Türkiye halkının darbe karşısında durmuş ve adeta çıplak elleriyle tankların namlularını tıkamış olmasına karşın, Batı medyasının olgular ışığında haber yapmak yerine gerçekleri ters yüz etmeye çalıştığını görmekteyiz.
Devamı
Güven tesisi konusunda, uluslararası arenada özellikle, Türkiyede süren ve güçlenen demokrasi ile siyasi istikrarın varlığının altını çizmek önem arz ediyor.
Devamı
Türkiyeyi yakından takip eden bütün yabancılar, FETÖnün dış basındaki çırpınışının gerçek amacını görüyordur. Aynı şekilde ABD de girişimin arkasında FETÖ olduğunu belki de bizden iyi biliyordur.
15 Temmuz sonrası iyice netleşen bir husus dikkatimi çekiyor: "Türkiye karşıtı" kampanya Almanya ve Avusturya'da artık AK Parti muhaliflerinin eliyle ve söylemleriyle yürütülür olmaktan çoktan çıktı.
Acaba Alman halkı ülkesindeki bazı kesimlerin Türkiyeye karşı yürüttüğü bu kirli savaştan haberdar mı?
Duran, Batı'nın demokrasi, insan hakları ve halkın gücü gibi konularda sadece kendi ülkelerine duyarlı olduklarının göründüğünü söyledi.
Darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye ile kimin dayanışma içerisinde olduğuna bakıldığında, Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerin öne çıktığını görüyoruz.
Devamı
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında Batı’nın tüm kurumlarıyla takındığı tavır, Türkiye için bir başka Mısır senaryosunun söz konusu ülkelerde yazılmış olduğunu en açık şekilde göstermiştir.
Devamı
Rusya, ABDnin taşeronu PKK/YPGyi gözden çıkardı. Moskova ofislerini kapamaları ve Suriyenin toprak bütünlüğü konusunda mutabakata varılması bunu gösteriyor.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Batının 15 Temmuz Darbe Girişimine karşı tutumunu değerlendirdi.
ABD ve Rusya birçok konuda birlikte hareket edebilen iki küresel aktör. Türkiye, kendi çıkarları gereğince ABD'ye bağımlı olmaksızın Rusya ile ilişkilerini doğrudan yürütmeye çalışıyor.
Darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye ile kimin dayanışma içerisinde olduğuna bakıldığında, Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerin öne çıktığını görüyoruz.
Batılı ülkelerin FETÖ/PDY örgütünün ülkelerindeki faaliyetlerine izin vermeleri ve destek olmaları onların Türkiye’ye karşı emperyalist politika arzusu içerisinde olduklarının ispatı olacaktır.
Halk büyük çoğunlukla darbenin faili olarak FETÖ’yü görüyor. Bu konuda kafa karışıklığı yok. Çünkü FETÖ herkesin hayatına bir şekilde olumsuz olarak değmiş.
Batı medyasında düşmanca tutumun öncülüğünü CNN yapıyor. 15-16 Temmuz tarihlerinde "askeri darbe" yapmaya kalkan, sivil halkın katledilmesi emrini veren bir caniyi "kanaat önderi" diye ekrana çıkardı.
Acaba Alman halkı ülkesindeki bazı kesimlerin Türkiye’ye karşı yürüttüğü bu kirli savaştan haberdar mı?
15 Temmuz sonrası iyice netleşen bir husus dikkatimi çekiyor: "Türkiye karşıtı" kampanya Almanya ve Avusturya'da artık AK Parti muhaliflerinin eliyle ve söylemleriyle yürütülür olmaktan çoktan çıktı.
Kemalist aktörlerin çizdiği karamsar tablonun aksine 15 Temmuz’da darbe girişiminin püskürtülmesi, demokratik siyasetin alanının genişletilmesi için daha ileri adımların atılması yönünde bir irade ortaya koymuş oldu.
Türkiye’yi yakından takip eden bütün yabancılar, FETÖ’nün dış basındaki çırpınışının gerçek amacını görüyordur. Aynı şekilde ABD de girişimin arkasında FETÖ olduğunu belki de bizden iyi biliyordur.
Seçimle işbaşına gelen Erdoğan’ı darbe dahil olmak üzere her türlü yöntemi kullanarak devirmeye kararlı görünüyorlar. Ancak Türk halkının demokrasiye ve seçilmiş liderlerine sahip çıkma konusunda artık daha kararlı olduğunu ve her türlü entrikayı bozduğunu hesap edemiyorlar.
Şu anda bir güven inşasına ihtiyacımız var ve bunun ilk koşulu da, kanaatimce, öngörülebilir ve kırılgan olmayan bir demokratik düzenin varlığından herkesi emin kılmak…