Kriter’in Kasım Sayısı Çıktı: İstanbul Uçuşa Geçti

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 29. sayısı raflardaki yerini aldı.

Devamı
Kriter in Kasım Sayısı Çıktı İstanbul Uçuşa Geçti
SETA dan Cemal Kaşıkçı Cinayeti Paneli

SETA’dan ‘Cemal Kaşıkçı Cinayeti’ Paneli

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından, "Cemal Kaşıkçı Cinayeti, Bölgesel ve Uluslararası Yansımalar" paneli düzenlendi.

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Kaşıkçı olayında Türkiye’nin, ABD’nin ve Suudi Arabistan’ın pozisyonları hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, “Suud’un hırslı veliahdının peşine düştüğü liderlik arzusu ve hayal ettiği bölgesel dizayn meşruiyetini kaybetti” dedi.

Görünen o ki, Alman seçmenlerin kitlesel partilere olan güveni azalmaktadır. Seçmen, hükümetin, ülkenin temel sorunlarının çözülmesini sağlayacak reçeteleri olmadığına inanmaktadır. Şayet CDU ve SPD, Hessen eyaleti seçimlerinde oy kaybına devam ederse, ki son kamuoyu yoklamaları bu negatif trendi göstermekte, koalisyon hükümetini zorlu aylar bekliyor demektir.

2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Ortaya atılan iddialar ve özellikle açıklamalar durumu daha da ilginç hale getiriyor. Peki, Cemal Kaşıkçı neden öldürüldü? Gerçekten bir arbede sonucunda mı öldü yoksa bir hikâye mi yazılıyor? Bu cinayetin sonucu neleri değiştirecek?

Türkiye’nin Kaşıkçı Stratejisi: Sonuç ,Odaklı Baskılayıcı, Caydırıcı ve Cezalandırıcı

Krizin ilk aşamasında suçlamaları net bir dille reddeden S. Arabistan artık durumu kabullenmiş görünmekte. Bu kabule rağmen medyaya sızan bilgilere göre S. Arabistan cinayetin bir devlet planı olmadığını işleyeceği bir savunma hazırlamakta.

Devamı
Türkiye nin Kaşıkçı Stratejisi Sonuç Odaklı Baskılayıcı Caydırıcı ve Cezalandırıcı
Trump ın Türkiye ye Karşı Hisleri

Trump’ın Türkiye’ye Karşı Hisleri!

Trump’ın Türkiye hakkında iyi yönde değişen hislerinin Washington’ın Türkiye politikası açısından ne anlam ifade ettiğini sorgulayalım...

Devamı

Cemal Kaşıkçı henüz ABD'de iken kendisine karşı yürütülecek bu veya benzeri bir operasyondan haberdar olması ABD'yi alenen suç ortağı yapıyor..

Pompeo'nun Riyad-Ankara hattındaki seyahatinin amacı Kaşıkçı skandalı ile ilgili gelişmeleri takip etmekti. Yaygın kanaate göre ve Riyad'dan yayımlanan fotoğraf karelerinden anlaşıldığı kadarıyla Washington, Veliaht Bin Selman'ı Kaşıkçı skandalından sıyırabilecek bir formülün peşinde. Kariyerinde CIA Direktörlüğü bulunan Pompeo'nun bu vazife ile görevlendirilmesi de ilginç.

Bir algı bozukluğu Suud'un cüretkârlığını tetikliyor ve yanlış hesap yapmasına neden oluyor. Trump'ın gönderdiği sinyaller Suud'un uluslararası siyasete dair algısını bozdu. Kendini vazgeçilmez olarak görüyor. Parayla her şeyi satın alabileceğini düşünüyor. Tarihte bozuk algının örnekleri vardır. Hitler'in Polonya işgali, Saddam'ın Kuveyt işgali gibi. Bunlar hep bozuk algının ürünüdür. Cevapsız kalan haydutluk yenilerini doğurur.

Tıpkı Obama döneminde olduğu gibi; Rus lider Putin, Trump yönetiminin hatalarını bekleyerek uygun zamanda diplomasi çarkını çalıştırıyor. Batı ittifakının zaaflarını çok iyi bilen bir lider olarak fırsatı kaçırmıyor. Ortadoğu'da elini güçlendirecek yeni adımları atıyor..

Pastör Brunson davasında yargı kararını verdi. Tanık ifadelerinin değişmesiyle Pastör hakkındaki casusluk suçlaması düştü. Suçun niteliği değiştiği için 35 yılla yargılanan Brunson, "terör örgütüne yardım" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası aldı.

Muhtemelen Trump yönetimi el yükselterek ve hatta tehdit ederek Suud'luları daha fazla köşeye sıkıştırıp istediğini alınca da meselenin üstünü kapatacak. Nitekim ABD istihbaratının da işin içinde olduğuna dair yazılar da dökülmeye başladı.

Erdoğan'ın mesajı AB başkentlerine "stratejik hesapları" yeniden yapmaya davet niteliğinde. "Trexit zamanı geldi mi" henüz net değil. Ancak mevcut durumun sürdürülemezliği ise gayet açık.

Trump'ın dış politika yaklaşımı ve dili "zorba bir tek taraflılığın" ABD'de kalıcı olduğunu düşündürüyor. Zira Washington, Çin, Kuzey Kore ve İran ile ilgili tehditlerde bulunmakla kalmıyor. Müttefikleriyle de şantaj, tehdit ve aşağılama içeren bir ilişki kurmaya çalışıyor.

SETA Genel Koordinatörü Duran, Türkiye'nin inanılmaz bir terör tehdidiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, 'Bunun sebebi de ABD'nin desteğiyle hareket eden YPG. Washington'dan PKK'ya silah geliyor' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hristiyan Birlik Partileri ve Sosyal Demokratlardan oluşan “Büyük Koalisyonun” rasyonel gerekçelerle arzu ettiği Almanya ziyareti iki ülke hükümetlerini birbirine yakınlaştırdı.

Amerikan Başkanı Trump’ın gerek Almanya’nın gerekse Türkiye’nin bağımsız dış politikasını hedef alan yaptırımlarına ve serbest ticareti engellemeye yönelik politikalarına karşı da iki ülke birbirine ihtiyaç duyuyor.

Türk-Alman ilişkilerini normalleştirmede Merkel'e zorlu bir görev düşüyor. Hem Avrupa siyaseti hem de kendi ülkesi için Türkiye'ye olan ihtiyacı iyi biliyor. Ancak birkaç yıldır Alman kamuoyunda yükseltilen Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bitirilmesi ve algı toparlamasının yapılması gerekiyor.

Dünya devletlerinin 'terör'ü küresel bir tehdit olarak algılamak yerine, kendi çıkarları için kullandıkları bir 'araç' haline getirmelerine işaret eden Erdoğan, tüm devletlerin terör örgütlerine karşı ilkeli bir yaklaşım sergilemeleri gerektiğini ifade etti.