Ukrayna’ya Destek Nereye Kadar?

Yaklaşık altı ay süren pazarlıklar sonunda Kongre Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95 milyar dolarlık savunma yardımını onaylamıştı. Cumhuriyetçiler bu yardımı Biden’dan Meksika sınırıyla ilgili tavizler koparmak için sürüncemede bırakmıştı. Ancak İsrail’in Suriye’deki İran konsolosluğuna saldırısı sonrasında bölgesel tansiyonun yükselmesi Kongre’yi harekete geçirdi ve Biden paketi 24 Nisan’da imzalayarak Ukrayna’ya yardımın da hemen başlayacağını açıkladı. Amerikan siyasetinin Ukrayna’ya yardım konusundaki isteksizliği ve konuyu iç siyaset malzemesi haline getirmesi, Rusya’nın Batı’nın desteğinin ilelebet sürmeyeceği hesabının doğru çıkabileceğine işaret ediyordu. Biden yönetimi ve Amerikan Kongre’si bu hesabın boşa çıkacağı mesajını vermek adına yardım paketini geçirdi ancak bu paketin bu kadar zor geçmesi ileride Ukrayna’ya desteğin devam edip etmeyeceği konusunda derin şüphe uyandırdı.

Devamı
Ukrayna ya Destek Nereye Kadar
Ukrayna-Rusya Cephe Hattında Artan Tansiyon

Ukrayna-Rusya Cephe Hattında Artan Tansiyon

Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.

Devamı

AB liderlerinin Trablus'a üşüşmelerine karşılık Libya hükümeti Ankara'ya verdiği özel önemi gösterircesine geniş bir heyetle geldi.

Ukrayna'daki Rus saldırısının Türkiye'nin dört yanında yeni çatışmaları tetiklemesi pekâlâ mümkün. Türkiye'nin bu çatışmaların dışında kalmasıysa ihtimal dahilinde değil. Bu nedenle Türkiye'nin çok katmanlı ve farklı sektörel boyutları olan bir hazırlık sürecini her ihtimali dikkate alarak başlatması gerekiyor.

İstanbul müzakerelerinin ateşkes ve barışa giden bir sonuç üretmesi en büyük arzumuz. En zor kararı verecek liderler, kuşkusuz Putin ve Zelenski.

Rusya'nın askeri gücünün artık dünya kamuoyunda farklı bir noktaya geldiği malum. Rus ordusunun savaştaki performansı hem insan hakları hem de etkinlik açısından sınıfta kaldı.

Bucha’da Gerçekleştirilen Eylemler ve Hukuki-Siyasi Boyutları

Bütün insanlığın vicdanını sızlatan ağır savaş suçlarına hatta insanlığa karşı suçlara işaret eden bu eylemleri gerçekleştirenlerin ortaya çıkarılması ve yargılanması, Ukrayna ve Rusya arasında hatta Rusya ile uluslararası toplum arasındaki oluşmuş olan husumetin azaltılması için elzemdir.

Devamı
Bucha da Gerçekleştirilen Eylemler ve Hukuki-Siyasi Boyutları
Analiz Rusya-Ukrayna Savaşının Suriye ye Olası Etkileri

Analiz: Rusya-Ukrayna Savaşının Suriye’ye Olası Etkileri

Bu analizde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin Suriye’ye etkileri üç başlık altında ele alınmaktadır: (i) Bayraktar TB2 SİHA’lar başta olmak üzere savaşın askeri etkileri, (ii) Rusya’nın içerisinde bulunduğu ağır yaptırımlar ve tecrit siyaseti nedeniyle meydana gelen ekonomik etkiler, (iii) Batı’nın olası Rusya karşıtı siyasetini genişletme politikası, Türkiye’nin pozisyonu ve Suriye’deki çıkarları bakımından ortaya çıkan siyasi etkiler.

Devamı

Bir süre önce, Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanmaya başlanmıştı. Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığı Avrupa başkentlerinde, FETÖ ve PKK mensuplarının da katıldığı panel ve çalıştaylarda sürekli seslendirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 13. Büyükelçiler Konferansı'nda dış politikanın ana konularına dair önemli mesajlar verdi.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, Türkiye’nin Ukrayna - Rusya krizinde Türkiye’nin üstlendiği diplomatik rol üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Sahadaki bilanço nedir? Rusya mı Başarılı, Ukrayna mı? Bu şamadan sonra savaş nasıl Gidecek?

Ne Ukrayna ne Rusya vazgeçmek niyetinde değil. Kiev karşı saldırıdan sonuç aldığını düşünüyor. Moskova, işgal ettiği toprakları ilhak için nükleer kartı çıkardı. Türkiye dışında da bu savaşın sona ermesi için çabalayan yok.

