Gülen Diyasporası Neden Kritik?

Gülen, ABD'de rahat bir sığınak bulmaya devam ettikçe FETÖ tabanını yeni saldırılar için yönetmeyi sürdürecek. Bu yapı tasfiye edilse de daha sapkın formlarla kendini üretebilir.

Devamı
Gülen Diyasporası Neden Kritik
Türkiye-Rusya İlişkilerinin Rasyonalitesi

Türkiye-Rusya İlişkilerinin Rasyonalitesi

15 Temmuz sonrasında Ankara ile Moskova arasında yaşanan yakınlaşmanın Suriye sorununa kalıcı bir çözüm bulunması konusunda bir fırsata dönüştürülmesi büyük önem arz etmektedir.

Devamı

Azez’in düşmesi ve Halep koridorunun kapanmasını önlemek üzere alınan inisiyatif, Putin’e Suriye’deki oyun planını uygularken Ankara’nın hassasiyetlerini göz önüne almak zorunda olduğunu hatırlatmış olmalı.

Obama kendi stratejilerinin sorgulanmasını pek sevmiyor. Suriye’yi perişan eden Obama stratejilerini sorgulayan Erdoğan gibi liderler bu sebepten Obama için ‘hayal kırıklığı’ yaratmış.

Krize değil yeni bir başlangıca ihtiyacı olan Türkiye- ABD ilişkileri yeni ABD başkanına sorun alanı olarak bırakılmak isteniyor.

Kaç gündür, "Erdoğan, ABD'ye giderse sonu olur" tarzı mesajlarla psikolojik harp yürütüyorlar. Dertleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı vazifesinde, Türkiye'yi de kendi mecrasında tutmamak.

Erdoğan ABD'ye Ne Öneriyor?

Türkiye-ABD ilişkilerinde birlikte çalışma iradesi ile "stratejik sapmaları" düzeltecek yeni bir dönemi başlatmak gerekiyor. Bunun için yeni başkanın, Obama'nın Ortadoğu politikasında bir yenilenme yapması gerekiyor. Her şeyden önce Obama'nın "ümitsiz" ve bazen "özcü" Ortadoğu algısının tashih edilmesi lazım.

Devamı
Erdoğan ABD'ye Ne Öneriyor
Washington'dan Kim Kazançlı Çıktı

Washington'dan Kim Kazançlı Çıktı?

Türkiye sahada kazandıkça, Türkiye düşmanları çıldırıyor. Stratejik akıllarını yitirmek üzereler. Ellerinde kalan tek silah "psikolojik harp." O da çoğu kez tutukluk yapıyor.

Devamı

Obama yönetiminin ikili ilişkilerdeki "yorgunluğu" ve kurumlar arasındaki "dağınıklığı" bir kenara bırakarak sahanın gerçeklerine odaklanmasının zamanı.

Batı başkentlerinde gittikçe netleşen ortak bir Türkiye yaklaşımı var. Somut menfaatler (terörle mücadele ve mülteciler krizi gibi) gündeme geldiğinde ittifak ilişkileri çerçevesinde "yapıcı" müzakerelerde bulunmak. Ancak aynı zamanda "basın özgürlüğü" konusu etrafında "otoriterleşme" tezini bir sopa olarak elinde bulundurmak.

Birçok meselede olduğu gibi Suriye krizi, ABD ile kâğıt üzerinde yollarımızı birleştiren fakat pratikte ayıran bir faktör olarak iki ülke arasında yaşanan sorunların merkezinde durmakta.

Batı başkentlerinde bir süredir yoğunlaşan Türkiye eleştirileri anlaşılıyor ki devam edecek. Nisanın gündemi de Ermeni Soykırımı iddiası olacak.

ABD- Suud ilişkilerindeki yapısal ayrışma Obama döneminde yerleşik hal aldı. Bu da Arap isyanlarını yönetemeyen Obama'nın ana ilgisini Ortadoğu'dan çekmesiyle irtibatlı.

PKK'nın zaman kazanmak için çözüm sürecine dönmek istemesi anlaşılabilir. Ancak Türkiye PKK ve ilgili oluşumlarını güneydoğunun bütün ilçelerinden tümüyle söküp atmadıkça terörle mücadeleyi durdurmayacaktır.

ABD şimdiye kadar atacağı kritik adımlarla Suriye’deki acıyı dindirmekten gözle görülür bir şekilde hafifletmeye kadar olan bir skalada sonuca etki edebilirdi.

Savunma uzmanı Merve Seren’e göre, Türkiye’de savunma sivil alana kapalı, “çorbada bizim de tuzumuz olsun’ dediğinizde, işin rengi değişiyor.”

AK Parti muhaliflerinin keskin dilinin etkisindeki Batı medyası "değerler" adı altında Erdoğan'ı "Batı'nın ötekisi", hadi şimdilik "düşmanı" demeyeyim, olarak kodluyor.

1980'de Türkiye'nin gayri safi hasılası ABD'nin kırkta biriydi. 2012'de ise 19 katına düşmüş. 1980'de Almanya 11 kat büyüktü bizden, şimdi 5,5 katına düşmüş. Yani Türkiye artık 1980 Türkiye'si gibi davranamaz.

Türkiye’nin pozisyonu konusunda yapılması gereken ilk tespit, PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir devlet ya da otonom yapı kurmasının önlenmesinin Ankara’nın temel önceliğini oluşturduğudur.