Suriye'de Karmaşa: Kesişen Yollar Farklılaşan Çıkarlar
PYD, Rakka ve Deyrizzor’da ülkeyi besleyen yer altı kaynaklarına el koymuşken rejimin PYD ile işbirliği yapması kendi sonunu hazırlaması anlamına gelecektir. Türkiye’ye karşı PYD ile işbirliğinin hiçbir zemini yoktur. ABD ile bir anlaşmaya varıldığı ve bu şekilde bir karşılık verildiği yorumları ise propagandadan başka bir şey değildir.
Devamı
Zeytin Dalı Harekatı Suriye'de Dengeleri Değiştiriyor
Türkiye’nin Zeytin Dalı operasyonunu başlatmasının ardından, ABD’nin Türkiye’nin kapısını yeniden çalması ve PYD’nin Esed rejimiyle işbirliği arayışları oldukça dikkat çekiyor.
Devamı
Zeytin Dalı Harekâtı Suriye'de YPG'nin kaderini belirleyecek süreci hızlandırdı. YPG, Deaş varken birbirine zıt konumdaki aktörlerle (ABD, Rusya, İran ve Esed rejimi) aynı anda iş tutabiliyordu.
Deaş'ın bitmesiyle Suriye'de çatışmaların azalacağını umanlar hayal kırıklığına uğradı.
Türk Silahlı Kuvvetleri operasyona başladıktan ve hızla sonuç almaya başladıktan sonra, 5 yıldır PKK'ya özgürlük savaşçısı muamelesi yapan dış aktörler Türkiye'yle ittifaklarının ne denli değerli olduğunu hatırlayıverdiler.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, "Türkiye, Afrin’den YPG’yi temizledikten sonra Münbiç, Kuzey Irak, Cezire ve Ayn el-Arab'daki PKK varlığını hedef alacak. Bu süreç, PYD/PKK’nın yüzünü bütün dünya kamuoyuna gösterecek." dedi.
SETA'dan "Rusya'nın Doğu Akdeniz Stratejisi" Analizi
Analizde Doğu Akdeniz'in önemi, Moskova'nın bu havza üzerinden Ortadoğu'daki etkisi ve askeri kapasitesi ele alındı.
Devamı
Analiz: Rusya'nın Doğu Akdeniz Stratejisi
Bu analizde Doğu Akdeniz’in önemi, Rusya’nın bölgedeki askeri gücü ve politikaları incelenmiştir. Ayrıca Rusya’nın Doğu Akdeniz üzerinden tüm Ortadoğu’yu nüfuzu altına almayı hedeflediği ve Washington’ın bölgede azalan etkisini Moskova’nın doldurduğu analizin temel tezleri arasında yer almaktadır.
Devamı
İdlib operasyonu Fırat Kalkanı sonrasında Türkiye'nin Suriye'deki en önemli adımıdır..
Astana süreci ve devamında oldukça üst düzeyde toplanan Soçi zirvesi, Suriye krizinin yönetilmesi ve hatta çözülmesi için önemli beklentiler oluşturdu.
Trump'ın muğlak politikaları ve geleneksel bölgesel düzeni kökten sarsıcı hesapsız hamleleri, post-Amerikan Ortadoğu'nun ortaya çıkmasını hızlandırıyor ve Amerikan liderliğinin ve nüfuzunun daha hızlı erimesine yol açıyor.
Asıl ilgi, Erdoğan'ın son yıllardaki siyaset yaklaşımına ve üstlendiği liderlik rolüneydi...
Papa, Putin ve Macron dahil çok sayıda liderle görüşme gerçekleştiren Erdoğan zirve konuşmasında, “işgal ve terör devleti olarak” nitelediği İsrail’in Trump’ın tek taraflı kararıyla ödüllendirildiğini vurguladı. ABD’nin gücüne dayanarak haksız bir karar aldığını vurguladı
Putin Suriye’den zaferle çekilmekten bahsediyor, ancak herkes Suriye meselesinin henüz sonuçlanmadığını görüyor.
ABD başkanları, isteyerek ya da istemeyerek, Ortadoğu politikalarında sürekli sınırlandırmak istedikleri güçlere alan açıyorlar.
Putin, Rus Ordusu'na Suriye'den kademeli çekilme emrini verdi.. ABD Yönetimi Ortadoğu'da yeni bir savaş alanı mı açıyor?
Kuşkusuz, Beyaz Saray'ın bu hamlesi Suriye politikasını netleştirirken siyasi çözüm masasında zayıflayan konumunu toparlamaya yönelik...
Soçi'de üzerinde mutabakata varılan konuların Cenevre'de tartışılacak olması ve ABD'nin de bu masada yer alacak olması krizin gidişatı üzerinde etkili olacaktır.
Soçi Zirvesi’yle birlikte Suriye’de barışa çok yaklaşıldığına dair yorumlar da arttı. Ancak hâlâ bu konuda ciddi engellerin varlığından bahsetmek gerekir.
Öncelikle belirtilmesi gereken husus bu krizin geniş bir boyutu olan Türkiye- Batı krizinin bir parçası olması.
Üç ülkeyi "garantör" haline getiren bu uzlaşma Astana Süreci'nin somut bir başarısı... İç-dış muhalefeti ve her etnik-dini grubu kapsaması öngörülen Kongre, yeni anayasa, kurumların yapılandırılması ve adil-özgür seçimler gibi konuları belirleyecek.