Uluslararası sistemde yaşanan sarsıntıların şiddeti bu iki güçlü NATO müttefikinin mevcut sorunları aşarak bölgesel ve küresel meydan okumalara karşı ortak politika geliştirmeye çalışmalarını gerekli kılıyor. Ancak Türkiye’de yaklaşan seçimler dikkate alındığında Washington’un şimdilik bekle gör politikasına devam ederek fark yaratacak stratejik diyalogdan uzak duracağını tahmin edebiliriz.

Ukrayna’nın askeri direnişinin sadece ülkeyi savunmaya odaklanmasını isteyen ve Rusya’ya saldırı olursa savaşın bölgeye yayılabileceğinden endişe eden Biden yönetimi, Putin’e defalarca ABD’nin savaşın tarafı olmadığı mesajını vermeye çalışmıştı. Benzer kaygıların Almanya tarafından dile getirilmesi karşısında Biden yönetiminin Ukrayna için en ideal tanklar olarak öne çıkan Leopard 2’lerin verilmesinde ne kadar ısrarcı olacağı merak konusu.

Kremlin’in iki İHA’nın gerçekleştirdiği saldırının Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı suikast girişimi olduğunu iddia etmesi Ukrayna’nın bahar operasyonuna doğru çatışmaların ve sivillere saldırıların iyice artacağını gösteriyor.

Ukrayna lideri Zelenski’nin Hiroshima’daki G-7 zirvesine katılması oldukça simgesel bir öneme sahip. Hiroshima tercihi nükleersiz bir dünya mesajı verirken Zelenski’nin zirveye sürpriz katılımı Rusya’nın nükleer silah kullanma ihtimaline de dikkat çekmiş oluyor. Bu vurguya ilaveten G-7 ülkelerinin Zelenski’ye açıktan destek vermesi ve Biden’ın F-16 açıklaması da Rusya’ya gözdağı niteliğinde siyasi gelişmeler olarak öne çıktı. Tayvan konusunda Çin’e de ‘sakın ha’ mesajı gönderilerek G-7 oluşumu bugüne kadarki en fazla siyasi mesaj içeren toplantısını yapmış oldu.

Türkiye’nin çekincelerinin hafife alınması, NATO ittifakının uluslararası terörün Avrupa’daki tezahürlerine karşı kapsamlı bir tavır geliştiremediğini gösteriyor. İsveç’in üyeliğinden bağımsız olarak Türkiye her uluslararası platformda olduğu gibi NATO içinde de uluslararası terörle mücadelenin ortak hedeflerden biri haline getirilmesinde ısrarcı olmaya devam etmelidir.

Geçen hafta sonu Rusya’da yaşanan tarihi gelişmeler, ABD’nin ve müttefiklerinin rolü ve tercihlerinin de tartışılmasına yol açtı. Putin’e en yakın isimlerden olan Prigojin’in ana motivasyonu Wagner’in güç ve otonomisinin korunmasıydı ancak Batı tarafından ‘teşvik’ edilmiş olabileceği yönünde yorumlar sıkça dile getiriliyordu. Putin Prigojin’i ‘sırtından hançerlemekle’ suçlarken Kremlin’den ‘dış güçler’ imaları geldi. Muhtemelen, Prigojin’in kalkışması daha siyasi bir yere gitseydi bu iddialar çok daha fazla öne çıkacaktı. Bu yorum ve imaların siyaseten yapıldığı ve ispatlanmasının zor olduğu açık ancak Amerikan politikasının Putin’in düşürülmesini isteyip istemeyeceği önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Ukrayna işgali yüzünden Batı’yla keskin bir kopuş yaşayan ve ağır ekonomik bedeller ödeyen Moskova’nın kaosa sürüklenmesinden çok eli zayıf biçimde masaya oturmasının istendiğini söyleyebiliriz.

11-12 Temmuz arasında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşecek olan NATO zirvesi geçtiğimiz yılki Madrid zirvesi gibi tarihsel bir önem taşıyor. Avrupa güvenlik mimarisi ve uluslararası güvenlik ortamını derinden sarsan Rusya’nın Ukrayna saldırısının ikinci yılında zirvede birçok önemli gündem maddesi bulunuyor. Bu kapsamda NATO’nun aldığı tedbirler, Ukrayna’ya verilen askeri destek ve bu ülkenin gelecekteki muhtemel NATO üyeliğinin yanı sıra İsveç’in üyelik başvurusu ve Türkiye’nin İttifak içindeki rolü gibi hususları konunun uzmanlar cevapladı.