mümkün.

Avrupa her ne kadar Türkiye ile müttefik olsa da bu ittifak sadece kendi düşmanları söz konusu olduğunda devreye sokulmaktadır. Türkiye’yi hedef alan diğer tehditler Avrupa’ya yönelmedikçe ittifak göz ardı edilmektedir. Diğer taraftan siyasi gösteriler sırasında gerçekleşen en ufak şiddet olaylarına müsamaha göstermeyen Avrupa, şiddet ve terör eylemlerini siyasetlerinin temel hedefi yapmış PKK ve onun siyasi uzantısı HDP’yi meşru görmeye devam etmektedir.

Tabanda "CHP, PKK -HDP'nin payandası mı" sorusu eşliğinde belli bir tepkinin oluşması -ki son dönemde "yeni devlet" ile ilişkiler bağlamında Kemalist kesimde kısmi bir parçalanma gözlemlenmektedir- beklenebilir.

Devletin yeniden yapılandırılması meselesinin dönüp dolaşıp geleceği yer de yeni anayasa ve yönetim sistemi olacak. Meclis açılınca sıcak ve bir o kadar önemli bir siyasi gündemin içerisine düşeceğiz.

“Yeni Türkiye” kendi meşru mekanizmaları ile bir karar verdiğinde “aman Batılılar ne der?” diye korkmaz, geri adım atmaz! Kararlarını Batılılara onaylatmak ihtiyacı hissetmez!

Yenikapı ruhuyla birlikte artık Türkiye’de sivil siyasete karşı vesayet odakları ile işbirliği yapma dönemi kapanmıştır. Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminin milli iradece püskürtülmesi, Erdoğan liderliğindeki AK Parti siyasetinin dillendirdiği fakat diğer aktörlerin varlığını kabule yanaşmadıkları bürokratik vesayetin üzerindeki perdeyi kaldırmıştır.

Türkiye’de muhalefet çoğu zaman Batılı egemenlerle söylem birliği yaparak hatta meşhur ifadesiyle söylersek, “Türkiye’yi yabancılara şikayet ederek” içeride siyaset yaptığı zannındaydı. Yenikapı ruhu bu zannı da tamamen ortadan kaldırmıştır

Bundan üç ay önce Michael Rubin gibi tipler darbe lafını ettiğinde hepimiz çok sinirlendik. Bu tip adamların bir provokasyon peşinde olduklarını düşündük. Hayal kurduklarını söyledik. Islık çalarak darbe çağırdıklarını hep biliyorduk. Ama bu ıslığa koşanların olacağını bilmiyorduk. Çünkü olabilecek bir şey değildi.

Amerika’daki kurumları aynen getirip Amerikan modelini getirdim deseniz de o Amerikan modeli olmaz. Türkiye modeli olur. Çünkü her toplumun sosyokültürel ekonomik yapısı, tarihsel özellikleri ve uluslararası ilişkilerde konumlanması farklı olduğu için o sistemin işleyişi de kendine özgü olacaktır.