Kriter'in Temmuz-Ağustos Sayısı Çıktı: Şanlı Direniş Yedi Yaşında

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 81. sayısı raflarda yerini aldı.

Devamı
Kriter'in Temmuz-Ağustos Sayısı Çıktı Şanlı Direniş Yedi Yaşında
İkinci Rusya-Afrika Zirvesinin Afrika ya Yansımaları

İkinci Rusya-Afrika Zirvesinin Afrika’ya Yansımaları

27-28 Temmuz arasında St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu’nun ikinci zirvesi 54 Afrika ülkesinden 50’sinin katılım gösterdiği ve bu ülkelerden 17’sinin devlet başkanının direkt olarak zirvede yer aldığı görülmektedir. Rusya’nın bu zirvedeki amacına bakıldığında, Afrika ülkeleri ile arasındaki iş birliğini geliştirmek ve barış, kalkınma ve güvenlik gibi alanlarda ortak adımlar atmak için bir platform oluşturmak istediği anlaşılmaktadır. İlk kez 2019’da gerçekleştirilen zirvede Rusya, 43 Afrika ülkesi ile bir araya gelirken önemli konular ele alınmıştır. Zirvenin ikinci kez düzenlenmesiyle birlikte 2026’ya kadar öncelikli iş birliği alanlarına ilişkin bir eylem planının kabul edilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca terörizmle mücadele, uluslararası bilgi güvenliği ve dış uzayda silahların kullanımı gibi siyasi konuları kapsayan bir deklarasyonun imzalanması da beklentiler arasında yer almaktadır.

Devamı

Hizmet satın alan devletlerin özel askeri şirkete bağımlılığı arttıkça hassasiyetleri artıyor. Bu kapsamda özel askeri şirketler, zayıf ve istikrarsız devletleri "güvenlik sağlama" adına dolaylı bir şekilde yönetmeye başlayabilir.

7-28 Temmuz’da St. Petersburg’da düzenlenen Rusya-Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu’nun ikinci zirvesine 54 Afrika ülkesinden 50’si katıldı. Zirveden hangi sonuçlar çıktı? Detayları, SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.

Prigojin sonrası Rusya'nın Wagner boşluğuna karşı doğal olarak tedbir geliştirmesi ve muhtemel gri bölgeleri önlemesi beklenmeli.

Rus haber ajansı TASS, Tver’de düşen ve 10 kişinin öldüğü özel jette Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in de bulunduğunu bildirdi. Wagner grubunun haziran ayında Moskova yönetimine baş kaldırmasından 2 ay sonra sonra gerçekleşen bu hadise, akıllarda soru işaretleri bıraktı. Detayları, Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı ve SETA Dış Politika Araştırmacısı Dr. Tunç Demirtaş ile konuştuk.

Prigojin’in Ölümü Dengeleri Nasıl Etkiler?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında yayınlanan Bugün Yarın programında, Wagner kurucusu Prigojin’in öldüğü iddiası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Prigojin in Ölümü Dengeleri Nasıl Etkiler
Rusya - Ukrayna Savaşında Wagner in Rolü Ne

Rusya - Ukrayna Savaşında Wagner’in Rolü Ne?

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, 24 Tv ekranlarında yayınlanan Küresel Oyun programında, Rusya - Ukrayna savaşının geldiği noktayı değerlendirdi.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 82. sayısı raflarda yerini aldı.

Nijer ve ABD arasındaki anlaşmanın "hızlı bir şekilde yürürlükten kaldırılması kararı" ABD’nin Sahel’deki varlığının ve operasyonlarının risk altında olduğunu gösteriyor.

Wagner'in lideri Yevgeny Prigozhin'in geçtiğimiz hafta sonu Rusya'da başlattığı krizin çeşitli coğrafyalara etki edeceği aşikâr. Bu krizin sadece askeri boyutu değil, aynı zamanda kazançlı ticari çıkarlara sahip olduğu Afrika'da da etkilere sahip olacağı çok açık. Ancak Wagner'in sebep olduğu krizin Rusya'nın Afrika'daki faaliyetlerine yansımaları henüz belirsizliğini korumakta.

Wagner cephe hattını bıraktı ve Moskova'ya yürüyüşe geçti. Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko'nun devreye girmesiyle Wagner'in sahibi Prigojin sessizlik tüneline girdi. Ruslar Wagner üyelerine üç seçenek sunup şirkete 'el' koyarken Rus bürokrasisinin ve Silahlı Kuvvetlerinin bilinen isimleri tasfiye sürecine tabi tutuldu.

