Alman Medyası Erdoğan-Trump Zirvesini Nasıl Gördü?

Zirvenin hangi yönlerini öne çıkarmış “müttefikimiz” Almanya’nın medyası?

Devamı
Alman Medyası Erdoğan-Trump Zirvesini Nasıl Gördü
Erdoğan ın Washington Ziyareti Türkiye Karşıtı Kampanyayı Kıracak

Erdoğan’ın Washington Ziyareti Türkiye Karşıtı Kampanyayı Kıracak

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti Türkiye'ye karşı başlatılan yoğun kampanyanın kırılmasında da etkili olacak. Erdoğan'ın muhataplarıyla yüzleşmesi ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendiren konulardaki duruşunu hem siyasetçiler hem de kamuoyuyla Beyaz Saraydan başkanla yan yana dururken paylaşması başlı başına bir kazanım..

Devamı

Bu konular uzun yılların birikimi neticesinde bu noktaya geldi. Bazıları belki de hiç çözülmeyecek. Ankara ve Washington'ın uluslararası sistemin ve ilişkilerin geleceği konusundaki algı farklılıkları aşikar. Bu farkı belki de Trump'tan ziyade senatörlerin Erdoğan ile sohbetinde görüyoruz..

Ülkeler arasındaki problemlerin çözümünde müzakere yollarından başarı elde edemeyen devletler birbirlerine karşı askeri, siyasi, ekonomik veya kültürel birçok kısıtlayıcı önleme başvurmuştur..

SETA Washington D.C. Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Donald Trump arasında gerçekleşen görüşme üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Semboller, birlikte çalışma iradesi, gerginlik havasının toparlanması ve müzakereye devam açısından çok başarılı geçti. Masadaki uzlaşmazlık konularında taraflar birbirlerini genişçe dinleme ve anlama fırsatı buldu.

Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Kritik Dönemeç

Türk-Amerikan ilişkilerinde son dönemde yaşanan krizlere ve bu krizler sırasında her iki taraftaki aktörlerin nasıl davrandığına biraz yakından bakalım..

Devamı
Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Kritik Dönemeç
Görüşmeden Ne Bekleyelim

Görüşmeden Ne Bekleyelim?

13 Kasım'da Beyaz Saray'daki görüşmenin nasıl geçeceği hayli merak konusu..

Devamı

mesele Türkiye'nin hassasiyetlerinin anlatılmaması veya anlaşılmaması değil ABD'nin dış politikasındaki sorunun müttefikleriyle ilişkiyi de tehlikeye atacak bir türbülans içine girmesiydi.

13 Kasım bir fırsat olarak görülmeli. Umulur ki Beyaz Saray da bunu bir fırsat olarak görür ve ilişkilerde bir nebze olsun iyileşme yaşanır.

Dünyanın en büyük askerî ve ekonomik gücüne sahip ülkesi olan ABD’nin sadece Türkiye’nin dış politikası açısından değil, aynı zamanda iç politikasının şekillenmesi açısından da önemli bir aktör olduğunu da ifade etmek gerekiyor.

Rusya ve ABD ile ilişkilerde her iyileşme hamlesi Erdoğan'ın bu iki liderle yaptığı görüşmelerle sağlandı. Kongre bazı kötü sürprizlerin peşinde olabilir. Ankara, Trump'a ve diplomasiye şans vermeye devam etmeli. Muhalefetin tepkisel tavrı Türkiye'nin menfaatine katkı vermiyor. Bu meselede MHP lideri Bahçeli'nin yaklaşımı CHP ve İP'e örnek olmalı.

Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte bölücü teröre karşı önemli bir başarı sağlanmış olsa da, terörle mücadelenin uzun geçmişi PKK terör örgütünün Türkiye’ye karşı bir araç olarak kullanılmaya devam edeceğini gösteriyor.

Batının terör örgütlerini kullandığı artık komplo teorisi falan değil. Seçilen hedef ülkenin istikrarsızlaştırılmasında, bir bölgeye ya da ülkeye müdahalenin mümkünlük şartlarının oluşturulmasında ya da coğrafyaların yeniden dizaynında terör örgütlerinin bir enstrüman olarak kullanıldığını Batılılar saklamıyor.

CENTCOMcu zihin, 3-4 milyar dolar yatırım yaptığı bir taşeronu elden bırakmak istemiyor..

Genç bir nüfusa sahip Irak'ın imkanları ve içerisinde bulunduğu yapısal şartlar göz önüne alındığında göstericilerin taleplerinin gerçekleşmesi için uzun vadeli bir plana ihtiyaç olduğu aşikar.

Bu çalışmada ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların etkileri ve uluslararası alandaki tesirleri incelenmekte, yaptırımların Türkiye’nin enerji sektörüne yansımalarının analizi yapılmaktadır.

Barış Pınarı Harekâtı'nın Suriye denklemini nasıl değiştirdiği tartışılmaya devam ediyor..

11 Eylül saldırılarından sonra Batılı ülkeler, terör örgütleri ile küresel çapta mücadele etmek için teyakkuza geçtiler. ABD Başkanı George Bush, “terörizme karşı ya bizdensin ya da onlardan” söylemi ile terörü desteklediğini iddia ettiği ülkeleri, “şer ekseni” olarak tanımladı.

SETA Washington D.C. Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, Türkiye ve ABD arasında güvenli bölgenin oluşturulmasına dair yapılan 13 maddelik mutabakat üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Barış Pınarı Harekâtı’nı pek çok cephede yürütmek durumunda kalan Türkiye, bir yandan sahada operasyona devam ederken bir yandan da terör örgütü PKK/YPG’yi işbirliği yapacakları bir aktör olarak gören ülkelerden gelen baskıları göğüslemek zorunda.