Rapor: Koronavirüsün Gölgesinde Silahlı Çatışma ve Terör | Suriye, Libya, Yemen, PKK ve DEAŞ

Bu rapor 21. yüzyılın şok etkisi yaratan koronavirüs salgınının askeri çatışmalar ve terör örgütlerinin stratejileri üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde, sıcağı sıcağına yazılmış analizlerle sunmaktadır. Bu bağlamda Suriye, Libya, Yemen ve Irak’taki çatışmalara ışık tutarak salgın sonrası söz konusu alanlarda yaşanabilecek muhtemel gelişmelere dikkat çekmekte, ayrıca risklere ve yapılması gerekenlerin neler olduğuna değinmektedir.

Devamı
Rapor Koronavirüsün Gölgesinde Silahlı Çatışma ve Terör Suriye Libya Yemen
Çatışmalar Salgına Rağmen Hız Kesmiyor

Çatışmalar Salgına Rağmen Hız Kesmiyor

Bazı çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edilmiş olsa da genel kanı, silahlı grupların, koronavirüs salgınının neden olduğu belirsizlik ve hareketsizliği bir fırsat olarak gördüğü yönünde.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) son yılların sıcak başlıklarından olan Libya'yı farklı açılardan konu alan çok sayıda yayın ve analize imza attı.

Libya krizini ve Libya barış sürecini inceleyen SETA çalışmaları

Dünyada savaş yapma biçimi değişiyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana devletler arasında çok kısıtlı sayıda savaş çıktı. Bunun yerini vekalet savaşlarının aldığını hep beraber görüyoruz..

'Arap Baharı', Batılı ülkelerin Arap dünyasına demokrasi ihraç etme ve yaygınlaştırma projesini isimlendirmek, fakat gerçekte Batılı ülkelerin Arap dünyasını kontrol etmede kullandıkları aracı nitelendirmek için seçtikleri bir kavram oldu.

Suudi Arabistan İçin Suriye ve Yemen’den Dersler

İran’a müdahale konusunda Suudi Arabistan öncülüğünde bir bölgesel koalisyon oluşturulmaya çalışılıyor. ABD’nin bu koalisyona askerî destek vermesi ise İsrail Lobisi'nin Trump’ı ve Amerikan devlet aygıtını ikna etmesine bağlı.

Devamı
Suudi Arabistan İçin Suriye ve Yemen den Dersler
Orta Doğu da Akan Kan Neden Durmuyor

Orta Doğu’da Akan Kan Neden Durmuyor?

Suriye, Libya ve Yemen’de uzun zamandır süren iç savaşlar her gün yeni kurbanlar almaya devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin çoğu çocuklar, kadınlar ve savaşla ilgisi olmayan diğer siviller.

Devamı

Ordular kitlesel mobilizasyonlar karşısında nasıl bir tavır alır? Kitleleri hangi şartlar altında bastırma yoluna giderler? Bu sorular 2010 yılı sonunda Arap isyanlarının başladığı süreçte gündeme geldi. Fakat esasında daha önce yaşanan devrimsel süreçlerde de ordular kitleler ya da iktidar lehine önemli rol oynamıştır. Hem bölgedeki son beş yıllık dönem hem de Cezayir’in kendi tecrübesi, tarihin tekerrür etmemesi gerektiği gerçeğini dayatıyor. Bu zorlu sürecin kitlesel beklentileri karşılayacak şekilde barışçıl bir şekilde yönetilmesi hem Sudan ve Cezayir hem de bütün bir bölge için yeni bir başlangıç potansiyeli taşımaktadır.

ABD ve İran’ın karşılıklı olarak CENTCOM ve İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütleri listesine eklemesi, dünya siyasetinde giderek artan popülist siyasi yaklaşımların bir tezahürü.

Devrim Muhafızlarını terör örgütü ilan etmesi ile ABD'nin hem İran'la ilişkileri hem de, Ortadoğupolitikası açısından önemli bir eşiğe geldiğini gösteriyor.

ABD’nin, Devrim Muhafızları Ordusu’nu, İran’ın da Katar merkezli Amerikan Merkez Kuvvetleri CENTCOM’u terör örgütü olarak ilan etmesi Orta Doğu siyaseti açısından haftanın en önemli olayları arasında yer aldı.

Bu analiz BAE liderliğindeki bölgesel eksenin Suudi Arabistan üzerinden Selefiliği kendi bölge stratejisi için araçsallaştırmasını ele almaktadır.

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran, Türkiye'nin, Amerika ve Rusya ile koordine olarak, devlet dışı aktörlerin alanını kapatmaya çalıştığını belirterek, "Türkiye, ülkelerin birliklerinin korunmasını bunun için istiyor." dedi.

İsyanların üzerinden 8 yıl geçti. Rejim değişimine yönelik taleplerle isyanların ortaya çıktığı ülkeler oldukça farklı noktalara evrildi.

Bu çalışma DDSA olgusunun yeni Ortadoğu güvenlik mimarisi ve ikliminde oynadığı rollere odaklanmaktadır. Bu grupların doğaları, değişen rolleri ve bölgesel düzene yönelik ortaya çıkardıkları güvenlik risklerini ele almaktadır. Ayrıntılı ve çok yönlü analizleriyle kitapta yer alan makaleler DDSA’lar bağlamında egemenlik, jeopolitik, ideoloji, savaş, teknoloji, çatışma, terörizm, asimetrik savaş, düzensiz savaş ve şehir savaşı gibi olguların değişen karakterleri ve bunların bölge siyaseti üzerindeki etkilerine dair bulgular sunmaktadır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 31. sayısı raflardaki yerini aldı.

Ateşkes anlaşması Yemen’in bazı bölgelerinde çatışmaların yavaşlayacağı anlamına gelse de ülkenin tamamı için geçerli bir anlaşma olmadığından yerel ve bölgesel aktörler arasındaki mücadelenin sürmesini de engellemeyecektir. Bununla birlikte anlaşma, İran destekli Husilerin ilk kez merkezi bir cepheden geri çekilmeyi kabul etmesi bakımından da önem taşımaktadır.

Griffiths’in müzakerelerin açılışında “Yemen’in kaderi masada oturanların elinde” sözü üzerinde durulmaya değer. Bu ifade, tarafların ‘vekilliğini’ üstlendikleri Suudi Arabistan ile İran etkisinden kurtulması için bir çağrı olarak da değerlendirilebilir. Ama aynı zamanda müzakerelerin hangi noktaya kadar ilerleyebileceğine dair de önemli bir ip ucu.

Krizin bugüne kadar ürettiği insani maliyet de göz önünde bulundurulduğunda müzakerelerin başlaması ümit verici bir başlangıç.

Filistin davasına sahip çıkma meselesinin bölgede İran tarafından domine edilmesine fırsat tanımak, Muhammed bin Selman için menfi sonuçlar doğurabilir. İsrail ile işbirliği yaparak bölgesel düzen kurmak ve Riyad’ı bu düzenin kurucu aktörü haline getirmek, çıkışları kapalı karanlık bir tünelde yol almaya benzer.