Geçen hafta sonu Rusya’da yaşanan tarihi gelişmeler, ABD’nin ve müttefiklerinin rolü ve tercihlerinin de tartışılmasına yol açtı. Putin’e en yakın isimlerden olan Prigojin’in ana motivasyonu Wagner’in güç ve otonomisinin korunmasıydı ancak Batı tarafından ‘teşvik’ edilmiş olabileceği yönünde yorumlar sıkça dile getiriliyordu. Putin Prigojin’i ‘sırtından hançerlemekle’ suçlarken Kremlin’den ‘dış güçler’ imaları geldi. Muhtemelen, Prigojin’in kalkışması daha siyasi bir yere gitseydi bu iddialar çok daha fazla öne çıkacaktı. Bu yorum ve imaların siyaseten yapıldığı ve ispatlanmasının zor olduğu açık ancak Amerikan politikasının Putin’in düşürülmesini isteyip istemeyeceği önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Ukrayna işgali yüzünden Batı’yla keskin bir kopuş yaşayan ve ağır ekonomik bedeller ödeyen Moskova’nın kaosa sürüklenmesinden çok eli zayıf biçimde masaya oturmasının istendiğini söyleyebiliriz.

Rus yönetiminin hem cephede hem de Moskova’da bu kadar zafiyet içinde görünmesi kısa ve orta vadede Ukrayna için avantaj teşkil ederken NATO ülkelerinin desteğinin de devam etmesi için motivasyon kaynağı olacağı açık.

Wagner olarak bilinen özel askeri şirket, Türk kamuoyuna hele TSK’ya yabancı bir yapı değil. Paralı savaşçı olarak bilinen, ancak savaşçı kelimesinin olumlu anlamıyla pek ilgisi olmayan Wagner unsurları, Suriye ve Libya’da Rus ordusu saflarında Türk askerine karşı bir hasım olarak mücadele etti. Rusya ile siyasi düzeyde yönetilebilen ilişkiler, sahada taktik rekabet üzerine inşa edilirken, Wagner Türk askerinin muhatap olduğu Rus askeri yapısının muharip unsuruydu.

Geçtiğimiz Cuma gecesi "Rusya'da darbe oluyor" söylentisi tüm dünyanın gündemini değiştirdi. Rusya'ya hizmet veren Yevgenev Prigojin komutasındaki "Paralı Ordu Wagner", bir ayaklanma girişiminde bulunmuştu. Kısa sürede Wagner'in karargah binası Rusya ordusu tarafından kuşatıldı. Rus Savunma Bakanlığı koruma altına alındı. Ardından Cumartesi sabah Rusya Devlet Başkanı Putin canlı yayında sert bir açıklamalar yaptı. Wagner lideri Prigojin ise yaptığı açıklamada geri adım atmayacaklarının altını çizdi. Peki şimdi ne olacak? Bu kalkışmanın Rusya'ya ve dünyaya etkisini, uzun süredir Rusya üzerine araştırmalar yapan Hasan Kalyoncu Üniversite Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Aslan'a sordum.

Bir durum tespiti yapmayı ve gelecek projeksiyonu ortaya koymayı amaçlayan kitap, aynı zamanda ÖAŞ’lerin merkezinde olduğu çatışmaların oluşturduğu yeni bölgesel güç dengelerine dair ipuçları da sunmaktadır.

Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.

Orta ve uzun vadede Avrupa'nın ekonomik-siyasi olarak iyice yıpranmaması için bu savaşın bitirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul sürecinde ve Putin ile Zelenski'yi bir araya getirmede ısrar etmesi Avrupa başkentlerinin de lehine.

Seçim tarihinin tekrar ilan edilmesiyle birlikte gerginliklerin artması, Rusya'nın provokatif örtülü hamleleri, ABD ve Avrupa'nın vizyon içermeyen ortak mektupları ne kadar Libya halkının lehine bilinmez ama Türkiye'nin mevcut tutumunu devam ettirmesi gerekiyor.

Olması gereken Türk askerinin çekilmesi değil aksine eğitim ve danışmanlığıyla düzenli ordunun kurulmasına yardım etmesidir. Türk askeri varlığı Libya ordusunun eğitimine ve Hafter etkisinden uzak tutulmasına katkı sağlar. Kırılgan geçiş sürecini güvencede tutar.