Türkiye'nin Yenilenebilir Rekabet Gücü

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, son 20 yılda yüzde 60’tan fazla artış kaydederek Türkiye’nin enerji arz güvenliğini artırmanın yanı sıra enerji kaynaklı ithalat giderlerinin azalmasında da etkili oluyor.

Devamı
Türkiye'nin Yenilenebilir Rekabet Gücü
Erdoğan dan İsrail Gazı Mesajı En Akılcı Enerji Rotası Türkiye

Erdoğan’dan İsrail Gazı Mesajı: En Akılcı Enerji Rotası Türkiye Üzerinden Avrupa

Başkan Erdoğan, ilk adımları Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde atılan İsrail gazının Avrupa’ya taşınması projesine ilişkin, “İsrail’in arayışı malum. En akılcı rota Türkiye üzerinden bu kaynakların Avrupa’ya ulaştırılması” dedi

Devamı

Wall Street Journal’ın bir anketine göre ne enflasyonun düşüş eğiliminde olması ne de ekonominin artan faizlere rağmen yeni istihdam yaratmaya devam etmesi seçmen tarafından Biden’ın başarısı olarak görülüyor. Enflasyonun bir yılda %9 seviyelerinden %3’e düşmesi ve bu süreçte her ay ortalama 236.000 yeni iş imkânı üretilmesi halkın gözünde ekonominin iyi gittiği algısını güçlendirmiş ancak Biden’ın enflasyonla mücadele çabaları yetersiz bulunuyor.

Geçen hafta yayımlanan Almanya’nın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, bu ülkenin gerek tarihteki güç mücadelelerinde oynadığı rol gerekse günümüz dünya ekonomisinde sahip olduğu ağırlık açısından yakından incelenmeyi hak ediyor. Belgeyi 3 konuda ele almak mümkündür. İlk olarak, kamuoyuna duyurulan söz konusu strateji belgesinin Almanya’nın dünya politikasında oynadığı geleneksel ve tarihsel rol açısından ne anlama geldiği ele alınabilir. İkinci olarak, 1949’da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nin dış politika çizgisi açısından bu belgenin nasıl yorumlanması gerektiği üzerinde durulabilir. Son olarak, bu belge Almanya’daki mevcut üçlü koalisyon hükümetinin dış politika yaklaşımı açısından da incelenebilir.

Bugünlerde belki de en fazla akla takılan sorulardan biri de Türkiye'nin özellikle de seçim sonrası enflasyonu nasıl düşürmeyi ve Türk lirasını nasıl desteklemeyi planladığı konusudur. Dahası, politika yapıcılar neden tıpkı Fed veya ECB'nin yaptığı gibi faizleri artırmıyor? Elbette, daha öncelikli olarak enflasyon konusu önemlidir. Bununla birlikte, Türkiye'de ne Merkez Bankası'nın ne de hükümetin resmi olarak belirlenmiş bir kur hedefi yok. Döviz kuru istikrarı, daha geniş finansal istikrar yetkisinin bir parçası olarak düşünülebilir.

ABD’nin 31,5 trilyon dolara yaklaşan borcunun dişe dokunur seviyede azaltılabilmesi için federal devletin sosyal güvenlik ve savunma harcamalarında önemli kesintilere gitmesi gerekiyor. Seçimlerde yüksek katılımla oy veren yaşlı ve emekli nüfusunun doğrudan etkileneceği için iki parti de sosyal güvenlik programlarından kesinti yapmayı göze alamıyor. Amerikan federal hükümetinin sosyal devlet olmamasına rağmen bu kesimlerin kazanılmış sosyal haklarına dokunmak siyasi intihar anlamına geliyor.

Ekonomik Bağımsızlığın Yolu

Deprem sonrası hızlı bir toparlanma ve yeniden canlanma telaşı devam ediyor. Ayrıca, finansal değişkenlerdeki dalgalanmalara rağmen, Türkiye'nin reel ekonomik aktivitesi ağırlıklı olarak pozitif seyrediyor. Türk şirketleri büyümeye devam ediyor. Büyük enflasyon ve kur dalgalanmalarına rağmen ekonomi 2021'de %11,4 ve 2022'de de %5,6'lık bir büyüme kaydetti.

