Bakan Mahinur Özdemir Göktaş: "Hukuksuzluğa İmza Atan İsrail Karşısında Uluslararası Yetkililer Sessiz Kalıyor, Bir An Öce İnsani Yardımlar Gazze'ye Ulaştırılmalı ve Bir An Önce Ateşkes Sağlanmalıdır."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, SETA Vakfı İstanbul Ofisi'nde 'Medya ve Toplum' başlığında üç oturumda gerçekleştirilen Gazze Sempozyumu'na katılarak konuşma yaptı.

Devamı
Bakan Mahinur Özdemir Göktaş quot Hukuksuzluğa İmza Atan İsrail Karşısında
SETA İstanbul'da quot Gazze Sempozyumu-Medya ve Toplum quot Başlıklı Sempozyum

SETA İstanbul'da "Gazze Sempozyumu-Medya ve Toplum" Başlıklı Sempozyum Düzenlendi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA), İstanbul'da "Gazze Sempozyumu-Medya ve Toplum" başlıklı sempozyum düzenlendi.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Gazze Sempozyumu'nda, Gazze'de 1,1 milyon insanın açlık sorunuyla yüz yüze kaldığını, bunun İsrail'in yarattığı bir felaket olduğunu söyledi.

Ortadoğu'daki çatışma ve krizler sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel siyasetin dinamiklerini de etkilemektedir. Bu anlamda İsrail'in yalnızca Filistin ölçeğinde bir güvenlik problemi olmadığı, aynı zamanda küresel siyasetin istikrarına ve evrensel barışa da doğrudan tehdit olduğu ifade edilebilir. Nitekim İsrail uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler kararları gibi üzerinde uzlaşıya varılmış, uluslararası barışın tesisini hedefleyen her türlü sürece karşı çıkıp aykırı bir aktör olmaya devam ediyor. Bu kapsamda Gazze'deki sivilleri, özellikle kadın ve çocukları kasten hedef alan İsrail, apaçık bir soykırım işliyor.

Bir sözün yarattığı etki, bir bombanın yarattığı etki ile karşılaştırılabilir mi? Masum sivilleri öldürmek bir suç olarak tanımlanırken, masum sivillerin öldürülmesini meşrulaştıran ve gerçekte mümkün kılan sözler, sorumluluktan muaf tutulabilir mi? Bir söz, ne zaman bir suç aletine dönüşebilir? Yahudileri ötekileştiren sözler antisemitizm suçu olarak tanımlanırken, Müslümanları öldüren bombaların suç unsuru olarak görülmemesi mümkün mü?

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) ile Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İsrail Sorunu ve Gazze Sempozyumu'na gazeteci İhsan Aktaş, siyaset bilimci Prof. Dr. Nebi Miş, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ve SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin duran katıldı.

İsrail - Filistin Çatışması: Sıcak Olaylarda En Çok Yalan Haberler Yayılıyor

İsrail - Filistin çatışması sırasında sosyal medya, dezenformasyonun hızla yayıldığı bir platform haline geldi. Öyle ki, ABD Başkanı Biden’ın açıklamaları bile sonrasında teyit edilemedi. Uzmanlar, resmi teyit hizmetleriyle bu haberlerin doğrusunun paylaşıldığını ancak çatışmanın ilk günlerinde yalan haberlere inanmanın kolay olduğunu belirtiyor.

Devamı
İsrail - Filistin Çatışması Sıcak Olaylarda En Çok Yalan Haberler
Sosyal Medyada Siyaset ve Özgürlük

Sosyal Medyada Siyaset ve Özgürlük

Siyasetin değişmeyen gündem maddelerindendir özgürlük sorunsalı.

Devamı

SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Yenal Göksun afet dönemlerinde medyanın oynadığı rolü ve sosyal medya kullanımında bireylerin dikkate alması gereken hususları değerlendirdi.

