“28 Şubat”ın Uluslararası Ortakları Hiç Vazgeçmedi

28 Şubat sürecinde Batılı hükûmetlerin ve medyanın açık bir şekilde darbeden yana tavır alarak demokrasinin katledilmesini kendi halklarına meşru göstermek için Türkiye’deki iktidarı karalayan politikalarını unutmamak gerek.

Devamı
28 Şubat ın Uluslararası Ortakları Hiç Vazgeçmedi
Cumhuriyet Gazetesi Yalanları

Cumhuriyet Gazetesi Yalanları

Cumhuriyet gazetesinde yer alan...

Devamı

Türkiye ne zaman harekete geçse, içeride veya dışarıda kendisine kast eden bir oluşumu dağıtmaya niyetlense bu film sahneye konuldu.

Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde ve devamında yürüttüğü iletişim stratejisi..

Zeytin Dalı Harekâtı'nda stratejik noktalar ele geçirilmiş durumda. Bir efsaneye dönüştürülmeye çalışılan PKK/PYD gittikçe alan ve güç kaybediyor. İnşa ettikleri betonarme kuleler, tüneller, mevziler birer birer yok ediliyor.

Öyle ya da böyle, Türkiye kendisine yönelen tehditleri bertaraf etmek için yola koyuldu. Önce DEAŞ şimdi de PKK/YPG'ye karşı harekete geçti. Bunun için gerekli siyasi irade, motivasyon ve destek de söz konusu. Bu motivasyon karşısında YPG'nin uyguladığı kirli ittifaklar ve taktikler de işe yaramayacak.

Devrimden Baskı Rejimine: Mısır'ın Belirsiz Geleceği

Mısır, 2011'deki devrimin ilk dönemlerinde belirlenen hedeflerin çok uzağında. 2013'teki darbenin ardından geçen beş yıllık sürecin ülkeyi devrim öncesindeki baskıcı dönemlere geri götürdüğü ise şüphesiz

Devamı
Devrimden Baskı Rejimine Mısır'ın Belirsiz Geleceği
Blok Çabası Muhalefeti Çıkmaza Sürüklüyor

Blok Çabası Muhalefeti Çıkmaza Sürüklüyor

Muhalefet grupları ve yapıları, 16 Nisan sonrasında, ilk yanlışı yüzde 48’lik “hayır” oyları üzerinden bloklaşma siyasetini devreye sokarak yaptı.

Devamı

Batı, sosyal medya ile ilgili doğrudan kendisini ilgilendiren konularda önlem almaya başlasa da, göreceksiniz Batı dışı toplumlar için yine ikiyüzlülüğünü sürdürecek. Çifte bir standart geliştirerek kendisi için uygun gördüğünü ötekisi için görmemeye devam edecek.

Onlarca kez düştüğü tuzağa düşüp, defalarca aynı türden yalanlara inanan bir kitle, Türkiye'nin en zeki ve eğitimli kitlesi olabilir mi?.

Taksim Gezi Parkı şiddet eylemleri, Türkiye’nin yakın dönemde maruz kaldığı dış destekli saldırıların ilkiydi.

Rusya'nın ABD başkanlık seçimlerine siber yöntemlerle müdahale ettiğine yönelik tartışmalar, KGB’nin uzun yıllardır başvurduğu ‘siyasi sabotajlar’ ile seçim sürecinde tanık olunan ‘siber operasyonlar’ arasında doğrudan bağ kurulmasına neden oldu.

Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin başbakan adayı olması Alman siyasetine ve Eylül ayındaki seçimlere epeyce heyecan ve hareketlilik getirdi.

Türkiye’nin huzurunu hükümet mi kaçırıyor yoksa PKK, YPG, PYD gibi ne kadar terörist oluşum varsa hepsini ve onların destekçisi ABD’yi arkasına alıp çözüm masasına tekmeyi vuran HDP mi?

Türkiye halkının darbe karşısında durmuş ve adeta çıplak elleriyle tankların namlularını tıkamış olmasına karşın, Batı medyasının olgular ışığında haber yapmak yerine gerçekleri ters yüz etmeye çalıştığını görmekteyiz.

FETÖ'nün arkasındaki uluslararası şebeke belirginleşmeye, ABD içindeki bir grubun bu darbeyle ilişkisi hakkında daha somut birtakım göstergeler ortaya çıkmaya başladıkça FETÖ meselesi ABD için daha da karmaşık bir hal alacak.

Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.

Derler ki ‘gerçeklerin bir huyu vardır, eninde sonunda ortaya çıkar’. Gerçeği söylemeyen ülkenin tescilli asparagasçısı Cumhuriyet olunca, gerçekler daha da çabuk ortaya çıkıyor.

Türk askeri zaten aylardır o noktadaydı ve talep üzerine Iraklıları eğitiyordu. Eğitim dışında herhangi bir görev yapmayan bu askerlerden rahatsız olanlar acaba örneğin Irak’taki binlerce İranlı yabancı savaşçıya ne diyor?

Taksim Gezi Parkı olayları bağlamında demokratik bir talebin nasıl ve hangi koşullar içinde ‘karşı şiddet' üreten bir ortama dönüştüğünü doğru okumak gerekiyor.

Son günlerde SETA'yı toplumun bir kesiminin hedefi haline getirmeyi amaçlayan haber ve yorumların iyi niyetle bağdaşmadığı ortadadır.