Ürdün’deki üç Amerikan askerinin İran yanlısı milisler tarafından İHA saldırısıyla öldürülmesi şiddeti giderek artan bölgesel savaşta yeni bir tırmanış başlattı. 7 Ekim’den beri bölgesel savaş kaygılarının artık anlamsızlaştığını yazmıştık. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’deki savaşı bölgeye yayma ve ABD’yi İran’la çatışmanın içine çekmeye çalıştığını da belirtmiştik. Ürdün saldırısıyla bu çabaların kısmen başarıya ulaştığını söylemek mümkün. Son bir haftadır ABD’nin bölgede farklı hedeflere yaptığı askeri operasyonlar buna işaret ediyor. Seçim senesinde İran karşısında zayıf görünmeye tahammülü olmayan Başkan Biden’ın bir yandan da bu tırmanışı kontrol altına tutmak istediği açık.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 87. sayısı raflarda yerini aldı.
Devamı
Bu analiz Husilerin Yemen’de kontrolü ele geçirecek düzeyde güçlü bir aktör haline gelme sürecini dini, siyasi ve toplumsal referansları göz önünde bulundurarak incelemekte ve akabinde Kızıldeniz’deki saldırıların bölgesel ve küresel yansımaları üzerine bir projeksiyon sunmayı amaçlamaktadır.
Bu analizde küresel ticaretin en önemli geçiş güzergahlarından biri olan Kızıldeniz’e yönelik Yemen’deki Husilerin saldırıları ile neden olduğu tehditler ve bu bölgenin güvenliğine yönelik jeopolitik riskler ele alınmaktadır. Ayrıca Husi saldırılarının Kızıldeniz güvenliğine yönelik ekonomik ve askeri boyutları da irdelenmektedir. Bu kapsamda ekonomik güvenlik konusu uluslararası deniz taşımacılığı şirketlerinin alternatif rotaları, küresel ekonomiye maliyet ve sigorta risk primleri üzerinden; askeri güvenlik konusu da Babülmendep ve Aden Körfezi’nin güvenliği, Afrika Boynuzu’nda yükselen gerilimin Kızıldeniz güvenliğine etkileri, Körfez ülkeleri ve Mısır’ın krize yaklaşımları üzerinden incelenmektedir.
Lahey'de İsrail soykırım suçlaması ile yargılanırken İsrail-Filistin çatışması bölgeye yayılıyor. ABD ve Britanya uçakları perşembe gecesi Yemen'in Sana, Saada ve Dhamar şehirleri ile Hudeyde vilayetinde 72 hedefe hava saldırısı gerçekleştirdi. 19 Kasım'dan bu yana Husiler, Gazze'deki katliama tepki olarak Kızıldeniz'de İsrail'e giden gemilere saldırıyordu. Dün ABD Başkanı Biden, gerekirse Husilere yönelik saldırılarını sürdüreceklerini açıkladı. Dünya nakliye trafiğinin yüzde 15'inin gerçekleştiği Kızıldeniz'de seyr-ü seferin güvenliğini sağlamak ve İsrail'i korumak amacıyla perşembe gecesi yapılar saldırılara tepkiler gecikmedi. İran ve vekilleri hava saldırılarını şiddetle kınarken Türkiye eleştiride bulundu. Suudi Arabistan ise bölgede artan gerilimden kaygılarını ifade etti. Riyad, ABD-Britanya müdahalesinin Husilerle anlaşmasını ve Yemen'den çekilmesini geciktirmesini istemiyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ortadoğu'da 4. turunu yaparak savaşın bölgesel yayılmasını engellemeye çalışıyor. Ancak bu son hava saldırıları Biden yönetimi İran ve vekillerine caydırıcı saldırıların gerekli olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Tercih ettikleri yöntem Husiler başta olma üzere sorun çıkaranların kapasitesini kontrollü şekilde zayıflatmak. Bu yaklaşımın işe yaraması da yeni çatışmaların önünü açması da olası.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında yayınlanan Güne Başlarken programında, ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik düzenlediği hava saldırıları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, A Para ekranlarında yayınlanan Analiz programında, Kızıldeniz’de yaşanan gerilimler ve küresel ticaretine etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
2024'ün henüz ilk haftasında Afrika'da yaşanan gelişmeler kıtanın bu yıl hareketli geçeceğinin sinyallerini veriyor. Kızıldeniz jeopolitiğinin 2024 yılında önem kazanması beklenmekte. Bu kapsamda Etiyopya ve Mısır'ın BRICS'e dahil olması Afrika'da Kızıldeniz ve Nil Havzasının adından sıkça söz ettirmesi muhtemel. Ancak 54 ülkenin yer aldığı Afrika'da tek önemli bölge buralar olmayacaktır.