Kriz döneminde medya nasıl bir rol oynar? Kriz döneminde doğru ve sağlıklı iletişim için yapılması gerekenler neler? Kriz döneminde kutuplaştırıcı söylem, mezenformasyon ve dezenformasyon ile mücadelelerde neler yapılmalıdır?

Sosyal medya verileri, çeşitli yöntemlerle analiz edilerek krizin daha etkili yönetilmesine ilişkin, yetkililere daha fazla bilgi de sunabilmektedir. Duyurular, kampanyalar eş zamanlı şekilde ve hızlı biçimde istenilen hedef kitleye ulaştırılabilmektedir.

Twitter, 2006 yılından bugüne çok büyük yollar kat etti. Günümüzde yaklaşık 550 milyonluk kitlesiyle internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 10’una ulaşan Twitter, dünyadaki en aktif sosyal medya platformları arasında on dördüncü sırada

Dijitalleşmeyle birlikte gelişen yeni iletişim ortamlarının, özellikle de sosyal medyanın yeni bir dil inşa ettiği, bu dilin de siyasal kutuplaşmaya neden olduğu varsayımı oldukça yaygındır. Sahte kullanıcıların yaygın olduğu ve yalan haberin daha kolay dolaşıma girdiği sosyal medya ortamlarının farklı ideolojilere sahip kullanıcılar arasında sert tartışmalara neden olduğu ve kutuplaşmayı derinleştirdiği doğru olabilir.

Kullanıcıların en çok ilgi duyduğu ve gündelik yaşamının önemli bir kısmını kapsayan alanlar olarak öne çıkıyor.

Bireylerin ifade özgürlüğünü koruyabilmek için, yöntem ne olursa olsun, yalan haberle mücadele devlet, birey, medya kuruluşu ya da sosyal medya şirketlerine tek başına bırakılamayacak kadar karmaşık bir süreçtir.

Yalan haberle mücadele düzenlenmelerinde en önemli husus, bu düzenlemelerin yalan haberin dolaşıma sokulmasını engelleyerek, bireylerin özgür tartışma ortamını destekleyecek şekilde hayata geçirilmesidir.

Oldukça uzun bir zamandır CHP Genel Başkanlık makamının başvurduğu tehditkâr, mütecaviz, ayrıştırıcı ve marjinalleştirici nefret kodları üzerinden kurgulanan siyaset dili ve öğretmenlerden yargı mensuplarına ve bürokratlara; işçi, esnaf ve çiftçilerden sanatçılara uzanan çok geniş bir spektrumda toplumun 'kendisi' dışındaki kesimlerine yönelik işlettiği marjinal siyaset yaklaşımını oturtmaya çalıştığımız yer, karşımıza bir 'zihin haritası' sorununu çıkarıyor.

Halihazırda gündemde bulunan yeni kanun teklifinin ise dezenformasyonu önleme maksadıyla yalan ve yanlış haberin yayılmasını münhasır bir suç olarak düzenleyeceği belirtiliyor. Hangi içeriğin dezenformatif nitelikte olduğuna ise mahkemeler tarafından karar verilecek. Öte yandan teklifle internet medyasının yasal bir altyapıya kavuşturulması da bekleniyor.

Digital 2022 raporuna göre halihazırda yaklaşık 4,62 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı mevcut. 2012'den bugüne kullanıcı sayındaki artış yaklaşık 3,1 kat. 13 yaş üstü kişilerin yaklaşık %75'i sosyal medya kullanıcısı. Bu kullanıcıların sosyal medya platformlarında günde ortalama iki saat 27 dakika geçirdikleri hesaplanıyor. Bu süre Türkiye özelinde ise üç saate yaklaşıyor.

Kamuoyunda toptan 'mülteci meselesi' olarak ele alınan konu çok boyutlu. Sığınmacıları, yasadışı göçmenleri, izinle ülkemizde yaşayanları ve hatta turizm için gelenleri de içeriyor.