Yeni Görüşmeler Sonuç Üretir mi?

İdlib krizinde dörtlü zirve ve yeni görüşmeler öne çıkıyor. Başkan Erdoğan, Putin, Merkel ve Macron'un 5 Mart'ta bir araya gelmesi ihtimali, BM'nin "21. yüzyılın en büyük insani kâbusunun yaşandığını" belirttiği İdlib için diplomasi ile çözüm arzusunu diri tutuyor.

Devamı
Yeni Görüşmeler Sonuç Üretir mi
Türkiye ye Yeni Yol Haritası Çizenler

Türkiye’ye Yeni Yol Haritası Çizenler

Üç bölgede Türkiye'ye 'çekil baskısı' var. İnsani felaketi önleme amacıyla operasyon yürüttüğümüz İdlib'den, güvenlik anlaşması imzaladığımız Libya'dan ve deniz yetki alanlarındaki haklarımızı savunduğumuz Doğu Akdeniz'den... Bu üçlüden en sıcak olanı kuşkusuz İdlib. İdlib krizinin neticesi Türkiye'nin tüm Suriye'deki geleceğini etkileyecek.

Devamı

Diplomaside son kademe hala bir ihtimal olarak duruyorsa da Ankara, sahadaki kararlılığını gösteriyor. Şubat sonuna kadar verilen mühlet beklenirken sahadaki tahkimat ve hazırlıklar devam ediyor. 10 bini aşkın asker ve kapsamlı bir operasyon için gerekli her tür teçhizatı İdlib'e sevk edildi. Sahada küçük çaplı, taktik operasyonlar başladı bile.

Suriye'de askeri çatışma safhasının bittiğini düşünen kim varsa büyük bir yanılgı içinde. Bu sadece İdlib ekseninde yaşanan çatışmalar için değil; Fırat'ın doğusunda da askeri çatışma safhası bitmiş durumda değil. Suriye'de birbiriyle iç içe geçmiş o kadar çok çatışma kuşağı var ki bunların siyasi bir sürece evrilmesi yakın zamanda pek mümkün değil.

Rusya ve rejimin Astana/Soçi mutabakatlarını hiçe sayarak alan kontrolü sağlamaları ve bir hafta arayla Türk askeri noktalarına saldırmaları Suriye'de hem sahanın hem de uluslararası aktörlerin yeniden pozisyon almalarına neden oldu.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş İdlib’deki son gelişmeler üzerinden Türkiye’nin dış politikası üzerine değerlendirmelerde bulundu.

İdlib Krizinin Üç Düzlemi

İdlib krizini yönetmek için Ankara üç düzlemde seferberlik halinde. Bunlar, askeri operasyon, diplomasi ve uluslararası kamuoyu..

Devamı
İdlib Krizinin Üç Düzlemi
İdlib de Bulunmak Türkiye için Zorunluluk mu Tercih mi

İdlib’de Bulunmak Türkiye için Zorunluluk mu Tercih mi?

Başka ülkeler için de söz konusu olduğu gibi, Türkiye’nin güvenliği de kendi sınırları ötesinde başlar..

Devamı

Ateşkesin sürekli bozulması karşısında Erdoğan, “Türkiye’nin Rusya ile imzaladığı mutabakatın adım adım ihlal edildiğini” ve Türkiye’nin “yeni göç dalgasına tahammülü” olmadığını belirterek, gerekirse “askerî güç kullanmaktan çekinilmeyeceğini” ilan etti.

Türkiye diğer kuzey bölgelerde yaptığı gibi İdlib'in kuzeyinde de askeri varlığını ortaya koyarsa daha güçlü ve daha caydırıcı olacaktır.

Ankara, İdlib'deki statükonun korunmasını ve siyasi sürece odaklanılmasını istiyor. Esad ise dikkatini siyasi süreç ya da Deyr Ez Zor gibi bölgeler yerine muhaliflerin toplandığı son yer olan İdlib çatışmasızlık bölgesine vermiş durumda.

2018 yılı Eylül ayında Soçi’de iki lider arasında varılan İdlib Mutabakatı sonrasında bu şehri ve ilçelerini hedef alan saldırılar yüzünden mülteci konumuna düşen insanların sayısı ise 1,5 milyonu geçmiş durumda.

Türkiye BM Güvenlik Konseyi üyesi olmadığından, BM mekanizmaları Libya'da siyasi süreci baskın bir şekilde domine edebilecektir. Bu durum ise Hafter'i orantısız şekilde güçlü kılıp UMH'nin –ve Türkiye'nin– elini zayıflatabilir..

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye’nin, Libya'da siyasi ve askeri olarak gücünü hissettirmesinin Hafter'in beklentilerini boşa çıkardığını ve Trablus’u ele geçirmesini engellediğini belirtti.

Merakla beklenen Berlin Zirvesi'nde Libya'da "kalıcı barış" için bir adım atıldı. Zirveden çıkan 55 Maddelik uzlaşmayı Alman Şansölyesi "kapsamlı bir plan üzerinde yapılan anlaşma" olarak niteledi.

Avrupa ülkeleri, burunlarının dibindeki Libya'da inisiyatifi Türkiye ve Rusya'ya kaybetme endişesi içinde. Aslında İtalya ve Almanya'nın diplomatik çabaları doğru hamleler. Libya iç savaşı, terörizm, insan kaçakçılığı ve mülteciler olarak Avrupa'nın yanı başında.

Her biri 15,75 milyar metreküp doğal gaz taşıma kapasitesine sahip iki hattan oluşan projede önemli bir süreç geride bırakıldı.

Muhalefet, Libya’ya Türkiye’nin asker göndermesine karşı çıktı. Sadece asker göndermeye değil, Libya’da uluslararası anlamda tanınan Feyaz Serrac liderliğindeki Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile anlaşma yapmasını da sorun olarak gördü.