'Günümüzün İnsani Meydan Okumalarında Türkiye'nin Rolü' konulu panelde konuşan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan öncülüğünde insani yardım çabalarında dünyaya örnek olduğunu söyledi.
Devamı
Araştırmacılar New York’ta Türkiye’nin gündemini anlattı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, 'Başkan Erdoğan’ın başarılı diplomasisi İdlib’de on binlerce kişinin hayatını kurtarmıştır' dedi
Devamı
SETA DC ve MÜSİAD ABD'nin New York'ta ortaklaşa düzenlediği panelde konuşan Emine Erdoğan, mülteciler, insani yardım ve Türkiye örneği konularında değerlendirmelerde bulundu.
Trump ve Duda’nın doğalgaz ve askerî üs konusundaki görüşmelerinin Avrupa’da en fazla rahatsız ettiği iki ülke kuşkusuz Rusya ve Almanya.
Erdoğan ve Putin'in liderlik inisiyatifleriyle ulaşılan İdlib mutabakatı dünya başkentlerinde memnuniyetle karşılandı. Rus-Esed güçlerinin İdlib operasyonundan vazgeçmesi beklenmiyordu. Mutabakatla insani bir felaket ve yeni bir mülteci akını önlendi. Bunun Türkiye'nin diplomatik bir başarısı olduğu aşikâr.
Soçi’de varılan İdlib uzlaşısı gösterdi ki, Moskova böyle bir yolu seçmedi ve Türkiye’nin taleplerine cevap vererek Ankara ile ilişkilerini riske etmemeyi tercih etti.
BM, ilk kurulduğu günden itibaren kritik tüm konularda işlevsizleşmiş ve sadece bir tek konuda, Kore müdahalesi dışında, hep yanlışlıkla işlemiş bir örgüt.
Devamı
Erdoğan, Türkiye'nin İdlib'de olma kararlılığını 'Bizi Suriye halkı davet etti, Şu anda kimse orada İdlib'de ellerinde Rus bayrakları ile dolaşmıyor, ABD bayrakları ile dolaşmıyor, Alman ya da Fransız bayrakları ile dolaşmıyor. Türk bayrakları ile dolaşıyor.' cümleleriyle sergiledi.
Devamı
Geçtiğimiz çarşamba günü 12 Eylül askerî cunta darbesinin 38. yıl dönümüydü. İngiliz yayın kuruluşu BBC, 2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine, gizliliği kaldırılan 12 Eylül cunta darbesine ilişkin ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerini, üç günlük bir yazı dizisi ile yayınladı.
Suriye’deki bütün cepheleri kazansalar bile, bu kadar çok insanın acıları üzerine inşa ettikleri düzenlerini sürdürmeleri ve ülkede istikrarlı bir yönetim kurmalarının mümkün olmayacağını Irak tecrübesi açık bir şekilde gösteriyor.
ABD ve AB başkentlerinin Suriye'deki insani dram ile ilgilenmeleri ve Türkiye'ye destek vermeleri olumlu bir gelişme. Ancak bu desteğin cümlelere dökülmesi yeterli değil. Siyasi süreci canlandıracak diplomatik faaliyetler gerekiyor.
11 Eylül saldırılarının ardından başlatılan ve dünya genelinde bir şiddet sarmalını tetikleyen teröre karşı savaşın belki de en önemli tahribatı, bilinçli bir propaganda faaliyetiyle Müslüman imajının terörizmle özdeşleştirilmesi oldu.
Kasım seçimlerine giderken Trump'ın 'geleceği' tartışması yeni boyutlar kazanıyor. Eski Başkan Obama, Demokratlar'ı toparlamak için sahaya inerken, Cumhuriyetçiler içinde de 'Trump'a darbe' polemiği başladı. Bir süredir Trump'ın, Nixon gibi istifa etmesini ve yardımcısı Pence'in görevi devralmasını isteyen çevrelerin hareketliliği konuşuluyordu.
Batılı ülkelerin İdlib’e yönelik ilgilerini açıklamak için gerçekten insani gerekçeler yeterli mi?
İdlib'in kaderi için bütün gözler Tahran'daki üçlü zirveye çevrilmişti. Erdoğan, Putin ve Ruhani'nin "zorlu" müzakerelerinden sonra 12 maddelik bir sonuç bildirgesi yayımlandı.
Tahran'da bugün çok kritik bir üçlü zirve gerçekleşiyor. Erdoğan, Putin ve Ruhani hem İdlib'in hem de İdlib sonrası Suriye'nin geleceğini belirleyecek önemli müzakerelerde bulunuyorlar.
Tahran’daki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib meselesinde Rusya ve İran’ın Astana ve Soçi süreçlerinde verdikleri sözlere aykırı davranıp Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek sonuçlara yol açacak şekilde hareket etmelerinin bu üç ülke arasında son dönemde söz konusu olan yakınlaşmayı da riske edeceğini muhatapları Putin ve Ruhani’ye açık bir şekilde hissettirecektir.
Türkiye ile Almanya’yı, mülteci meselesi, Almanya’daki Türkiye kökenli diaspora, güvenlik iş birliği ve yoğun ekonomik bağlar gibi birbirine yakınlaştıran faktörler bulunsa da iki ülke ilişkilerini tehdit eden önemli riskler de söz konusu.
Analizde BRICS oluşumunun kuruluşu ve gelişimi, dünya ekonomik ve siyasi sistemine etkisi, gelişmekte olan ülkeler açısından anlamı ve Türkiye’nin BRICS ile kurmaya çalıştığı ilişki incelenmektedir.
Bölgesel anlamda İran karşıtı bir blok oluşurken, ABD yönetimi de Tahran’a karşı kendi enstrümanlarını devreye sokmuştur. Bu enstrümanların başında ekonomik yaptırımlar gelmiştir.