ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor

Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"

Devamı
ABD Ve Suudi Prens Belirsizliğe Sürüklüyor
DEAŞ ın Yükselişi ve Çöküşü

DEAŞ’ın Yükselişi ve Çöküşü

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran DEAŞ’ın yükselişi ve çöküşü hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Uzmanlar Deaş'ın toprak kontrolünün bitmesinin bu örgütün bitişi anlamına gelmediği konusunda hemfikir. Mesele, topraklarını, çok sayıda militanını ve önde gelen 120 liderini kaybeden Deaş'ın geleceğinin ne olacağı

Irak ve Suriye’de Musul ve Rakka’nın neredeyse tamamen yıkılması, PKK gibi terör örgütlerinin ırkçı projelerini sahneye koyma çabaları, demografik depremler, merkezi otoritenin zayıflığı, aşırı silahlanma, milis grupların iktidarı gibi sebepler DEAŞ’ı saha hakimiyeti olmayan bir terör örgütü olarak canlı tutacak.

Bağdat ve İran’ın Süleymaniye merkezli aktörlere Barzani karşısında destek vermeyi sürdüreceğini öngörebiliriz. Barzani yönetimi bir taraftan Bağdat’la krizi yönetmeye çalışırken, diğer taraftan iç siyasi aktörlerin baskılarını omuzlamak zorunda kalacaktır. ABD ise bütün bu süreçlerde İran destekli Kürt aktörlerin IKBY siyaseti içindeki belirleyiciliğini engellemek için hamleler yapacaktır.

Türkiye'nin bugün sadece ABD ya da AB'ye endeksli bir dış politika yürütemeyeceği ortadayken sadece Avrasya eksenli tercihlerde bulunabileceği argümanı her şeyden önce realiteden uzak.

PKK, ABD Solunu da Radikalleştirecek

ABD’nin radikal solunu yeni bir radikalleşme dalgası bekliyor.

Devamı
PKK ABD Solunu da Radikalleştirecek
Kuzey Irak ta Referanduma Doğru

Kuzey Irak’ta Referanduma Doğru

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Kuzey Irak’ta yapılması planlanan referandum üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

DEAŞ’ın bundan sonra Avrupa’da hedef seçerken düşüneceği ilk şey, ‘o ülkede bu tür bir saldırı yapma fırsatı olup olmadığı’ olacak.

ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Bürosu’nun yıllık olarak çıkardığı ülke terörizm raporlarının sonuncusu geçtiğimiz haftalarda yayınlandı.

Rapor on iki farklı ülkeden örgüte katılan kırk üç kişi ile yapılan mülakatlara dayanarak yazılmış. Bu örneklem kümesi DEAŞ'ın tümünü yansıtmıyor ve buradan elde edilen sonuçlar üzerinden DEAŞ'ı analiz etmek doğru değil.

Bölgesel ve küresel istikrarsızlıkların birleştiği bir coğrafyada bulunan Türkiye'nin karşılaştığı meydan okumaların daha yaman olduğunu söylemek lazım.

DEAŞ'ın lideri Bağdadi'nin öldürüldüğüne ilişkin gelen açıklamalar, lider tasfiyesinin örgüt üzerinde kısa ve orta vadede ne tür stratejik ve taktiksel etkiler meydana getirebileceği konusunun ele alınmasını gerekli kılıyor.

PKK ne kadar omurgasızlığıyla bilinen bir örgüt olsa da aynı zamanda oldukça realisttir. İran ve rejimle çatışan bir PKK, Suriye'de bertaraf edilir.

Sınır güvenliği, devletlerin ülke güvenliğini sağlamada en başta gelen görevi. Savunma sanayii alanında son askeri teknolojiyi yakalamak ve yetişmiş güçlü orduya sahip olmak, ülkelerin askeri caydırıcılığı açısından önem arz ediyor.

Terörle mücadelenin devamı ve daha da önemlisi terörün son bulabilmesi ülkede siyasi istikrarın teminine, güçlü bir liderliğin ve etkin bir yönetim yapısının varlığına bağlı.

ABD tarihinin ilk siyahi başkanının bir yenilik vaat etmesi bekleniyordu. Oysa kaçırılan en mühim nokta Obama’nın sadece ten renginin siyahi olduğuydu.

Bilmeliyiz ki ülkemize yönelik kampanya, etrafımızdaki olayların yoğunluğu devam ettikçe, hız kesmeyecek. Zira yaşadığımız sorun, devletlerin soğuk, çıkarcı ve çok yüzlü hesaplarının çirkin yüzü.

Halep’teki yıkımın müsebbiplerinden şimdilerde ise Doğu Guta’yı gözüne kestirmiş Rusya ile fikir ve siyasa ayrılıklarımız çok. Yine de Rusya kendini Suriye’de ABD’den daha makul bir muhatap olarak tesis etti.

Britanya'nın AB'den ayrılmasına ek olarak birlik içinde Almanya ve Fransa'nın da kendi milli siyasetlerini öncelemek zorunda kalacakları yeni bir jeopolitik kırılma gerçekleşebilir.

DEAŞ ise örgütün ideolojisini var eden siyasi, ekonomik ve dini şartlarla hakkıyla yüzleşilmeden farklı isim ve formlarda terör faaliyetleri, kaos yaratma girişimleri ve Haziran 2014’te Musul’un işgali ile birlikte ulaştığı güç zirvesine tekrar ulaşma çabalarını sürdürecektir.