Devamı
Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa Caner, Haber Global ekranlarında yayınlanan Gece Ajansı programında, Kızıldeniz’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
2024 yılı Afrika için oldukça hızlı başladı. Etiyopya, kıtada bu anlamda en öne çıkan ülke. Denize çıkışı bulunmayan ve uzun zamandır denize çıkış yolları arayan Etiyopya, 1 Ocak 2024’te Somali’den bağımsızlık isteyen Somaliland ile bir mutabakat zaptı imzaladı. Bu mutabakat zaptı bağlamında Etiyopya, Somaliland’da 20 kilometrelik bir kıyı şeridi kiralayacak. Etiyopya’nın, Somaliland’daki Berbera Limanı ya da Awdal’da bir limandan faydalanması muhtemel. Ancak Awdal’da altyapı ve yollar yeterince gelişmiş değil.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaşı Lübnan ve Suriye’ye doğru genişleterek siyasi kariyerini koruma arayışında olduğu ancak Biden’ın da seçim senesinde ABD’nin doğrudan müdahil olmak zorunda kalacağı bölgesel bir çatışma istemediği açık. Savaşın Lübnan’a sıçraması ihtimali Washington açısından kesinlikle kaçınılması gereken bir senaryo zira İran’ın Hizbullah’ı korumak için harekete geçeceği biliniyor. İsrail’in Hizbullah’a saldırması durumunda ve Netanyahu’nun Beyrut’u Gazze’ye çevirme tehdidinin gerçekleştiği bir senaryo Amerika’yı savaşın içine çekecektir. Yemen’deki Husiler örneğinde olduğu gibi bölgedeki İran yanlısı grupların İsrail ve Amerika’nın çıkarlarına ne kadar zarar verebileceğini gördük. Biden yönetimi İran’la savaşa girmek istemese de İsrail’e koşulsuz desteğine devam ederse çatışmanın içine çekilebilir.
Kitapta değişim ve dönüşüm sürecinin on yıllık muhasebesi yapılarak Arap devrimlerinin bölgesel ve küresel etkileri üzerinde durulmaktadır. Arap devrimlerinin tanıkları diyebileceğimiz yazar, akademisyen ve siyasetçiler birer makaleyle bu kitaba katkıda bulunmakta ve Arap devrimlerini farklı açılardan yorumlayarak tartışmaktadır.
Normalleşme hızlı olmayacak, dinamik bir değişkenlik içerisinde ve konu bazlı gerçekleşecek. Herkesin birbirini kolladığı, herkesin birbiriyle görüşebildiği ve pazarlık yaptığı bir dönem geliyor.
Mısır'da 3 Temmuz 2013’te Mursi iktidarına karşı gerçekleşen askeri darbeye Türkiye’nin gösterdiği tepki ikili ilişkilerin hızlıca gerilemesine yol açmıştı.
Bölgemizde herkes için yeni bir stratejik değerlendirme zamanı.
Türkiye'nin bölgede sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerinin iyileşmesi tabii ki sevindirici bir gelişme.
Türkiye-Mısır ilişkilerinin tarihsel arka planı nasıl bir seyir izlemiştir? Türkiye-Mısır ilişkileri neden gerilmiştir? İki ülke arasında temel anlaşmazlık noktaları nelerdir? Türkiye-Mısır ilişkilerinin yumuşamasına etki eden faktörler nelerdir? İkili ilişkilerdeki yumuşama Doğu Akdeniz’e ve bundan sonraki sürece nasıl yansır?
Ortadoğu, müthiş bir hareketlilik içinde. Bir dizi olay ve tartışma iç içe geçiyor. Küresel ve bölgesel güçlerin rekabet, kapışma ve işbirliği alanlarını gözden geçirdiğine dair işaretler ardı ardına geliyor. Aktörler Ortadoğu'da yeniden konumlanıyor.
MBS'nin Amerikan devleti tarafından Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulması malumun ilanı olsa da ABD'nin Suudi Arabistan'la ilişkilerinde yeni bir dönem başladığını gösteriyor.
Dünyanın en büyük gücü ABD'deki başkan değişiminin dünya siyasetine kritik etkilerde bulunabileceği açık.
2011'de Arap Baharı'nın başlaması ve 2012'de doruk noktasına ulaşması, Arap halklar için gecikmiş bir umuttu ancak değişim sürecinden korkan statükocu güçler ve çıkarlarının zarar göreceğinden korkan bölge dışından fırsatçı güçler, 2013'te Arap Baharı'nı kürtaj yapmak için bir araya geldiler. Tabii halkın deneyimsizliğinden ve devrimcilerin yaptığı bir dizi hatadan da faydalandılar.