16 Nisan Sonrası Yeni Türkiye

Türkiye, bütün yapay siyasal mühendislik çabalarına rağmen 16 Nisan'da büyük bir eşik atladı ve yoluna çok daha güçlü şekilde devam ediyor.

Devamı
16 Nisan Sonrası Yeni Türkiye
Son Etaba Giderken Partiler

Son Etaba Giderken Partiler

Benim gözümde Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi 15 Temmuz gecesi başlayan bir maraton. Ve kanaatimce üç etaptan oluşuyor.

Devamı

Anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye’nin otokratik bir ülkeye dönüşeceğini iddia eden Avrupa medyası daha referandum sonucunu beklemeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatör ilan etmişti.

Türkiye konulu haberler gerçeklerden değil Batılı gazetecilerin zihinlerinde kodladıkları önyargılarından hareketle masa başında tasarlanmaktadır.

Sandık başına gelen kararsız seçmenin "hayır çıkarsa ne olur?" sorusuna CHP lideri Kılıçdaroğlu "evet"e yakın kararsızları ikna için "hayır" çıkması durumunda ülkede kaos olmayacağını söylemeye devam ediyor.

Almanya, geçen yıldan bu yana 11 kez Türkiye'ye silah satışını reddettiğini açıkladı. Alman hükümetinin Türkiye'nin terörle mücadelesini akamete uğratmak istediği net biçimde görülüyor.

Batı’nın Türkiye Politikası Değişmek Zorunda

Avrupa'nın yeni Türkiye politikası "Erdoğan'ın düşmesi" gibi hayalleri terk ederek rasyonel bir düzleme oturmak zorunda.

Devamı
Batı nın Türkiye Politikası Değişmek Zorunda
HDP Referandumda Ne Yapacak

HDP Referandumda Ne Yapacak?

HDP'nin referandum sürecinde PKK ile arasına mesafe koymaktan ziyade bu bağ üzerinden bir kampanya yürüteceğini açıkça gösteriyor.

Devamı

CHP'nin yeni korku siyaseti AK Parti seçmenini hayır tercihine doğru çekebilir. Son düzlükte referandumun sonucunu İslami-muhafazakâr oylar belirleyecek.

Berlin’in Ankara ile ilişkilerinde ekonomik çıkarlarını esas alan bir politikaya yönelmesi ve bu doğrultuda ekonomik ilişkilere zarar verecek gerginliklerden kaçınması gerekirdi.

Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin başbakan adayı olması Alman siyasetine ve Eylül ayındaki seçimlere epeyce heyecan ve hareketlilik getirdi.

Afganistan'da son dönemde, hem müdahil aktörler hem de eylemlerin dozu bakımından artan şiddet olayları, teröre karşı küresel savaşın odağında yer alan ülkedeki güvenlik durumunu yeniden uluslararası gündemin ilk sıralarına taşıdı.

Bütün Avrupa’da bir tedirginlik hâkim. Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen’in yeni Fransız Cumhurbaşkanı olması ihtimali Avrupa Birliği için felaket senaryosunun başlangıcı anlamına gelecek.

Trump'ın Ortadoğu politikasının mevcut kaosu artırma ihtimali bulunuyor. Böylesi bir ortamdan nispeten iç konsolidasyon sorunu olmayan ülkeler avantaj sağlayacak.

Türkiye’nin özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ’den arınma çabaları ülke içerisinde önemli bir ivme kazanmıştır. Bundan sonraki süreçte FETÖ’nün diasporik bir tehlike olacağı ve Türkiye açısından ulus-aşırı bir tehdit arz edeceği açıktır.

Bu analiz 15 Temmuz darbe girişiminin faili olan FETÖ’nün Batı kamuoyunda nasıl algılandığı üzerinde odaklanmaktadır.

Demokrasi ile çıkarlarını korumak arasında kaldıklarında çıkarlarını tercih eden ülkelerin, Türkiye’deki anayasa değişikliği konusundaki pozisyonlarını demokrasi ile ilişkilendirmek uluslararası ilişkileri bilmemektir.

Uluslararası Basında PKK Propagandası

Bilmeliyiz ki ülkemize yönelik kampanya, etrafımızdaki olayların yoğunluğu devam ettikçe, hız kesmeyecek. Zira yaşadığımız sorun, devletlerin soğuk, çıkarcı ve çok yüzlü hesaplarının çirkin yüzü.

Batıda ve Türkiye’de bir terör saldırısı sonrası kimin nasıl tepki verdiğine bakıldığında, fazla bir araştırmaya gerek kalmadan, terör eylemi ile neyin amaçlandığı açıkça ortaya konabilir.

Türkiye açısından atılması gereken en öncelikli adım terör için zemin oluşturmak amacıyla kullanılan toplumsal gerilim ve kutuplaşma ortamını mümkün olduğunca yatıştırmaktır. Toplumsal birlik ve bütünlük hissi terör eylemlerinin etkisini sınırlandıracak en etkili silahtır. Türkiye bunun için yurt içi ve yurt dışında etkin kamu diplomasisi ile PR kampanyası yapmak durumundadır.