Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 47. sayısı çıktı.
Devamı
Koronavirüs (Covid-19) virüsünün aşısı veya tedavisi bulunarak kesin yaygınlaşması önleninceye kadar sosyal hayatın tüm alanlarında "yeni normalin" inşası kaçınılmazdır. Bu kaçınılmaz durum eğitim için de geçerlidir.
Adalet Bakanlığı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu henüz salgının başlarında Bilim Kurulunun görüşleri doğrultusunda, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Noterler Birliği ve STK'lar gibi paydaşlarıyla istişare içerisinde hızlı bir reaksiyon gösterdi.
11 Mayıs itibarıyla Türkiye koronavirüse karşı kontrollü normalleşme dönemine girdi. Alışveriş merkezlerinin, kuaförlerin ve güzellik merkezlerinin açıldığı; sokağa çıkma yasağına tabi vatandaşların belli gün ve saatlerde dışarıya çıkabildiği bu yeni dönem virüse karşı en katı tedbirlerin alındığı dönemin geride bırakıldığını gösteriyor. Fakat bu "normalleşme" dönemi, virüsten önceki gündelik hayatın rutinine geri dönüleceği anlamına da gelmiyor.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, pandemi süreci ve Türkiye’nin ekonomi güvenliği üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Birçok ülke gibi Avusturya da koronavirüs (Covid-19) sonrası döneme adım adım geçmektedir. Bu çerçevede ülkede ilk olarak 13 Nisan’da Başbakan Sebastian Kurz tarafından bir plan açıklanmıştır.
Devamı
Türkiye son yıllarda savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji gelişiminde büyük mesafe kat etmiştir. Ülkenin dışa bağımlılığı her geçen gün azalmış ve üretilen araçlar/platformlar Türkiye'nin askeri savunma kapasitesini çok ileri bir noktaya taşımıştır.
Devamı
Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan krizin bütün dünyayı çok önemli oranda etkileyeceği, kriz sonrasında oluşacak “yeni normalin alıştığımız normal olmayacağı” neredeyse herkesin ortak kanaati.
Ülkeler virüsün sonbaharda olası bir ikinci dalga yapabileceğini hesaba katarak planlamalarını yapacaklar. İlk dalgadan çıkarılacak derslerle birlikte ‘yeni normal’de ülkeler, bir taraftan halk sağlığını korumaya bir taraftan da ekonomik aktiviteyi canlı tutmaya çalışacaklar
Koronavirüs (Covid-19) krizi şüphesiz dünyada istihdam piyasalarını derinden etkileyecek, işsizlik oranlarında ciddi sıçramaların yaşanmasına neden olacaktır. Gelecek bir-iki yıllık süreçte işsizlik oranlarının birçok ülkede yüzde 20’ler ve hatta yüzde 30’lar düzeyine çıktığını görme ihtimalimizin hiç de düşük olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Çin, gerçekten başardı mı, Güney Kore modeli diğer ülkeler için uygulanabilir mi, Almanlar niçin daha az kayıp veriyor, İtalyan ve İspanyollar Akdeniz rahatlığından mı, yaşlı nüfustan mı, yoksa yönetim beceriksizliğinden mi krizin altında kaldılar?
Başkan Trump'ın "ABD'nin bencil çıkarlarını öne alırım, küresel sorumluluk tanımam" diyen kibrinin yarattığı belirsizlikler bile yeterli endişe doğuruyordu. Şimdi Trump, Johnson, Merkel dahil, dünya liderlerinin hiçbirisi konuşmalarındaki "yönetememe, kontrol edememe" hissiyatını örtemiyor.
Erdoğan-Trump zirvesinin en önemli tarafı ikili ilişkilerin kopma noktasından uzaklaşmış olmasıdır. Trump'ın basın açıklamasına ittifak ilişkisine vurgu yaparak başlaması, DEAŞ'la mücadele konusunda Türkiye'ye hakkını teslim etmesi ve Güvenli Bölge planına destek verdiğini belirtmesi bu anlamda önemli ve somut göstergeler.
Terör örgütü PYD taraftarları ve ABD Kongresi'nde muhalif kesimlerin sabotaj girişimlerine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump görüşmesi oldukça olumlu bir havada geçti
Hükümet-Merkez ilişkilerinin, kriz sonrası dönemde belki ülkeden ülkeye de fark gösteren bir doğada değişmiş olabilmesi mümkünken, bundan sonraki dönemde de hassas bir dengede olacağı inkâr edilemez.
Göreve geldikten sonraki ilk söyleşisini Kriter’e veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, merkez bankacılığı tartışmaları, TCMB’nin para politikası, 15 Temmuz ve ekonomi yönetimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çetinkaya, Kriter Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun’un sorularını yanıtladı.
AK Parti'nin, kazandığı zaferi Türkiye'nin zaferi yapmak için önümüzdeki dönemde reformları uygulamaktan başka çaresi yok.
2. çeyreğe dair açıklanan istatistiklere göre; Türkiye ekonomisi bu dönemde geçen yılın aynı çeyreğine göre %3,8 büyüdü. 1. çeyrek hızımız ise, %2,5'e yukarı yönlü revize edildi.
Önümüzdeki aylarda genç kuşakların hiç de alışık olmadıkları çetin koalisyon müzakerelerini izlerken AK Parti'nin 'yeni normal' doğrultusunda gerçekleştirmek durumunda olduğu iç dönüşümü de izleme şansımız olacak.
IMF'in Lagarde'ı, geçenlerde Hindistan'ı, kırılgan dünyada parlayan nokta olarak tanımladı.