Ülkelerine dönemeyen ancak savaşma ve bomba yapma kabiliyeti yüksek DEAŞ'lı teröristler, PYD/PKK tarafından değerlendiriliyor.
Devamı
ABD meşru bir yol ve diplomatik bir çözüm bulmak yerine, terörist bir örgütle mücadele ederken diğer bir terörist örgütü desteklemeyi tercih etti.
Devamı
Soçi zirvesinde alınan kararların çatışmasızlık durumu üzerinde temellendiği görülüyor. Başka bir deyişle, çatışmasızlık artık verili bir durum olarak ele alınıyor.
PKK ve ABD, DEAŞ sorununu çözmekten ziyade Suriye’nin başka noktalarına ve daha da vahimi diğer ülkelere ihraç etti. Teröristlerin silahlarıyla ayrılmalarına izin vermeleri, PKK’lı kaçakçıların DEAŞ’ı sınır dışına kaçırması PKK ile DEAŞ arasındaki terör kardeşliğini ve ABD’nin artık çuvala sığmayan teröre destek suçunu göstermeye yeter.
Başta ABD olmak üzere pek çok aktör, mücadelede önceliğin DEAŞ’ı yenmek olması gerektiğini ileri sürerek DEAŞ’ı var eden temel sebepleri ve örgütün Suriye ile Irak’ta gücünü pekiştirdiği elverişli zemini göz ardı etti.
Röportaj: Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Insight Turkey Dergisi Editörü Prof. Muhittin Ataman: "Körfez ülkeleri ciddi bir şekilde ABD ve İngiltere'ye bağımlı hareket ediyor. Sadece siyaset alanı değil, ekonomi ve eğitim alanı da bu iki ülkenin kontrolünde... ABD yönetimi ve Bin Selman elbirliğiyle bölgeyi bir bilinmeze sürüklüyor"
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran DEAŞ’ın yükselişi ve çöküşü hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Uzmanlar Deaş'ın toprak kontrolünün bitmesinin bu örgütün bitişi anlamına gelmediği konusunda hemfikir. Mesele, topraklarını, çok sayıda militanını ve önde gelen 120 liderini kaybeden Deaş'ın geleceğinin ne olacağı
Devamı
Irak ve Suriye’de Musul ve Rakka’nın neredeyse tamamen yıkılması, PKK gibi terör örgütlerinin ırkçı projelerini sahneye koyma çabaları, demografik depremler, merkezi otoritenin zayıflığı, aşırı silahlanma, milis grupların iktidarı gibi sebepler DEAŞ’ı saha hakimiyeti olmayan bir terör örgütü olarak canlı tutacak.
Bağdat ve İran’ın Süleymaniye merkezli aktörlere Barzani karşısında destek vermeyi sürdüreceğini öngörebiliriz. Barzani yönetimi bir taraftan Bağdat’la krizi yönetmeye çalışırken, diğer taraftan iç siyasi aktörlerin baskılarını omuzlamak zorunda kalacaktır. ABD ise bütün bu süreçlerde İran destekli Kürt aktörlerin IKBY siyaseti içindeki belirleyiciliğini engellemek için hamleler yapacaktır.
Türkiye'nin bugün sadece ABD ya da AB'ye endeksli bir dış politika yürütemeyeceği ortadayken sadece Avrasya eksenli tercihlerde bulunabileceği argümanı her şeyden önce realiteden uzak.
DEAŞ’ın bundan sonra Avrupa’da hedef seçerken düşüneceği ilk şey, ‘o ülkede bu tür bir saldırı yapma fırsatı olup olmadığı’ olacak.
Rapor on iki farklı ülkeden örgüte katılan kırk üç kişi ile yapılan mülakatlara dayanarak yazılmış. Bu örneklem kümesi DEAŞ'ın tümünü yansıtmıyor ve buradan elde edilen sonuçlar üzerinden DEAŞ'ı analiz etmek doğru değil.
Bölgesel ve küresel istikrarsızlıkların birleştiği bir coğrafyada bulunan Türkiye'nin karşılaştığı meydan okumaların daha yaman olduğunu söylemek lazım.
DEAŞ'ın lideri Bağdadi'nin öldürüldüğüne ilişkin gelen açıklamalar, lider tasfiyesinin örgüt üzerinde kısa ve orta vadede ne tür stratejik ve taktiksel etkiler meydana getirebileceği konusunun ele alınmasını gerekli kılıyor.
Sınır güvenliği, devletlerin ülke güvenliğini sağlamada en başta gelen görevi. Savunma sanayii alanında son askeri teknolojiyi yakalamak ve yetişmiş güçlü orduya sahip olmak, ülkelerin askeri caydırıcılığı açısından önem arz ediyor.
Terörle mücadelenin devamı ve daha da önemlisi terörün son bulabilmesi ülkede siyasi istikrarın teminine, güçlü bir liderliğin ve etkin bir yönetim yapısının varlığına bağlı.
DEAŞ ise örgütün ideolojisini var eden siyasi, ekonomik ve dini şartlarla hakkıyla yüzleşilmeden farklı isim ve formlarda terör faaliyetleri, kaos yaratma girişimleri ve Haziran 2014’te Musul’un işgali ile birlikte ulaştığı güç zirvesine tekrar ulaşma çabalarını sürdürecektir.
Irak’tan Suriye’ye gelen DEAŞ, Suriye devrimini alt üst etmişti. Şimdi de Musul’dan, Tel Afer’den kaçacak DEAŞ’lılar Suriye’ye yönlendirilecek.
Suriye’de DAİŞ saflarında savaşan yaklaşık 2000 tane eski Sovyet bloğu ülkeleri vatandaşı olduğu tahmin ediliyor. Rus vatandaşları başı çekerken, Özbekler, Kırgızlar ve Tacikler listede yukarılarda yer alıyor.
Burhanettin Duran, Belçikada gerçekleşen patlamaların Suriye iç savaşıyla bağlantısına dikkat çekti ve patlamaların yabancı savaşçıların ülkelerine geri dönmeleri durumunda ne kadar tehlikeleri olabileceklerini gösterdiğini belirtti.