İktidar-Muhalefet Döngüsü Tekrar Ediyor

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm siyasi partilere yönelttiği "Yeni anayasa yapalım" önerisine beklendiği üzere "hayır" cevabını verdi. Seçimi kaybetmenin bahanesi olarak kullandığı "meşruiyet" argümanını tekrarlamak ile yetinmedi. Kılıçdaroğlu, eski 6'lı Masa ortaklarına Cumhur İttifakı ile anayasa müzakerelerine girmemeleri yönündeki uyarısını şu cümlelerle yaptı: "Bizim anayasa konusundaki düşüncelerimizi altı lider olarak kamuoyu ile paylaştık, altına da imzalarımızı attık ve duyurduk. Diğer liderlere isterseniz 'Dün attığınız imzadan bugün neden vazgeçtiniz' diye gazeteci olarak sorabilirsiniz."

Devamı
İktidar-Muhalefet Döngüsü Tekrar Ediyor
Yeni Anayasa Hangi Yöntemle Yapılmalı

Yeni Anayasa Hangi Yöntemle Yapılmalı

AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs Seçimlerinden önce yeni anayasayı tekrar Türkiye'nin gündemine getirmiş ve tüm siyasi partilere ön koşulsuz masaya oturma çağrısı yapmıştı. Ayrıca "Türkiye Yüzyılı Vizyon Belgesi" ve "2023 Seçim Beyannamesi" gibi belgelerde özel bir yer ayrılan yeni anayasa konusu seçimden sonra rafa kaldırılmamıştır. Her fırsatta tekrar gündeme getirilerek bu konudaki çağrıların samimiyeti gösterilmiştir. Nitekim yapılan açıklamalara göre, 1 Ekim Pazar günü yeni yasama yılının başlaması ile TBMM'de somut adımlar da atılacak.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmacısı Cem Duran Uzun, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, yeni yasama yılında TBMM’nin gündeminde olan konular üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, yeni yasama yılına giren TBMM’nin gündeminde yer alan dış politika ve güvenlik konuları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Haber Global ekranlarında, Yeni Anayasa gündemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 83. sayısı raflarda yerini aldı.

Yeni Anayasayı Neden Tartışıyoruz?

Muhalefet sistemde "iyileştirme" tartışmasına girmeyerek iktidarın çerçevesinden kaçacağını düşünüyor olabilir. Ancak ben aksini düşünüyorum. Bu tartışmadan kaçmak muhalefeti daha dar bir siyasi alana sıkıştıracak. Mart 2024 Yerel Seçimleri de 2028'e kadar sürecek dönemde "yeni sivil anayasa" arayışı ile yoğrulacak. Erdoğan için yeni anayasa gündemi bir yönüyle "gerçekleştirilmek istenen son hedef", diğer yönüyle "etkin siyaset yapma süreci". "Meclis iradesinin ülkemizin geleceğini şekillendirmesini engelleme" eleştirisi bu sürecin iktidara vereceği siyasi malzemelerin sadece bir tanesi.

Devamı
Yeni Anayasayı Neden Tartışıyoruz
Türkiye Geleceğini Şekillendirecek Bir Anayasayı Siviller Eliyle Yapma İmkanına Sahip

Türkiye Geleceğini Şekillendirecek Bir Anayasayı Siviller Eliyle Yapma İmkanına Sahip

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, NTV ekranlarında yayınlanan Siyasi İşler programında, Yeni Anayasa gündemine dair tartışmalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Haber Global ekranlarında yayınlanan Gündem programında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa ile ilgili açıklamaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 84. sayısı raflarda yerini aldı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türk halkının tekrar askeri darbe ve vesayet durumuna dönüş yapmayacağı, özellikle de paralel devlet yapılanmasınca dışarıdan kontrol edilen bir vesayeti kabullenmeyeceği anlaşıldı.

Yürürlüğe girişinin üzerinden kırk bir yıl geçen 1982 Anayasası’nda gerçekleşen değişiklikler ve darbecilerle hesaplaşma, aslında demokratik anayasa yapımı için bir başlangıç iradesi olarak değerlendirilmelidir. Hukuksal anlamda teknik birtakım dönüşümleri gerçekleştiren siyasi iradenin, Türkiye’yi yeni yüzyılına taşıyacak demokratik bir kurucu iradeyi harekete geçirecek motivasyonu da artık ortaya koyma zamanı gelmiş gözükmektedir.