Devamı
Ekonomik Bağımsızlığın Yolu
Odak Enerjide Dev Adım Akkuyu Nükleer Güç Santrali

Odak: Enerjide Dev Adım | Akkuyu Nükleer Güç Santrali

Nükleer enerji Türkiye’nin yarım asrı aşkın bir süredir enerji tüketiminde yer vermeye çalıştığı bir enerji kaynağıdır. 1956 yılında Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulması ile kurumsal bir kimlik kazanan nükleer enerji konusundaki girişimler, 1957 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na kurucu üye olunmasıyla uluslararası ölçeğe taşınmıştır.

Devamı

Türkiye 2000’li yılların başından bu yana artan sanayileşme, gelişen ekonomi ve büyüyen nüfusun etkisiyle önemli ölçüde çoğalan bir enerji talebiyle karşı karşıya gelmiştir. 2002 yılında 51,4 milyon ton eş değer petrol (MTEP) olan toplam enerji talebi, 2012 yılında 117, 5 MTEP’e, 2021 yılında ise 147 MTEP’e yükselmiştir. Büyüyen ekonominin yanı sıra yerli kaynaklardan üretilen enerjinin sınırlı olması, ithal edilen petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarına olan bağımlılığı artırmıştır. Neticede enerji ithalatı cari denge üzerinde önemli bir baskı unsuru haline gelmiş, 2007-2017 yılları arasında söz konusu ithalat için yıllık ortalama 54,6 milyar dolar harcanmıştır. Bu durum Türkiye’nin enerji politikasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmuştur.

Kamuoyunda haklı olarak deprem öncesi hazırlıklar, afet sonrası acil müdahale, koordinasyon, lojistik ve yardım faaliyetleri kritize ediliyor, tartışılıyor. Bu başlıkların her biri için getirilecek eleştiri ve önerilerin kıymeti büyük. Ancak insafı da elden bırakmamak gerekiyor. Siyasi kazanç, şahsi ve mesleki hırslar uğruna yapılanı görmemek ya da gerçek dışı bilgi vermek kabul edilemez.

İhracat rekorlar kırarken; ithalat da artıyor. Enerji burada temel risk faktörü. Kur kaynaklı ithalat fatura artışı da diğer bir faktör. Dış ticaret açığı, 2022'de 110 milyar doları buldu. Yeni yılda, ithalat, cari açık ve enerji açığının azaltılmasına daha fazla odaklanmak gerekiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 75. sayısı çıktı.

Türkiye, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kritik kesişim noktasında yeni bir yüksek teknoloji, orta ve üst teknoloji merkezi olarak konumlanabilir. Yüksek teknoloji üretim merkezine dönüşebilir. Bu noktada da blokzinciri gibi yeni teknolojilerdeki stratejik avantajın iyi değerlendirilmesi önemlidir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 74. sayısı çıktı.

Yerli ve milli girişimlerin sürmesi daha bağımsız bir Türkiye için umut vaat etmektedir.

Türkiye merkezli yeni bir refah halkası idealinin muhtemelen en önemli dayanaklarından birini de ayakları yere sağlam basan yeni bir Türkiye yüzyılı vizyonu ve bağlantılı uzun soluklu bir kalkınma planı oluşturuyor.

2021’de kıta genelinde 30 milyon olan enerji yoksulluğu altında yaşayan kişi sayısının 80 milyonu aşacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Alınan kararların tamamı AB'nin doğal gaz talebinin azaltılması ve depoların en az yüzde 80 doluluk oranıyla kışa giriş yapabilmesi içindir. Ancak kış mevsiminin beklenenden sert ve uzun geçmesi halinde yalnızca geçici bir süreliğine çözüm sunacak depoların da yeterli olmayacağı açıktır. Bu sebeple ilerleyen günlerde AB genelinde önlemlerin artırılması beklenmektedir.

Orta ve uzun vadede Avrupa'nın ekonomik-siyasi olarak iyice yıpranmaması için bu savaşın bitirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul sürecinde ve Putin ile Zelenski'yi bir araya getirmede ısrar etmesi Avrupa başkentlerinin de lehine.