Sizinkiler Tökezledi, Bizimkiler Destan Yazdı

Türkiye halkı kendi demokrasisine, özgürlüklerine, değerlerine ve hayat tarzına sahip çıkabilecek kapasitede olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir.

Devamı
Sizinkiler Tökezledi Bizimkiler Destan Yazdı
Apoletli Medya'dan Milletin Medyasına

'Apoletli Medya'dan Milletin Medyasına

15 Temmuz’da olayların an be an okuyucuya aktarılması hem medyanın kendi tarihini hem de Türkiye’nin siyasi tarihini değiştiren bir sonucu ortaya çıkarttı.

Devamı

Batı medyasında 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili öne çıkan temaları başlıca dört ana başlıkta değerlendirebiliriz: odak dağıtma, marjinalleştirme, okuru güncelliğini yitirmiş söylemlere inandırma, açık manipülasyonlar yürütme.

Demokratik hukuk devletinin bir koruma refleksi olarak yürüyen olağanüstü hal ilanını Batı medyası "İslamcı otoriterleşme", "Erdoğan'ın radikal yetkilerle güçlenmesi" ve hatta "Erdoğan'ın intikamı" olarak mahkûm etmekte gecikmedi.

S&P, Türkiye’yi yatırım yapılabilir hale getirmekte kaplumbağa hızı dahi sergileyemezken, not kırpma konusunda ne kadar da seri davranabilmişti. Üstelik not zaten yatırım yapılabilir değilken, bu neyin telaşıydı?

Erdoğan’ın ve AK Parti’nin hâlâ iktidarda kalmasından dolayı yaşadıkları hüsran içerisinde ne diyeceklerini şaşırmış durumda darbe sürecini yorumlamaya çalışıyorlar.

"Fatih Gullu"

Saygın dergilerinden birisi olduğunu zannettiğimiz Foreign Policy'de 30 Haziran tarihinde “Atatürk Havalimanı saldırısı için Erdoğan'ı suçlayın” başlıklı bir yazı çıktı. Leela Jacinto imzalı yazı, Türkiye üzerine yazan yabancı basının zavallılığını göstermesi açısından bir ibret vesikası niteliğinde.

Devamı
quot Fatih Gullu quot
Türk Milletinin Şanlı Direnişine Leke Süremeyeceksiniz

Türk Milletinin Şanlı Direnişine Leke Süremeyeceksiniz!

Şanlı milletimiz kendisini eğitimsiz ve demokrasiyi içselleştirememiş bir kitle olarak itham eden yerli ve yabancı bütün cahillere, hainlere tarih önünde büyük bir ders vererek çıplak elleri ile tanklara karşı durdu.

Devamı

AK Parti muhaliflerinin keskin dilinin etkisindeki Batı medyası "değerler" adı altında Erdoğan'ı "Batı'nın ötekisi", hadi şimdilik "düşmanı" demeyeyim, olarak kodluyor.

ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.

Türkiye’nin hendek kazıp her tarafa EYP yerleştiren PKK’lılara karşı operasyonları, Foreign Affairs tarafından şimdiden başarısız ilan edilmiş.

Tam da Gezi olaylarının başladığı mayısta Paris'te işçi sendikaları Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'ın "idari tasarrufuna" karşı meydanlardalar. Ve Batı medyası da siyasetçiler de polis şiddetinden "endişeli" değil.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, SETA Ankara'nın ev sahipliğinde "2015 Avrupa İslamofobi Raporu” tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Yeni Başbakan için öncelikli olan Türkiye’nin ihtiyacı olan sistem dönüşümünü sağlamaktır. Kalkınma politikalarını devam ettirmektir, tehditlerle yüzleşmektir. Bu anlamda güçlü bir figür beklenebilir. Koordinasyon da önemlidir fakat karizmatik liderlik beklemek anlamlı değil.

Ufuk Ulutaş, DAEŞ’in PKK terör örgütünün yaptığı her şeyi aklamak için çok etkili bir şekilde kullanıldığını vurguladı.

Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.

Batı başkentlerinde gittikçe netleşen ortak bir Türkiye yaklaşımı var. Somut menfaatler (terörle mücadele ve mülteciler krizi gibi) gündeme geldiğinde ittifak ilişkileri çerçevesinde "yapıcı" müzakerelerde bulunmak. Ancak aynı zamanda "basın özgürlüğü" konusu etrafında "otoriterleşme" tezini bir sopa olarak elinde bulundurmak.

Bu kötülüklere muhatap olmamanın yolu, işbirlikçi unsurları tasfiye etmekten ve böylelikle gerçek siyasetin önünü açmaktan geçiyor.

PKK ne kadar önemsiz bir örgüt olduğunu ve kullanım değeri ortadan kalkınca buruşturulup kenara atılacağını, konjonktürün pembeleştirdiği hayal dünyaları gerçeklik duvarına tosladığında anlayacak.

Irak’a yapılan müdahaleden bu yana bölgede ortaya çıkan otorite boşluğu ve hukuksuzluk, gayr-i nizami yollardan sonuç almaya alışmış birçok ülkeye ve onlarla ilişkili paramiliter güçlere operasyonel alan açtı.

Enes Bayraklı, ırkçı grupların taciz bahanesiyle mültecilere yönelik saldırıları özelinde Almanya’daki mülteci sorunu üzerine değerlendirmelerde bulundu.