ABD-PYD İttifakı Türkiye İle İlişkileri Bozuyor

ABD'nin PYD'ye yönelik yardımı, Türk kamuoyunda Suriye'de Amerikan vesayetinde küçük bir PKK devleti kurulmakta olduğu yönündeki şüphe ve endişeleri körüklüyor.

Devamı
ABD-PYD İttifakı Türkiye İle İlişkileri Bozuyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkezli Tartışmalar Neyi Örtebilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkezli Tartışmalar Neyi Örtebilir?

Erdoğan merkezli tartışmalar devam ede dursun; Ortadoğu alevler içinde, Avrupa’da ırkçılık yükseliyor, ABD’de Trump ırkçı vaatleriyle başkanlığa doğru yürüyor, PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri masum insanları terörize ediyor, Akdeniz’den ölüm haberleri gelmeye devam ediyor…

Devamı

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

ABD açıkça Suriye’de hem muhalefetin hem de muhalefeti destekleyen Türkiye gibi aktörlerin başarısızlığını umarak sahada kendi gerçekliklerini yaratma çabası içerisine girdi. Kendi kendini doğrulayan kehanetleriyle Suriye’de önce DAİŞ’in sonra PKK’nın önünü açtı.

SETA Washington DC Liderlik Programı mülakat listesi açıklandı.

SETA-DC'nin bu yıl ikincisini düzenlediği yıllık konferansı, "ABD-Türkiye Ortaklığının Geleceği" temasıyla Washington'daki St. Regis Otel'de gerçekleştirildi.

Obama’nın Suriye’de Yapmadıkları

ABD şimdiye kadar atacağı kritik adımlarla Suriye’deki acıyı dindirmekten gözle görülür bir şekilde hafifletmeye kadar olan bir skalada sonuca etki edebilirdi.

Devamı
Obama nın Suriye de Yapmadıkları
Halep Harap Olduktan Sonra

Halep Harap Olduktan Sonra...

Washington'daki seçim havasında Pentagon yetkililerinin fırsatçı bir taktik olarak YPG'yi öne çıkarmasının Suriye'nin geleceğini nasıl sıkıntılı bir yere taşıdığını görenlerin sesi duyulmuyor.

Devamı

SETA, Sosyal Bilimler alanında Türkiye’nin gelecek vizyonuna katkıda bulunmak amacıyla 25 Temmuz–19 Ağustos 2016 tarihleri arasında SETA Washington DC’de liderlik programı düzenleyecek.

PKK ve PYD arasındaki iç içe girmişlik artık Washington DC’de bile saklanamayacak bir vaziyet almış. İlk dönemlerde yaygın olan aynı örgütün iki farklı kısaltmasının iki farklı örgüte işaret ettiği yönündeki tezvirat büyük oranda tedavülden kalkmış durumda.

Salı günü SETA olarak Washington DC'de üç oturumluk bir toplantı organize ettik. Toplantının ana teması, Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğiydi. Her bir oturumda sorun alanlarının aşılması, işbirliği imkânlarının geliştirilmesi için neler yapılabileceği tartışıldı.

PKK'nın zaman kazanmak için çözüm sürecine dönmek istemesi anlaşılabilir. Ancak Türkiye PKK ve ilgili oluşumlarını güneydoğunun bütün ilçelerinden tümüyle söküp atmadıkça terörle mücadeleyi durdurmayacaktır.

ABD- Suud ilişkilerindeki yapısal ayrışma Obama döneminde yerleşik hal aldı. Bu da Arap isyanlarını yönetemeyen Obama'nın ana ilgisini Ortadoğu'dan çekmesiyle irtibatlı.

Batı başkentlerinde bir süredir yoğunlaşan Türkiye eleştirileri anlaşılıyor ki devam edecek. Nisanın gündemi de Ermeni Soykırımı iddiası olacak.

Birçok meselede olduğu gibi Suriye krizi, ABD ile kâğıt üzerinde yollarımızı birleştiren fakat pratikte ayıran bir faktör olarak iki ülke arasında yaşanan sorunların merkezinde durmakta.

Bugün adlarını "gayrı milli muhalefet" olarak koyduğumuz güruh, ABD'li resmi yetkililerin ağzından Türkiye aleyhine bir söz, bir işaret alabilmek için yanıp tutuşuyor.

ABD, kendince orta yol bulmuş durumda. Hem Türkiye'nin sınırlarının tamamen PYD kontrolüne geçmemesi endişesini hem de PYD'nin kantonlarını birleştirme isteğini karşılayacak bir formül üretti.

Batı başkentlerinde gittikçe netleşen ortak bir Türkiye yaklaşımı var. Somut menfaatler (terörle mücadele ve mülteciler krizi gibi) gündeme geldiğinde ittifak ilişkileri çerçevesinde "yapıcı" müzakerelerde bulunmak. Ancak aynı zamanda "basın özgürlüğü" konusu etrafında "otoriterleşme" tezini bir sopa olarak elinde bulundurmak.

Türkiye sahada kazandıkça, Türkiye düşmanları çıldırıyor. Stratejik akıllarını yitirmek üzereler. Ellerinde kalan tek silah "psikolojik harp." O da çoğu kez tutukluk yapıyor.

Obama yönetiminin ikili ilişkilerdeki "yorgunluğu" ve kurumlar arasındaki "dağınıklığı" bir kenara bırakarak sahanın gerçeklerine odaklanmasının zamanı.

Türkiye-ABD ilişkilerinde birlikte çalışma iradesi ile "stratejik sapmaları" düzeltecek yeni bir dönemi başlatmak gerekiyor. Bunun için yeni başkanın, Obama'nın Ortadoğu politikasında bir yenilenme yapması gerekiyor. Her şeyden önce Obama'nın "ümitsiz" ve bazen "özcü" Ortadoğu algısının tashih edilmesi lazım.