Geçen hafta açılan demir yolunun temelleri de sekiz sene önce atıldı. Bugün de ilk tren Türkiye'ye vardı. Dört ülkenin cumhurbaşkanlarının katılımıyla bu hattın açılması, alternatif politika üretiminin ve uygulanmasının mümkün olduğunu gösterdi.
Devamı
FETÖ'nün yönetici kadrolarının yurtdışında olması, ABD başta olmak üzere, Almanya, Belçika ve İngiltere gibi Batı ülkelerinde yoğunlaşmaları bizi yeni bir durumla baş başa bırakıyor.
Devamı
Avusturya seçimlerinde de muhafazakâr- aşırı sağ partilerin öne çıkması AB'deki içe kapanma eğilimini güçlendiriyor. Ve Türkiye tartışmasının da "sertleşeceğini" gösteriyor.
ABD her seferinde Türkiye’yi iten taraf oldu. 2012’den bu yana Türkiye her türlü çabasına rağmen, en önemli müttefikinden beklediği asgari iyi niyeti ve müttefikliğe yakışan davranışı göremedi.
Trump’ın Ortadoğu gezisi sırasında ABD ile güncellenen ilişkilere rağmen Suudi Kralı Selman'ın Rusya'da stratejik anlaşmalara imza atması, bölgedeki yeni ittifak arayışlarının önemli bir işareti.
Suudi Arabistan, Türkiye'nin Rusya ile imzaladığı anlaşmaya benzer bir mutabakat gerçekleştirdi. İran'ın üç yıl önce S 300'leri alması ve Türkiye'nin S 400 anlaşması ile birlikte düşünüldüğünde bu mutabakat tipik silahlanma yarışını gösteriyor.
Irkçı şiddet yeni bir boyuta taşınıyor. Irkçılığın, faşizmin hayaleti dünyayı esaret altına alıyor.
Devamı
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun IKBY'de gerçekleştirilen bağımsızlık referandumuna verilen tepkiler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Barzani Pan-Kürdizme ve bu sürecin hormonlu gücü PKK'ya hizmet etmiş oldu. Türkiye ve İran bunun farkında ve bu nedenle aralarındaki yakınlaşma hayati bir yakınlaşma.
Bütün resim bize, Almanya'da aşırı sağcı bir partinin meclise girmesinin, bazılarının inanmak istediği gibi bir yol kazası olmaktan ziyade batı siyasetinde ortaya çıkan yeni bir trend ile alakalı olduğunu göstermektedir.
Seçimler öncesi açıkça kendini belli eden yükselişine rağmen AfD’nin zaferi, sanki beklenmeyen bir gelişmeymişçesine, "Almanya’da bu nasıl olabildi?” kabilinden şaşkınlık ifade eden sorular eşliğinde tartışılıyor.
Son dönemde ortaya çıkan Türkiye-Almanya geriliminde Almanya'nın Türkiye siyasetinde aşırı bir duygusallık ve agresiflik ön plana çıkmaktadır
Türkiye’de bazı çevrelerin odaklarının merkezinde hep Erdoğan ya da hükûmetin, uluslararası sisteme ve küresel aktörlerin Türkiye’ye karşı haksız tutumlarına yönelik eleştirileri yer alır.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, yaklaşan Almanya seçimleri ve Almanya’nın Türkiye’ye karşı tutumu hakkında değerlendirmede bulundu.
Almanya'daki gözlemimiz Türkiye söz konusu olduğunda Almanların alışık olduğumuz rasyonel ve soğukkanlılığı bir kenara bırakarak aşırı bir duygusallık ve öfke içerisinde hareket ettikleri yönündedir.
On beş yıldır iktidarda olan Erdoğan, bugünkü Avrupalı siyasetçileri de seleflerini de çok iyi tanıyor.
Kuzey Kore sorunu nedeniyle Uzak Doğu’da başlayacak bir çatışmanın sadece Uzak Doğu ile sınırlı kalmayacağı ve bütün dünyayı etkileyecek sonuçları olacağı açıktır.
Türk-Alman ilişkilerinden yaşanan gerilime ve Alman tarafının bununla ilgili yaptığı açıklamalara baktığımızda, Almanya'nın Türkiye`de bir `kulturkampf (kültür savaşı) 'yürüttüğü görülmektedir
Basın özgürlüğü yok dedikleri Türkiye'de her türlü yayın organı varken bugün Alman medyasında tam bir mutabakat var.
Alman meclisine girecek bütün partilerin hepsi Alman hükûmetinin Türkiye’ye yönelik müdahaleci politikalarına destek veriyor, Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını istiyor.
Gabriel, Bild gazetesine verdiği röportajda "Erdoğan'ın yönetimi devam ettiği sürece Türkiye'nin asla AB üyesi olamayacağını" söyledi.