Vilnius Zirvesi’nin Başarısı için Ne Gerekiyor?

Vilnius Zirvesi, NATO ittifakının Soğuk Savaş’tan beri tecrübe ettiği stratejik hedef belirsizliğini aşmaya başladığı bir dönemde gerçekleşiyor. ABD’nin 11 Eylül saldırılarının ardından “küresel teröre savaş” açması sonrasında NATO Afganistan’da görev aldı ancak ittifakın değişen uluslararası güvenlik sistemine uygun strateji geliştirmesi mümkün olmadı. NATO’nun 2010 Stratejik Konsept Belgesi, Rusya’yla iş birliğinden bahsederken Çin tehdidine atıf bile yapmıyordu. Kırım’ın ilhakına güçlü bir cevap veremeyen ittifak, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle bir anda Avrupa’da nükleer savaş tehlikesini karşısında buldu. NATO’ya adeta asli misyonunu hatırlatan bu gelişme, Avrupa’nın güvenliğini sil baştan düşünmesi gereğini ortaya çıkardı. İttifak, 2022 Stratejik Konsept Belgesinde Rusya, Çin ve diğer küresel tehditler karşısında kapsamlı bir vizyon ortaya koymaya çalıştı.

Devamı
Vilnius Zirvesi nin Başarısı için Ne Gerekiyor
Türkiye Batı ya mı Dönüyor

Türkiye Batı’ya mı Dönüyor?

Türk dış politikasının bölgesel ve küresel dengelere göre pragmatik adımlar atarak kendine alan açma çabasının yeterince anlaşıldığı söylenemez. Batı ittifakından ‘koptu kopacak’ şeklinde yapılan analizler, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını rasyonel biçimde tespit edip ona göre hareket edemeyeceği yanılgısına dayanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Transatlantik İttifakı ötesinde geliştirdiği her ilişki ya Batı’ya alternatif ya da Batı’dan uzaklaşma olarak sunulunca, Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili temelsiz önyargılar oluşuyor. Türkiye analizleri Batı’yla Doğu arasında sıkışmış ve sürekli gelgit yaşayan bir ülke algısının farklı varyasyonları haline gelince, Türk dış politikasına ilişkin sorunlu perspektifler yaygınlık kazanıyor. Türkiye’nin meşru ulusal çıkarları ve öncelikleri olduğu varsayımından hareket edilmedikçe bu analizlerin derinlikli bir izah sunma imkanları da ortadan kalkıyor.

Devamı

Rusya’nın NATO Vilnius Zirvesi sonrasında yeni bir oyun planı arayışında olduğu söylenebilir. Türkiye’nin Ukrayna’nın üyeliğine desteğini yinelemesi ve İsveç’in üyeliğinin önünü açmasının Moskova’yı rahatsız ettiği açık. Zirvenin hemen sonrasında Rusya’nın hem Suriye’ye insani yardım girişini veto etmesi hem de tahıl anlaşmasını sona erdirmesi el yükseltmek istediğini gösteriyor ancak elinin çok da güçlü olmadığının altını çizmek gerek. Tahıl anlaşması Rusya’nın ‘Küresel Güney’ ülkeleri nezdindeki itibarını artıran bir adım olduğu için anlaşmanın yenilenmemesi Moskova’nın aleyhine olur. Suriye’deki insani dramın derinleşmesi de Rusya’nın itibarına ne kadar hizmet eder tartışılır. Tahıl anlaşmasını bitirerek BM’den yaptırımlar konusunda ödünler koparmak, Suriye’ye insani yardımı engelleyerek de Türkiye’yi zor durumda bırakmak isteyen Moskova’nın attığı bu adımlar, yeni müzakere süreçleri başlatabilir ancak savaşın gidişatını Rusya lehine çevirmeye yetmez.

Foer’in kitabı Biden’a pandemi, ekonominin canlandırılması, ara seçimler, Afganistan’dan çıkış ve Ukrayna meselelerinde eleştirel bir tavır takınmadan genel olarak iyi not veriyor. Foer Biden’ın sürekli hafife alınan bir lider ve kendisinin de bunun farkında olması itibariyle bu konuda hassas bir siyasetçi olduğunu belirtiyor. Beklentileri düşük tutarak rakip ve düşmanlarıyla sürekli uzlaşı yolu arayan bir lider olarak öne çıkan Biden’ın ilk iki yılında başardıklarına rağmen popülaritesinin bu kadar düşük olması önemli bir tezat teşkil ediyor. Şu günlerde anketlerde Trump’la başa baş görünen Biden’ın belki de en büyük sorunu kitabın başlığında ifade edildiği gibi ‘son siyasetçi’ olması. Amerikan halkının sistemi yetkinlikle çalıştırarak sonuç almaya çalışan Biden’ı mı yoksa gene Trump gibi o sistemi yıkma sözü veren bir adayı mı tercih edeceğini bekleyip görmemiz gerekecek.

Eski Başkan Trump’ın Ortadoğu politikası son derece İsrail yanlısı bir çizgideydi. Evanjelist tabanını memnun etmek adına Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump, İbrahim Mutabakatları’yla İsrail’in Filistin meselesini çözmeden de bölgede normalleşmeye gidebileceği tezini öne sürmüştü. Filistin için ekonomik yatırımlar da vadeden ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak lanse ettiği plan büyük ölçüde İsrail’in öncelikleri üzerine kurulmuştu.

NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı ve İttifakın Öncelikleri

NATO Dışişleri Bakanları bu hafta Brüksel'de bir araya gelerek ittifakın öncelikleri ve hedefleri doğrultusunda ne tür adımların atılması gerektiğini ve daha önce alınan kararların uygulamadaki etkinliğini görüştü. Toplantının ana gündemi ittifakın savunma durumu, Ukrayna'ya yapılan yardımların geleceği, Balkanlar'daki istikrar ve İsveç'in üyelik başvurusu olarak ifade edilebilir. Bu anlamda yıl içinde gerçekleştirilen Vilnius Zirvesi'nde alınan kararlar doğrultusunda Ukrayna ile olan ilişkilerin derinleştiği görülürken, Balkanlar'da geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan gerginliklerin de ittifakın kararlılığı bakımından bir test niteliğinde olduğu anlaşılıyor.

Devamı
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı ve İttifakın Öncelikleri
Kongre Zelenski nin Uyarısını Dinleyecek mi

Kongre Zelenski’nin Uyarısını Dinleyecek mi?

Ukrayna lideri Zelenski, Amerikan yardımının gelmemesi durumunda geri çekilmek zorunda kalacaklarını ve Rusların ülkenin büyük şehirlerine ilerleyebileceğini söyledi. Ukrayna’ya Amerikan desteğinin son bir senede iç siyaset malzemesi haline gelmesi Zelenski açısından önemli bir talihsizlik olarak okunabilir. Öte yandan Biden yönetiminin bu desteğin Amerikan halkının doğrudan çıkarına nasıl hizmet ettiğini anlatmakta sınıfta kaldığını söylemek mümkün. Trumpçı siyasetin içeride kendi sınırımızı koruyamazken Ukrayna’nın sınırına niye milyarlarca dolar harcıyoruz babından popülist söyleminin etkisinin daha fazla olduğunu söylemek gerekiyor. Amerika’nın dünya liderliğine döndüğünü iddia eden Biden’ın halkı bu liderliğin maddi yüküne ikna edemediği açık. Ukrayna’ya yardımın siyasileşmesi ve her iki partinin desteğini alan bir mesele olmasına rağmen Trump’ın siyasi hesaplarıyla uyuşmaması yardımın kaderini belirsizleştiriyor.

Devamı

Birkaç farklı alanda ilerlemeye çalışan Ukrayna ordusu hava hakimiyetine sahip olmadığı için büyük kayıplar verme pahasına karşı saldırı başlatıyor. Bu taarruzdan net bir sonuç alınması durumunda savaşın sonunu konuşmaya başlayacağız, aksi takdirde savaşın uzun yıllara yayılarak uzama ihtimali güçlenecek.

11-12 Temmuz 2023’te gerçekleşecek NATO zirvesinin önemi nedir? NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in görev süresi neden uzatıldı? Zirvenin gündeminde hangi konular yer alacak? İsveç’in NATO üyeliğinde son durum nedir? Ukrayna’nın NATO üyeliği yolundaki engeller nelerdir?

Batı ittifakının Yeni Türkiye gerçeğini kabullenmesi gerekiyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinden Prof. Dr. Murat Yeşiltaş, Terörle Mücadele Özel Koordinatörü ataması kararının Avrupa’daki PKK yapılanmasına yönelik farkındalık oluşturacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO'nun Vilnius Zirvesi'ne giderken yeni bir tartışma başlattı. İsveç'in NATO üyeliği ile ilgili olarak "Önce gelin Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile nasıl onun önünü açtıysak, İsveç'in de önünü açalım" mesajı verdi.

Dünya başkentlerinin dikkatleri yeniden Türkiye'ye çevrildi. Bu kez kritik seçimler için değil diplomatik aktivizm sebebiyle. Tahıl anlaşmasının süresinin bitmesine on gün kala Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davetiyle İstanbul'daydı.

Snowden sonrası dijital erişimle ilgili alınan tedbirlere rağmen bu kadar hassas belgenin ortalığa saçılması, gizlilik tasniflendirmesi sisteminde reform çağrılarını tekrar gündeme getirecektir.

Ukrayna lideri Zelenski’nin Rus işgal girişimi sonrasındaki ilk yurt dışı ziyaretini Washington’a yapması Amerikan desteğinin devamı için kamuoyu oluşturulması amacı güdüyordu.

AB Komisyonunun son raporu Türkiye’ye dair klişe yaklaşımları tekrar ederken ilişkilerin gelişmesine dair yapıcı ve yaratıcı unsurları ve açılım alanlarını vurgulamamaktadır. Bu yaklaşım ise Türkiye ile ilişkilerin yakın zamanda olumlu ivme kazanmayacağına işaret etmektedir.

Avrupa'nın bu kışı nasıl geçireceği ve liderlerin bundan çıkaracağı dersler netleşmedikçe Batı, Putin'in istediği büyük pazarlığa yanaşmayacak.

Rusya-Ukrayna savaşı yeni bir aşamaya geçti. Kısmi seferberlik kararından sonra Rus Parlamentosu Duma'nın, Ukrayna'nın dört bölgesinin ilhakını kabul etmesiyle Putin kendisini geri dönülemez bir yola soktu. Buna tepki olarak Zelenski, Ukrayna Milli Güvenlik Konseyi'nin Putin ile müzakereyi reddeden kararnamesini imzalayarak benzer bir tavır aldı.