Tamamen yeni bir anayasa veya kapsamlı bir anayasa reformu yapmak milletlerin hayatında nadir görülen durumlardır. Hele ki olağan dönemlerde ve demokratik usullerle yeni bir anayasa yapılmasına çok sık karşılaşmak mümkün değildir. Ancak son yüzyılda ve nadiren bu türden örneklere rastlanmaktadır. Bütün dünyada - Batı demokrasileri de dahil olmak üzere - hâlihazırda yürürlükte olan anayasaların büyük çoğunluğunun savaş, darbe ve devrim gibi olağanüstü hallerden sonra ve çoğunlukla demokratik katılımdan uzak yöntemlerle hazırlandıkları görülmektedir. Bu nedenle katılımcı ve uzlaşmacı yöntemlerle anayasa yapma iradesinin güçlü olduğu anlarda bu imkânı değerlendirmek, desteklemek ve gerekiyorsa önündeki engelleri kaldırmak elzemdir.

Cumhuriyet’in Yüzüncü Yılında Sivil Anayasa İmkanı

Türkiye örneğine baktığımızda ise bugüne kadar kabul edilen anayasaların kendilerinden beklenen siyasal istikrara katkı sunmak bir kenara kriz doğurabilecek sorunlu düzenlemeleri veyahut boşlukları bünyelerinde taşıdıklarını söyleyebiliriz. 1924 Anayasası çok partili siyasal yaşamın gereklerine uygun bir kurguya sahip olmadığı için 1946-1960 arasındaki iktidar-muhalefet ilişkilerinin daha barışçıl bir zeminde yürütülmesine destek verememiştir.

Türkiye son on yıldır yoğun bir seçim gündemi yaşamaktaydı. Seçmen referandum, genel ve yerel seçimler için on yıl içerisinde sekiz defa sandığa gitti. Önümüzde dört yıllık bir seçimsiz dönem söz konusu. Bu uzun dönemde ekonomi, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere birçok soruna seçim baskısı olmaksızın odaklanabilme imkanı Türkiye için büyük bir şans. Ele alınacak konular arasına iç siyasi gündemin önemli başlıklarından hukuk ve yargı meseleleri de dahil edilebilir.

AK Parti ve CHP, 31 Mart seçim sonuçlarını değerlendirerek önümüzdeki dönem için yol haritası hazırlıyor. Bu durum, "siyaset yapma rekabetinin" hızlanacağı yeni bir ortama gireceğimizi gösteriyor. Elbette bu ortam hem parti siyaseti hem de ekonominin gidişatı ve dış politikadaki gelişmelerin ülkemize yansımaları ile şekillenecek. Özgüveni yükselen CHP'nin yeni siyaset tarzı-girişimleri, iktidarın nasıl bir yol izlediği, İyi Parti'nin yeni genel başkanının blok siyaseti konusundaki tercihi ve DEM Parti'nin belediyelerde ideolojik anlamda ne yaptığı siyasi gündemin başköşesinde olacak.

CHP Genel Başkanı Özel, grup başkanvekilliği dönemindeki "polemikçi" tarzından farklı bir siyaset üslubu sergiliyor.

CHP'nin bir önceki genel başkanı Kılıçdaroğlu ile mevcut başkanı Özel, önümüzdeki dönemde nasıl siyaset yapılması gerektiği konusunda kapışma halinde. Malum Özel, 31 Mart seçim değerlendirmesi ve SABAH Gazetesi'ne verdiği mülakat ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın makamına saygı göstereceğini söyleyerek Beştepe'ye görüşmeye gidebileceğini açıkladı. Ardından 23 Nisan resepsiyonundaki çay sohbeti geldi. Özel'in diyalog ve müzakereyi içeren yeni siyaset arayışına eski genel başkan Kılıçdaroğlu, karşı çıktı. Kılıçdaroğlu, "Saray ile müzakere edilmez, mücadele edilir diyerek" CHP'nin iktidara yönelttiği meşruiyet sorgulamasını terk etmesini eleştirdi. Halef ile selefin kapışması basit bir "müzakere mi mücadele mi" polemiği değil. CHP'nin 2019, 2023 ve 2024 seçimlerinden sonra yürüttüğü siyasete dair farklı perspektiflerin rekabeti. Dahası 2028'e nasıl yürünmesi gerektiği konusunda çatışan görüşlerin kapışması.

31 Mart yerel seçimleri, çarpıcı sonuçları ve seçmenin vermek istediği mesajlar ekseninde tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim sonrası kapsamlı bir muhasebeye ve değişime gidileceğinden söz etmişti. Bu muhasebenin siyasi sonuçlarının neler olacağını yakında göreceğiz. Ancak hemen herkesin üzerinde uzlaştığı belli başlı reform beklentilerinin olduğu açık. Yargı, ceza adaleti, hak ve özgürlükler, yasama organının işleyişi ve hükümet sistemi reform beklentisinin yoğunlaştığı alanlar olarak sıralanabilir. Bu reform başlıkları anayasa, yasal ve uygulama düzeyinde değişiklikler gerektiriyor.